Darbenin Kayıp Saatleri ve 15 Temmuz...

A -
A +

“Darbenin Kayıp Saatleri…”
15 Temmuz sonrası heyecan ve merakla beklediğim bir kitap... Nihayet ekim ayında raflarda yerini aldı. Kitabın aslında daha erken çıkması bekleniyordu fakat olayın sıcaklığı ve an be an gelişen yeni olaylar dizgisinin, kitabın çıkış tarihini de müspet manada geciktirdiği anlaşılıyor. Bu gecikme, daha güncel bir araştırma olmasını sağladı diyebilirim.
Unutmadan bir not: 15 Temmuz sonrası hafızalara kazınan “Ölmek için güzel bir gün annem!” sözü de kitabın kapağında net bir şekilde yerini almış durumda.
Kitabın yazarı Mete Yarar ve Ceyhun Bozkurt… Mete Yarar’ı neredeyse tanımayanımız yoktur. 15 Temmuz sonrası medyada daha fazla görür olduk. Kendisi; güvenlik danışmanı, yazar, eski Türk Silahlı Kuvvetleri mensubu. 1988 yılında Kara Harp Okulundan piyade teğmen olarak mezun olduktan sonra 16 yıl boyunca Türk Silahlı Kuvvetlerinde görev yaptı. 2004 yılında emekliliğine bir yıl kala ise en son görev yeri olan Özel Kuvvetler Komutanlığı’ndan Binbaşı rütbesinde iken kendi isteğiyle ayrıldı.
15 Temmuz hain işgal teşebbüsü ve sonrasını çok iyi okuyan birkaç isimden biri kendisi…
Mete Yarar, “Darbenin Kayıp Saatleri" kitabında detaylardan çokça bahsediyor. Mesela, MİT'in darbe hareketliliğini tespit ettiğini ancak bir darbe olduğundan emin olamadığını, yine de Genelkurmay'a giderek bu hareketliliği sorgulamasının kritik olduğunu dile getiren Mete Yarar, bu sayede darbecilerin paniğe kapılarak erken harekete geçtiğini ve bu sebeple darbe teşebbüsünün baştan başarısızlığa mahkûm olduğunu, eğer MİT o hamleyi yapmamış olsa 16 Temmuz sabahı 03.00'te yapılacak FETÖ darbesinin başarıya ulaşabileceğini dile getiriyor.
15 Temmuz 2016 Cuma-16 Temmuz 2016 Cumartesi…
Henüz hafızalarda çok taze iki gün… O iki günü hepimiz çok iyi hatırlıyor ve biliyoruz. Peki ya bilinmeyenler? Ankara’da öğle saatlerinde başlayan hareketlilik, İstanbul’daki zırhlı birliklerdeki son hazırlıklar, doğu illerimizdeki sessiz sedasız yaklaşan tehlike…
Mete Yarar; “hâkim, savcı, polis değilim ama bütün ifadeleri tek tek okudum. Kitapta mizansene hiç girmedim. Asıl önemli olan şeylerden bir tanesi, bu 24 saate ortaya koyduğumuzda, insanların ne olup bittiğini öğrenmesi lazım. İnsanlar, 'Neden düğüne gitmişler, neden o komutanlar çağrılmamış' diyorlar. O soruların cevapları burada var. Bu bilinmeyenler 'tiyatro' denmesine neden oluyor” diyor. Bu kitap yazılmadan önce ilgililere danışılmış, görüşülmüş ve detaylı incelemeler yapılmış. Olayların geçtiği yerler adım adım gezilmiş, bilgi toplanmış ve katilin eşkâlini tarif edecek sonuçlara ulaşılmış.
Mete Yarar ve Ceyhun Bozkurt’un sorduğu soruları kitaptan alıntıyla biz de soralım ve aktaralım…
15 Temmuz'u tek başına bir darbe girişimi olarak mı alacağız yoksa geniş fotoğrafa mı yerleştireceğiz? Bunu hiç düşündünüz mü? Yıllardır Büyük Ortadoğu Projesi'nin tehlikelerine dikkat çekenlerin 15 Temmuz'u bir grubun basit bir darbe girişimi olarak görmesi mümkün mü? Dibimizde bir kaos yaşanırken, içimizde terör örgütleri pusudayken 15 Temmuz'u bunlardan bağımsız ele alamayız. Büyük bir yapbozun parçasını yaşadık o gece. Buradaki şablonu ve amacı anlayamaz, öğrenemezsek karşımızdaki gücün muhtemel diğer hamlelerinde başarısız olabilir, tökezleyebiliriz. İşte bu kitapta sözü edilen yapbozun küçük bir parçasını değil, bütün şablonu okuyabileceğiniz önemli veriler aktarılmaya çalışılıyor.
Çünkü 15 Temmuz gecesi kripto bir suç örgütü tarafından bireylere yönelik değil Türk milletine karşı bir cinayet işlendi. Dünyada bilinir ki kusursuz cinayet diye bir kavram yoktur. Katiller ne kadar dikkat etseler de ya başlangıcında, ya cinayet mahallinde ya da sonrasında arkalarında birçok iz bırakırlar. İşte bu kitapla, 15 Temmuz gecesine nasıl gelindiği, o gecedeki kayıp saatleri ve sonrasında yaşanan süreci net bir şekilde göreceksiniz. 15 Temmuz saat 14.45'te Millî İstihbarat Teşkilatı (MİT) önünde bir koşturmayla başlayan 25 saatlik süreci an be an yaşayacak, bu 25 saatte bütün soruların cevaplarına ulaşabileceksiniz.  
Netice olarak, “Darbenin Kayıp Saatleri” kitabı, vatansever soylu Türk Milletinin vatan, devlet, millet ve bayrak sevgisini pekiştirecek, bu cennet misâli vatanımızı çantada keklik gören vatan hainlerine ise gereken dersi verecek niteliktedir...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.