“Abrakadabra” derken aslında ne demek istiyoruz?

A -
A +
“Abrakadabra” Ârâmîce bir kelîmedir.   “Abra” Ârâmîce’de “yaratacağım” anlamına gelir. “AlefBetReş ve Alef” harfleriyle yazılır. Fiilin kökü “B-R-Alef”dir. Bu kök İbrânîce’de de Tevrat’ın ilk cümlesi olan “Başlangıçta Tanrı gökleri ve yeri yarattı”da “Bereşit Bara Eloim et Aşamayim veet Aarets” cümlesinde “Bara”, yani “yarattı” olarak karşımıza çıkar.  Aynı kök Arapça’da da -çoğunlukla yerine H-L-K kökü tercih edilse de- bulunur ve kullanılır. “Abra” sözcüğü de bu kökten az önce sözü edilen gelecek zaman veznine göre türetilmiş bir sözcüktür ve “yaratacağım” anlamına gelir. “Kadabra” kısmını ise açıklamadan önce bir kez daha bölmek gerekiyor, “Ke’dabra” şeklinde. Buradaki Ke ya da Ki, Ârâmîce’de bir bağlaçtır. Arapça’da “Key”, İbrânîce’de “Ki” şeklinde görülen bu bağlaç İngilizce’deki “like, as, that”, Fransızca’daki “afin que” ya da Farsça’daki “Ke” bağlaçlarıyla benzer ya da aynı anlamdadır. Türkçeye de “ki” olarak çevrilebilir. Kef ve Yod harfleriyle yazılır. “Dabra”, sözcüğü ise yine Ârâmîce ve İbrânîce’de ortak olan bir kökten, söz, söylemek, demek anlamındaki D-B-R kökünden gelmektedir. Aynı kök İbrânîce’de Tevrat’ın Tesniye Kitabı’nın İbranice adı olan DeVaRim sözcüğünde karşımıza çıkmaktadır ki: bu ad, “sözler” anlamına gelir. Abrakadabra’nın “dabra”sı ise “söyledim, dedim” anlamına gelir Ârâmîce’de… Netice olarak; Abrakadabra ile ilgili buraya kadarki bilgileri bir araya toplarsak elimizde şu cümlenin olduğunu görürüz: “Söylediğim gibi yaratacağım!”  Abrakadabra, kanımızca Ârâmîce’de “söylediğim gibi yaratacağım” anlamına gelir ve henüz sihirbazlara, “illüzyonist” denmediği dönemlerde, bu türden sihirbazların, bu cümleyi dillendirdikleri anlaşılmaktadır. Arapça, Farsça bir birleşik sözcük olan sihr (büyü) ve baz (oyun, oynayan)’ın böyle bir oyun oynamış olması mümkündür...  Dolayısıyla; bazı sözleri ve söylemleri dillendirirken, ne manaya geldiklerini bilmeden söylediğimizden olacak alışagelmiş bir şekilde kullanıyoruz. Çok değil, az bir araştırmayla “yarı cahilliğimizi cahillik seviyesine” çekebiliriz. Sonrası için ise okumak, okumak, okumak… Ve araştırmak… Belki de edindiğimiz bu bilgiler bizleri aydınlatacak ve söylediğimiz kelîmelerden kurduğumuz cümlelere kadar daha titiz davranmamıza vesîle olacaktır. Çok fazla uzatmak istemiyorum fakat bir misâl ile noktalayalım yazımızı… Çoğunlukla futbol ve basketbol maçlarında spiker arkadaşlarımız, bir oyuncu için, “pozisyonu yoktan vâr etti” diyerek; aslında ne kavrama, ne kelîmelere, ne de akıl ve mantığa uygun bir cümle kuramadığını her defasında cümle âleme îlân etmektedirler. Bu örnekleri günlük hayatımızdan yola çıkarak da çoğaltabilirsiniz. Kalın sağlıcakla…        ***Not: Bu köşe yazım; yazar, dil uzmanı ve çevirmen Mahir Ünsal Eriş’in notlarından derlenmiş olup, konu hakkındaki çeşitli araştırmalarımı kapsamaktadır.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.