Cinsel istismarı istismar edenler

A -
A +
AK Parti meclise yeni bir düzenleme teklifi sundu. Teklife göre cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir neden olmaksızın işlenen cinsel istismar suçlarında suçu işleyen ile mağdur evlenirse ceza verilmeyecek. Oldukça tartışmalı bir konu. İlk bakışta kanun değişikliği ile cinsel istismar suçlarının en azından bir kısmı için cezada yumuşamaya gidildiği izlenimi veriliyor.
Cinsel istismar gibi herkesin hassas olduğu bir konuda böyle bir izlenim oldukça problemli. Üzerine bir de başını Cumhuriyet gazetesinin çektiği malum çetenin karalama kampanyası eklenince hükümet üzerindeki baskı oldukça artıyor. Cumhuriyet gazetesi değişiklik teklifini okuyucusuna “Skandal önerge Meclis'te: Cinsel istismara uğrayan mağdur tecavüzcüsüyle evlendirilsin” başlığı ile duyurdu.
Zannetmeyin ki Cumhuriyet gazetesi cinsel istismarla tecavüzün farkını veya değişiklik teklifindeki “cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir neden olmaksızın” ifadesinin ne anlama geldiğini bilmiyor. Bal gibi biliyor ama her zamanki gibi AK Parti iktidarını köşeye sıkıştırmak ve dindarları karalamak için gazeteciliği bir araç olarak kullanıyor. Daha vahimi ise gazetede, televizyonda ve sosyal medyada haberi çarpıtılmış hâliyle görüp önünü arkasını araştırmadan, aslını astarını soruşturmadan tepki gösterenler. Aslında teklifin ne anlama geldiğini, neden böyle bir değişikliğe ihtiyaç duyulduğunu bilip de konuşsalar, varsa teklifin eksikleri ve sakıncaları onları dile getirseler cinsel istismar gibi çok hassas bir konuda oldukça faydalı bir katkı sunmuş olurlar. Ama kolay olanı tercih ediyorlar, herkes gibi “duyarlı” oluyorlar, kalabalığa karşı çıkmanın maliyetini yüklenmek istemiyorlar.
Peki böyle bir değişikliğe neden ihtiyaç var?  
Çünkü Türkiye’de hukuk normları ile toplumsal normlar birçok alanda uyuşmuyor. Toplumda meşru görülen birçok olay kanun tarafından gayrimeşru ve suç olarak görülüyor. Bu uyumsuzluk aile, kadın, cinsel istismar gibi hassas alanlarda olunca ortaya katbekat büyük bir sorun çıkıyor. İyi niyetli olarak uyumsuzluğu gidereyim derken daha büyük sorunlara yol açabiliyorsunuz veya derdinizi iyi anlatamazsanız bu örnekte olduğu gibi “tecavüzü meşrulaştırıyor” kara propagandasına fırsat vermiş oluyorsunuz.
Mesele şöyle: Daha çok küçük yerleşim bölgelerinde ve köylerde yaşanan bir durumla karşı karşıyayız. 18 yaşını doldurmamış iki genç evlenmeye karar veriyorlar. Aileler gençlerin yaşının küçük olması veya bir başka nedenle evliliği onaylamıyor. Gençler de kendilerince doğru fakat aslında yanlış olan bir yönteme başvuruyorlar. Kendi aralarında anlaşıp ailelerinden habersiz bir şekilde kaçıyorlar ve resmî muamele olmaksızın nikâh kıyarak evleniyorlar. Ortada herhangi bir cebir, zorlama, şiddet yok ancak bir hata var. Kanun ise daha sonra bu evli çiftin durumunu cinsel istismar olarak değerlendiriyor. Evlenmiş çoluk çocuk sahibi olmuş aileler, gençlikte yapılan bir hatanın bedelini ödüyor. Erkek hapse düşüyor, kız ise kendi rızası ile fakat kanuni sınır olan 18 yaşından önce evlendiği kocasının yolunu gözlüyor. Hele ki bu evlilikten çocuk veya çocuklar da doğmuşsa dram büyüyor...
Siyasetin bu durumda olan ve sayısı hiç de az olmayan ailelerin sorununa çözüm bulması takdire şayan. Bana ne deyip kenara çekilmektense bu netameli konuya el atmak cesurca. Ancak tüm süreç konunun hassasiyetine uygun olarak yürütülmeli. Mevcut bir sorunu, yaşanan aile dramını çözmek için gündeme getirilen bu değişikliğin istismar edilmemesi için ne tür önlemler alındığı kamuoyuna açıklanmalı. Örneğin erken yaşta ailesi tarafından zorla evlendirilen ve yine aile baskısı nedeni ile zorla evlendirildiğini söylemeyen gençlerimiz ne olacak? Veya “ailesinin namusunu temizlemek” adına tacizcisi/tecavüzcüsü ile evlendirilenler? Toplumumuzda bunların yaşandığını maalesef biliyoruz. Bu örnekler ile diğerleri birbirinden nasıl ayırt edilecek?
Siyaset kurumu böyle hassas bir konuda düzenleme yaparken muhakkak bu açmazları düşünmüş ve tedbirler almıştır. Ancak sürecin özellikle iletişim boyutunun yeterince iyi yönetilemediği ortaya çıkıyor. Bu tedbirlerin “kriz” çıkmadan önce kamuoyu ile paylaşılması, neden böyle bir değişikliğe ihtiyaç duyulduğunun vatandaşa açıklanması gerekiyor. En önemlisi ise kötü niyetli kişilerin bu değişikliği istismar etmesinin önüne geçmek için alınan tedbirleri kafalarda hiçbir soru işaretine yer bırakmayacak netlikte anlatmak. Aksi takdirde iyi niyetli olarak girişilen bir işten hatalı olarak çıkma tehlikesi var.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.