Bir ülke kedilerle savaşıyor

A -
A +

Avustralya Çevre Bakanı Greg Hunt “tükenmekte olan hayvanları korumak için”  2020 yılına kadar 2 milyon yabani kedinin öldürüleceğini ilan etti.
Aslında kediler kıtaya İngilizlerle birlikte gelir, çok olsun iki asırlık bir mazileri var. Önceleri çiftlik evlerinde beslenir, fare, böcek ve kertenkele avlar, aferin alırlar. Ancak kapı dışarı edilenler de olur bu arada.
Avustralya’da büyük şehirleri saymazsanız, sokağın ucu çöl ya da ormana çıkar. Az ötede kangurular, pitonlar, timsahlar… Kedicik ne yapsın, avcılık hasletlerini kullanıp intibak eder hayata.  
Bilirsiniz aslanların, kaplanların aç kaldıkları günler olur, kedi ise uçan kuşu yakalar icabında. Yani avcılık cihetinden noksanı yok, fazlası var.
Nitekim küçük keselileri ve sürüngenleri yiyerek ayakta kalırlar.
Ve vaveyla kopar. Vay bunlar yılanlarımızı çiyanlarımızı tüketiyorlar!
ATIŞ SERBEST
Kediler zararlı mı değil mi? Orası ayrı mevzu ama katliam için kullanılan vasıtalar hiiç sevimli gelmiyor kulağa.
Hükûmet yüzülmüş kedi derisi getirene 10 Avustralya doları (7 $) mükâfat veriyor. Hesaplayan da vardır kesin, günde şu kadar vursam, çarpı yedi, şu kadar dolar… Öldür, para! Kiralık katil tutmak denir buna.
Hükûmet toksik silahlara da sarılmış. Ekipler kanguru etlerine, tavuk artıklarına, sosis parçalarına “1080” adlı zehirden sürüyor. Bu nebati zıkkım 15 dakikada tesirini gösteriyor.
Peki ya bu gıdaları başka hayvanlar yiyecek olursa?
Demek ki göze alıyorlar, düşünün kedi nefreti ne kadar fazla.
Bu arada mekanikçiler tuzak, kafes, kapan mevzuunda kendilerini aşmışlar.
Kedi telefi için patlayıcı kullananlar da var “bir nevi antikedi mayınlar”.
FARENİZ BOL OLSUN!
 Politikacılar kararlı. Hayvan hakları örgütü PETA bile baskı altında.
Bir kısım dernekler ise katliamı alkışlıyor. Mesela Göçmen Kuşlar Merkezi Başkanı Dr. Peter Marra “Kediler tasmayla dolaştırılmalı” diyor, “Hatta sokağa çıkma yasağı konmalı onlara”.
Tasmayla kedi! Neler duyacağız daha…
Yeni Zelanda da, aynen Avustralya’nın izinde. Bazı beldelerde evde bile kedi beslemek yasak.
Değişen ekolojinin biletini pisiciklere kesmek kolaylarına gidiyor galiba.
Aslında en tehlikelisi insan. Ormanları yakan, ağaçları satan, suyu, havayı bulandıran, zevk için avlanan.
 NOEL’LE GELEN SIKINTI
Bu av merakı yıllar evvel başka bir dert sarar kıtanın başına.
İngiltere’de tavşan peşinde koştuğu günlere hasretle anan Thomas Austin adlı arazi sahibi, 1859 Noel’inde iki düzine tavşan getirtip salar (1859). Winchelsea kendi mülkü. Kim ne diyebilir ki ona? Vurduğunu vurur, vuramadıklarını da Tazmanya canavarları halleder nasıl olsa.
Lakin tavşanlar hızla çoğalır ve civara yayılırlar.
1866’da, avcılar Bawron Park’ta 14 bin tavşan vururlar. Ki halk tavşan yahnisine bayılmaktadır, o yıllarda.
1880’de, tavşanlar Murray Nehri’ni aşmayı başarır, Queensland’a ulaşırlar. 1894’de Nullarbor’u geçer Batı Avustralya’ya akarlar.
Tavşan kalenderdir, yiyecek seçmez, tane, yaprak, tomurcuk farketmez oburlara. Aşırı otlama yüzünden mera kalitesi düşer, toprak erozyonu başlar. Tavşanların İngiltere’ye yayılması 700 yılı bulmuştur, Avustralya’yı ise (Britanya’dan 31 kat büyük) 50 yılda teslim alırlar.
İkinci Cihan Harbi yıllarında insanlar birbirlerini boğazlamaktan etrafına bakamaz. Kıtadaki tavşan nüfusu da 600 milyonu bulur bir anda.  
BİYOLOJİK SAVAŞ
Tavşanlar geometrik dizi şeklinde çoğalır ve önlerine çıkan ne varsa kemirmeye başlar. Av köpekleri, çelik kapanlar çaresiz kalınca tavşanların su içtikleri birikintilere zehir atarlar. Yetmez biyolojik silahlardan medet umarlar.
Yıl 1950, İngiliz Milletler Topluluğu İlmî ve Endüstriyel Araştırma Merkezi (CSIRO) Güney Amerika tavşanlarında görülen öldürücü bir virüsü (myxomatosis) eliyle taşır Avustralya’ya.
Bir nevi çiçek hastalığı, hayvancık önce kör olur, bilahare akciğer enfeksiyonu ile veda eder hayata.
Sonra ondan bulaşanlar girer sıraya.
Ancak zamanla mukavemet gelişir, bir sonraki nesil virüse aldırmaz.
Bu defa Londra’dan yardım isterler, büyüüük buldozerler gelir, zemini kazır, tavşan yuvalarını dağıtırlar (ripping:sökme). Yavruları da parçalarlar bu arada...
Bakarlar eksileceği yok, kıtaya çit çekerler baştan başa.  
Öldürülen tavşanlar mı? Onları gübre niyetine bırakırlar ortalıkta.

Eğlenceye bak!
Yeni Zelanda Central Otago şehrinde Paskalya gecesi Lions Kulübü tarafından düzenlenen gelenekel yarışmada Hopper Stoppers ile Down South takımları finale kalır ve 889 tavşan öldüren Hopper’lar kupaya uzanırlar. O gece ceman (toplam olarak) 30 bin tavşan telef edilir. Lions Klübü Başkanı Ferriera “Hayvan öldürmek için harika bir geceydi, avcılar sabaha kadar uyanık kaldı, eğlenceye doydular” açıklamasını yapar.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.