Türkiye’de Beşinci Kol Faaliyetleri ve Ajan Provokatörlük…

A -
A +
Uzun soluklu ve öylesine haince, kalleşçe bir dönemden geçiyoruz ki, ikinci kurtuluş savaşını veriyoruz dersek abartmış olmayız. Bu âdî asimetrik savaşın galibi de inşallah yüce Türk milleti olacaktır.
Özellikle Türkiye ve İslamiyet üzerinden, kutsal değerlerimize yönelik (devlet, asker, polis, vatandaş) haince saldırılar dur durak bilmiyor. Bir yanımızda Halep, Kerkük, Musul, Gazze… Diğer yanımızda Arakan, Urumçi, Karabağ… Çeçenya öte yanda… Dört bir yandan feryat figan yükseliyor.
Evet, bizler ölüyoruz belki ama onlar da kazanmıyorlar. İman dolu serhaddimize çarpıp her defasında yere çakılıyorlar.
İstanbul Beşiktaş’taki hain terör saldırısında şehit olan polislerimize, vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Dereceleri âlâ olsun. Yaralılarımız da acilen sağlık, sıhhat ve afiyetine kavuşsun.
Beşiktaş’taki hain saldırı bir kez daha göstermiştir ki, o saldırıyı yaptıran/yapanlar kadar buna çanak tutup halka saldıranlar da akan kanlardan sorumludurlar. Halkımızı galeyana getirip her defasında kışkırtanlar, hain saldırı sonrasında da boş durmadılar. Güvenlik güçlerimiz de boş durmadı tabii. Sosyal ağlardan terör örgütü PKK/KCK'nın propagandasını yapanlara yönelik operasyonda 235 kişi gözaltına alındı. İster vatan haini diyelim, ister akılsızlık diyerek kendimizi kandırmaya devam edelim. Daha ne zaman göreceğiz; bu kişilerin ölümle, katliamla, kanla beslenen canavarlar olduğunu? Tuzaklarına daha ne kadar düşeceğiz? Onları tanıyoruz. Ama yine de bu hainlerin röntgenini çekip aziz milletimizin önüne sermek istiyorum.
 
Kışkırt-Kaç
 
Evet, biliyoruz; ajan provokatörler ve asimetrik savaşın Türkiye’deki aktörleri/maşaları hep emperyalizmin tetikçisi olmuşlar, tam bağımsızlığa karşı duruşlarıyla ülkeyi kaosa sürüklemek için zombiden farksız hareket etmişlerdir. Bu süreç de devam etmektedir. Türkiye’de Anti-Emperyalist görünüp, dışarıda Emperyalist ülkelerin uşağı durumunda olan ve o ülkelerin vermiş olduğu tek bir resepsiyonunu dahi kaçırmamış solcu görünümlü mandacıları da biliyor bu aziz millet…
Biraz daha açalım isterseniz ajan provokatör meselesini...
Siyasi bir gruba dahil olarak, bir gösteri hareketine katılarak veya içtimai hayatın içine ustalıkla sızarak, kişileri belli bir tavır almaları ya da kendilerine zarar verebilecek, misillemelere yol açabilecek davranışlar için kışkırtan kimselere ajan provokatör ya da başka bir deyişle kışkırtıcı ajan diyebiliriz. Aslında “Beşinci Kol” faaliyetlerinin bir başlığıdır bu durum. Göz ardı etmemek lazım. Beşinci Kol faaliyetleriyle ahlâksız ve bilgisiz bir gençlik, sadakatsiz bireyler, fizyolojik ve psikolojik açıdan rahatsız bir toplum meydana getirilmek amaçlanır.
Türkiye’de aktif 42 milyon sosyal medya kullanıcısı olduğunu göz önüne alırsak ajan provokatörler ve beşinci kol için çalışanlar, sosyal ağlarda elini kolunu sallayarak cirit atmaktadır. Manipüleye açık bu bağlamlarda, kışkırtıcı ajanların bilerek ya da bilmeyerek maşası olan çoğu kişi tabiri caizse sosyal medyada dur durak bilmeden, toplumda infial uyandıracak paylaşımlar yapmakta ve vatandaşlarımızı tahrik etmektedirler.
Beşiktaş’taki hain terör saldırısı sonrası türedi ajan provokatörler yine boş durmadı. “Gazeteler, televizyonlar neden saldırı görüntülerini vermiyorlar, neden tam sayfa vermiyorlar, neden saklıyorlar? Bu 'devlet terörü' ne zaman bitecek Tanrım?..” dediler. Oysa itidalli davranmanın vaktiydi. Her şeyden öte yayın yasağı vardı. Yayın yasağından rahatsız olan sözde milletin vekilleri vardı. Hadi yayın yasağı olmasın, siz nasıl bir insansınız ki o halden zevk ala ala izleyeceksiniz bu katliamı, cesetleri, kıyımı, yıkımı? Yazıklar olsun size!..
Bu yaşananlar bir kez daha göstermiştir ki, 'sosyal medya ajanları'na dikkat etmeli ve galeyana gelip bu tuzaklara düşmemelidir. Zaten çoğu hesaplarını ya kapattı ya da gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar elbette maşalar. Ağababaları ise ustalıkla bu işi ustalıkla yapmaya devam ediyorlar. Bu tarz kişileri bilin, muhatap olmayın, polemiğe girmeyin. Amaç da zaten kendi pisliklerine sizi çekmek, boğmaktır. Kanmayın…
 
Provoke et, özgürlükçü ol!..
 
Bu arada, HDP’li Filiz Kerestecioğlu, TBMM’de iyi laf salatası yaptı, yetmedi üzerine zeytinyağı, sirke, limon da döktü. Fakat nedense terör örgütü PKK’yı bir türlü kınayamadı, lanetleyemedi. “Devletin öncelikli işi intikam almak değil, bir yılda 20 patlamayla katliam olan bu ülkede bu katliamları önlemektir” demesini biliyor Kerestecioğlu ama nedense bir yılda yirmi patlamanın yarısından fazlasının terör örgütü PKK tarafından yapıldığını göz ardı ediyor. Bu açıdan bakacak olursak, bir ajan provokatörlük örneği diyebiliriz… Bilerek veya bilmeyerek… Halkı kışkırtmanın bir başka türlüsü de budur. Zaten, Sağlık Bakanı Recep Akdağ da gereken cevabı kendisine verdi.
Bir internet haber sitesinin manşeti şöyleydi: “Yaralıları ziyaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan: Daha ağır bedeller ödeyecekler…”
Buradan ne anlarsınız? Oluşturulan algı şu: “Yaralıları ziyaret eden Erdoğan, yaralıların, ailelerinin, bu milletin daha ağır bedeller ödeyeceğini söylüyor…”
Oysa Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaralıları ziyaret ederken, bu hain saldırıyı yapanların/tetikçilerinin ağır bedeller ödeyeceğini söylüyor.
Ama o internet haber sitesi, algı yönetimi yaparak haberi o şekilde servis ediyor ustalıkla ve hainlikle!..
Velhâsıl; ülkesinden kopuk hayat sürüp, sınırsız özgürlük diye haykıranlar ve kandan beslenip teröre çanak tutanlar ya fena halde şizofrendirler ya da beşinci kol faaliyetlerine kolunu kaptıran ajan provokatördürler. Bunun başka bir izahatı yoktur. Olamaz da...
             ***
Kelâm-ı kibar: “Ne mutlu fitneye karışmayana ve fitneye maruz kalıp da sabredene!..”
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.