PKK fırsatçılığın bedelini ödüyor

A -
A +
Türkiye ve Suriye’de köşeye sıkışan PKK yeni hamlelerle kendine alan açma derdinde. Ancak kelimenin tam anlamı ile çırpındıkça batıyor ve her alanda daha fazla kayıp veriyor. PKK önce Suriye’deki iç savaşı Türkiye’ye taşıma planı yaptı. Caddelere sokaklara hendek kazıp gündelik hayatı çileye çeviren PKK karşısında Kürtler dâhil bütün bir ülkeyi buldu. Kendi kazdığı hendeğe yuvarlanan PKK şimdi bir yandan yerleşim yerlerinde bombalı eylemlere hız verdi ve kırsalda da arazi şartlarının çetin olduğu yerlerde tekrar hâkimiyet kurma çabalarına başladı.
Terör örgütü yeni stratejisinin her iki ayağında da yenilgiye mahkûm. Güvenlik güçleri en sarp ve dağlık yerlerde bile PKK’ya geçit vermiyor. Hâlen devam eden operasyonlar çerçevesinde Çukurca’nın daha önce girilemez denilen yerlerinde şimdiye kadar 200’e yakın PKK’lı öldürüldü. Çukurca gibi PKK’nın üstlenmeye çalıştığı diğer bölgelerde de operasyonlar anlık ve etkin bir şekilde devam ediyor. 15 Temmuz sonrası devletin yeniden yapılandırılması faaliyetleri sayesinde askerin üzerindeki sivil denetimi tam anlamı ile kuruldukça, operasyonlar daha etkin, başarılı ve planlı bir şekilde yapılıyor. Güvenlik güçleri içerisinde örgütlenmiş FETÖ mensupları terörle mücadelede ciddi bir ayak bağıydı. Devlet temizlendikçe hızlanıyor ve etkinliği artıyor.
Kırsalda güvenlik güçlerinden darbe üstüne darbe yiyen PKK, siyasi uzantısı HDP marifeti ile kontrol ettiği yerel yönetimleri kullanarak yerleşim yerlerinde lojistik destek bulabiliyor ve eylem kapasitesini devam ettirebiliyordu. Teröre destek olan belediyelerin yönetimine kayyum atanması ile bu alanda da önemli mesafeler katedilecektir. HDP’li belediyelere kayyum atanması konuşulurken sık sık bombalı eylemlerde kullanılan belediye araçları gündeme geliyor. Ancak yerel yönetimler vasıtası ile PKK’nın destek bulması sadece belediye araçları ile sınırlı değil. PKK adam devşirme ve propaganda faaliyetleri için de belediyelerin sağladığı imkânları kullanıyor. Belediye etkinliği adı altında terör etkinlikleri yapılıyor, canlı bombalara taziye çadırları kuruluyor ve yakını dağa çıkanlara belediyelerde iş veriliyor. Teröre destek veren belediyelere kayyum atanınca terör örgütünün şehir yapılanmasına etkin bir darbe vurulmuş oldu...
Tüm bunlar olurken bir yandan da PKK yeni bir propaganda süreci başlattı. Birçok koldan yürüyen propagandanın önemli bir ayağı Abdullah Öcalan. PKK birden Çözüm Süreci zamanında ateşkes çağrısını defalarca duymazdan geldiği ‘önderliğin’ sağlık durumundan endişelenmeye başladı. Yalandan kim ölmüş misali ‘Öcalan’la görüşmemiz sağlanırsa çatışmasızlık ortamına geri dönmeye hazırız’ bile dediler. PKK’nın propagandasına şerbetli olan Kürtler artık Öcalan masalına da inanmayınca PKK tekrar demokrasi havarisi oldu. Hazır terörü destekleyen belediyelere kayyum atanmışken, bu sefer de Türkiye’de oluşan darbe karşıtı atmosferi sömürmeye giriştiler. Türkiye 15 Temmuz sonrası karmaşayı yaşarken, millet vatan nöbeti için meydanlardayken terör saldırılarına hız veren örgüt şimdi darbe karşıtı söylemi kullanıyor. Terörü destekleyen belediyelere kayyum atanmasına karşılık kitleye ‘demokrasi nöbeti çağrısı’ yapıyor. Halk PKK ve siyasi kanadı HDP’nin çağrılarına destek vermedikçe, örgüt çaresizlik içerisinde yeni hamleler deniyor. Eş Başkan Figen Yüksekdağ saçmalama sınırını da aşarak "12 Eylül döneminde bile böyle bir uygulama yoktu" açıklaması bile yaptı.
Tüm bu çabalar beyhude... PKK fırsatçılık yaptı şimdi de bedelini ödüyor. Suriye’deki iç savaşı Türkiye’ye taşımak için yola çıktılar, şimdi Suriye’deki kazanımlarını da kaybediyorlar.
Çok şükür!
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.