BES’li kıdem tazminatı çıkacak mı?

A -
A +
83 yıldan beri hukuk sistemimizde yer alan kıdem tazminatıyla ilgili geçtiğimiz yıl Hükûmet “Orta Vadeli Plan” olarak da bilinen Yeni Ekonomi Planıyla kapsamlı bir reform yapacağını açıklamıştı. Bu plan çerçevesinde 10 Nisan 2019 tarihinde bu kez de “Yeni Ekonomi Programı Yapısal Dönüşüm Adımları” Hazine ve Maliye Bakanımız Sayın Berat Albayrak tarafından tüm kamuoyu ile paylaşıldı. Temcit pilavı gibi her yıl gündeme gelmesine rağmen bir türlü yürürlüğe konamayan yeni kıdem tazminatı düzenlemesi bu kez yürürlüğe konabilecek mi? Bu soru bugünlerde okuyucularımızın en çok merak ettiği konuların başında gelmektedir.   BES’li tazminat sistemi nasıl işleyecek?   En son yapılan açıklamalarda Hükûmet tarafından güçlü bir tamamlayıcı emeklilik sisteminin hızla hayata geçirilmesi planlanmaktadır. Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) ile birlikte kıdem tazminatı reformu da hayata geçirilecek. Bu bağlamda paydaşlardan yani çalışanlarla birlikte işverenden de yapılacak kesintilerden müteşekkil BES ile entegre kıdem tazminatı fonu oluşturulması öngörülmektedir. BES ve kıdem tazminatı reformunun bu yıl içerisinde yapılması ve 2020 yılından itibaren de fiilen bu fonların hayata geçirilmesi  hedeflenmektedir. Bu yeni yapıyla birlikte 5 yıl içinde sistemde biriken fonların millî gelirin yüzde 10’unun üstüne çıkacağı planlanmaktadır. Diğer yandan sigortacılık sektörü ile ilgili yeni düzenlemelerin yapılması, BES ve kıdem tazminatı ile ilgili yapılacak düzenlemeler sonunda oluşan finansman kaynağı ile sigortacılık sektörünün de destekleneceği öngörülmektedir. Henüz yapılacak düzenlemelerin ayrıntıları belli olmamakla birlikte oluşturulacak kıdem tazminatı fonunun cazip hâle getirilmesi için zorunlu BES’te uygulanmakta olan %25 devlet desteği bu fon için de kullanılması ihtimal dâhilinde bulunmaktadır.   Kıdem Tazminatı Fonu yürürlüğe konabilir mi?   Kıdem tazminatı uygulaması, ‘fona dönüştürülsün mü, dönüştürülmesin mi’ tartışmalarıyla ilgili yapmış olduğum araştırmalarda bu tartışmaların "İsa’dan önce" yani benim doğum tarihimden çok öncesine ta 1950’li yıllara kadar uzanmaktadır. 2003’te yürürlüğe giren 4857 Sayılı İş Kanunu’nda da ‘fon’ modelinin benimsendiği görülüyor. Keza söz konusu kanunda ‘fon’ ile ilgili yasal düzenleme yapılıncaya kadar eski düzenlemenin (1475 sayılı kanunun 14. maddesi) yürürlükte kalacağı öngörülüyor. 2002’de Bilim Kurulu tarafından hazırlanan Kıdem Tazminatı Fonu Taslağı, bu konuda hazırlanan en somut çalışma niteliğinde. Bu taslağın ele alındığı 2004’te toplanan Çalışma Meclisi’nin en tartışmalı konusu yine kıdem tazminatı olmuştu. İzleyen süreçte hemen hemen her yıl gündeme gelen kıdem tazminatı ile ilgili olarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından değişik taslaklar üzerinde çalışmalar yapılmasına rağmen kıdem tazminatı fonu kurulamadı. İşçi sendikaları da kıdem tazminatı fonu düzenlemesine hiçbir zaman sıcak bakmıyor. Başlangıçta fon düzenlemesini arzu eden işveren kesiminin de günümüzde buna çok sıcak bakmadığı görülüyor. İşçi ve işveren kesimi arasında uzlaşma olmayınca kıdem tazminatına ilişkin öngörülen düzenlemeler her seferinde rafa kaldırıldı. En son 2017’de rafa kaldırılan kıdem tazminatı 2018 yılında yeni ekonomi programı ile  yeniden gündeme geldi. Bu konuda uzun yıllar araştırma yapan bir yazar olarak benim kanaatim işçi ve işveren kesimi arasında uzlaşma zemini bulunmadığından kıdem tazminatı düzenlemesinin yine rafa kaldırılacağı yönündedir.   Kıdem tazminatı işçinin can simidi     Kıdem tazminatı, 1936’da yürürlüğe giren ilk iş kanunumuzdan beri çalışma hayatında yer teşkil ediyor. İlk yürürlüğe girdiği dönemlerde işçinin her 5 yıllık çalışması için 15 günlük ücreti tutarında düzenlenen kıdem tazminatı, daha sonra yapılan değişikliklerle her 1 yıllık çalışması için 30 günlük ücret tutarında belirlendi. 25 Temmuz 1971 tarih ve 1475 sayılı İş Kanunu’nun kıdem tazminatına ilişkin düzenlemeleri hâlen yürürlükte. Mevcut uygulama gereği, işçinin işe başladığı tarihten itibaren hizmet akdinin devamı süresince her geçen tam yıl için gerekli şartların da bulunması hâlinde işverence işçiye 30 günlük ücreti tutarında kıdem tazminatı ödenmesi gerekiyor. Kıdem tazminat işçi açısından bakıldığında; kimi zaman ev, araba hayali, kimi zaman çocukları için çeyiz parası, kimi zaman kendi iş yerini kurma parası, kimi zaman çocuğunun eğitim parası… özetle en büyük güvencesi hâlini almıştır.   İşçilerde fon alerjisi   İşçi tarafı kıdem tazminatı konusunda son derece hassas ve fon çözümüne bütünüyle kapıları kapatmış bulunmaktadır. Keza ülkemizin geçmiş yıllardaki kötü fon yönetimleri (Tasarrufu Teşvik Fonu, Konut Edindirme Fonu vb...) hâlâ  belleklerde… Diğer yandan hükûmet mutluka sosyal tarafların mutabakatıyla kıdem tazminatı reformunu gerçekleştirmeyi planlamaktadır. Geçtiğimiz yıllarda teknik çalışmalar da dâhil olmak üzere konuyla ilgili kapsamlı hazırlıklar yapıldı. Yapılan bu hazırlıklarda ‘sosyal taraflarla diyalog içerisinde tüm işçilerin faydalanacağı ve bireysel hesaba dayanan bir kıdem tazminatı sisteminin geliştirilmesi öngörülmüştür. Ancak işçi tarafının hassasiyetinin de gözönünde bulundurularak mevcut çalışan işçilerin oluşturulacak olan fona katılıp katılmaması tercihlerine bırakılması, ilk defa çalışacak olanların ise yeni sisteme katılması zorunlu olması söz konusu olabilecektir. Son söz olarak aynı zamanda bir iş güvencesi fonksiyonu da bulunan kıdem tazminatı ile ilgili hangi düzenleme yapılırsa yapılsın işçilerin kazanılmış haklarından kesinlikle en ufak bir gerileme ya da azaltma olmamalıdır.                  *** “Birini tedavi etmeden önce sor. Kendisini hasta eden şeylerden vazgeçmeye istekli mi?” HİPPOCRATES
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.