Emeklilikte yaşa takılanlara ayrımcılık yapan kanun teklifi TBMM’de

A -
A +

Emeklilikte sonradan getirilen YAŞ engeli ile emeklilik hakları geciktirilerek mağdur edilen yüz binlerce EYT mağduru bulunmaktadır. 

Mağdur okurlarımız her gün e-mail ve sosyal medya hesaplarımıza gönderdikleri yüzlerce iletilerde yasal düzenlemelere ilişkin gelişmelerde son durumu merak etmektedir. Daha önceden de ifade ettiğimiz üzere problemin çözümü noktasında özellikle EYT’lilerin mağduriyetleri giderilinceye kadar kayıtsız-şartsız her zaman desteklemeye ve yardımcı olmaya devam edeceğiz.
Bu yazımızda henüz yeni TBMM’ye intikal eden ana muhalefet partisinin memur, kamu görevlileri, esnaf-sanatkâr, tarım Bağ-Kur ve diğer bağımsız çalışanları görmezden gelen EYT yasa teklifini değerlendireceğiz.
 
Bağ-Kur ve Emekli Sandığına tabi olanlar mağdur değil mi?
 
12 Ekim 2018 tarihinde TBMM Komisyonuna (Esas:2/969 sayı ile) intikal eden ana muhalefet partisinin kanun teklifi hayret verici, akıllara ziyan!..
Keza yaşa takılanlar arasında Anayasa ve hukukun temel ilkelerinden olan “Eşitlik İlkesi”ne aykırı olarak emeklilikte yaşa takılanlar arasında ayrımcılık yapılmaktadır. Memurlar, kamu görevlileri, esnaf-sanatkâr, Tarım Bağ-Kur'u, iş yeri sahipleri ve diğer tüm bağımsız çalışanlar görmezden gelinmektedir. Bu sayılanlar sanki yaşa takılmamış, mağdur edilmemiş olarak görülmektedir.
Çok zor şartlarda canını dişine takıp 9000 gün prim ödeyen berber, bakkal, manav ve diğer esnaf kesiminin EYT mağduriyeti ne olacak?
Ana muhalefet partisinin kanun teklifinin gerekçesinde 8 Eylül 1999 tarihinden önce işe başlayanlar normalde yaş şartı olmaksızın, prim günü ve sigortalılık süresiyle emekli olacakken, yapılan yasal düzenleme ile prim gününün yanında yaş şartının da getirildiğinden bahsedilmektedir. Ancak saydığımız kesimlerden Bağ-Kur ve Emekli Sandığı’na tabi olarak kadınlardan 20 yılı, erkeklerden 25 yılı doldurmasına rağmen sonradan getirilen yaş şartları nedeniyle mağdur edilenler tamamen es geçilmektedir.
 
EYT arasında ayrımcılık daha büyük mağduriyetlere yol açacaktır
 
Evet işsizliğin çift haneli rakamlara ulaştığı piyasa şartlarında çoğunun belirli bir yaş seviyesinin de üstünde olmaları nedeniyle maalesef özel sektörde çalışan işçilerin iş bulmada dezavantajlı konumunda bulundukları aşikârdır.
Ancak ayakta kalmakta hayat savaşı veren esnaf ve sanatkârlar, Tarım Bağ-Kur’lu çiftçiler ve diğer iş yeri sahiplerinin de ne kadar zor şartlarda prim yatırarak geçimlerini sürdürdükleri bellidir. Bu nedenle hemen hemen her yıl Bağ-Kur affı ve yapılandırması çıkarılmasına rağmen borç ödeyecek durumları dahi bulunmamaktadır. Bu gerçekler gözden kaçırılmamalıdır.
Hemen hemen her aileyi ilgilendiren EYT mağdurlarının oluşmasına sebep olan 4447 sayılı Kanundur. Hukukun temel kurallarından “müktesep hak” ilkesini bile gözetmeden SSK’lı, Bağ-Kur’lu veya Emekli Sandığına tabi tüm  sigortalılara  ayrım yapılmaksızın yaş engeli konulması ile milyonlarca EYT mağduru oluşturulmuştur.
Bu nedenle yapılacak düzenleme SSK’lı, Bağ-Kur’lu veya Emekli Sandığına tabi tüm  sigortalıları mutlaka kapsamalıdır. Sadece bir kesime yönelik düzenleme, kurumun altından kalkamayacağı mahkeme masraflarına sebep olacaktır. Keza Eşitlik ilkesine aykırı bir düzenleme ya iptal edilecek ya da kapsamda olmayanlar mahkeme kanalıyla haklarını alacaktır.
 
Çözüm: “Alınan hakları iade et, başka ihsan istemez.”
 
EYT mağdurları alınan haklarının iadesini istiyor, başka ihsan istemiyor. TBMM’de EYT mağdurlarının bu isteği aynen kabul edilirse meselenin çözümü çok kolay olacaktır. Zira çok ayrıntılı yeni bir düzenlemeye gerek olmayacaktır.
Bunun için  aynen 2008 sosyal güvenlik reformunda olduğu gibi yeni düzenlemeden sadece bu yeni düzenlemelerin yürürlüğe girdiği tarihten sonra işe ilk defa girenlerin etkilenmesi, önceden işe girenlerin ise mevcut yasalara göre emekli olması şeklinde olabilecektir.
Dolayısıyla 1999 yılında mağduriyete sebep olan 4447 sayılı Kanunun yürürlüğe girmeden önce herhangi bir sosyal güvenlik kurumuna (SSK, Bağ-Kur, Emekli Sandığı…) bağlı olarak sigortalı bir işe girenlerin bu kanuna değil, işe girdikleri tarihlerdeki emeklilik şartlarına tabi tutularak problemin çözülmesi gerçek bir çözüm olacaktır. Bir kesimi kayırıp diğer kesimleri görmezden gelmeye yönelik çözümler ise ayrımcılığa ve daha büyük problemlere sebep olacaktır.
Bu şekilde çözüm kabul edilirse 08.09.1999 tarihinden önce geçerli olan;
  • SSK’lılar için eski 506 sayılı Kanun
  • Bağ-Kur’lular için 1479 sayılı Kanun ve
  • Emekli Sandığına tabi olanlar için 5434 sayılı Kanun hükümlerinde
Yer alan emeklilik şartlarına dönüş yapılması söz konusu olabilecektir.
Herkese sağlıklı emeklilikler diliyorum...
            ***
“Sadece zor duruma düştüğünde üzülenler değil, mutluluğunu kıskanmayanlar da gerçek dostlarındır.” SOKRATES
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.