Kraldan fazla kralcılar...

A -
A +

Ülkemizde bazı köşe yazarları işin endazesini iyice kaçırmaya başladı! Bunlar kalemlerini, akıl-mantık ve gerçeklerden ziyade, duygu, menfaat ve zaman zaman da yalakalık derecesine varan sapmaların istikametinde kullanmaktan çekinmez oldular. Bu sebeple de çoğu zaman kraldan fazla kralcı kesiliyorlar. Nitekim, dünkü gazetelerde bu tanıma girecek epeyce yazı ve yorum vardı. Ecevit'in İsrail işgal ordusunun Filistin topraklarında devam ettirdiği zulüm, katliam ve imhayı bir "soykırım" politikası olarak nitelendirmesini nedense içine sindiremeyen ve onu "insafsız"ca bulanlar sözkonusu. Bugüne kadar İsrail'i dilinin ucu ile dahi kınamayan kişiler, Ecevit'in bize göre son derece yerinde olan nitelemesinden çok rahatsız olmuşlardı. Bu kadar çifte standartlı ve bu kadar saplantılı olmak da bir maharet olsa gerek! O kadar içerlemiş ki bir tanesi, öfkesini Ecevit'in emektar daktilosundan çıkarmaya çalışıyor. "Artık onunla vedalaşma zamanı..." diyor. Yani kaldırıp atmasını Başbakana tavsiye ediyor! Bazıları da Türkiye'nin Ermeni soykırım iddialarından dolayı bu beyandan zarar göreceğini ve yaklaşan 24 Nisan'da bunun sağladığı kolaylıkla Bush'un "soykırım" lafını telaffuz edebileceğini söylüyor. Amma da bağlantı ha! Sapla samanı, elmalarla armutları karıştırmanın çarpıcı bir örneği... Bu kalem erbabı biraz da zahmete girip İsrail'i 35 seneden beri sürdürdüğü işgali, yaptığı katliamları, işkenceleri (mesela taşla dirsek kırmaları...) ve en son ellerini arkadan bağlayıp bilinmeyen yerlere götürdüğü ikibine yakın Filistinli'nin akıbetini ve de şakaklarından kurşunlanmış silahsız, korunmasız insanların hakkını biraz sorgulasalardı ya... Ama onu yapamazlar. Çünkü onların Filistin diye bir meseleleri zaten yoktur. İnsan haklar vs. de onların lügatinde başka manalara gelir. Bir de bunun yanında menfaatleri haleldar olabilir. Hiçbir şey olmasa, güçlünün yanında yer almanın kolaylığı var. Korkuya dayalı sevgi ve yaranma var!.. Evet maalesef bütün dünya, zayıf veya kuvvetli tonlarda tepki koymuşken böyleleri hâlâ daha gerçekleri yok sayıp lafı başka taraflara dolandırabilmektedir. Bir kere daha belirtelim ki, Şaron'un Filistin'de yaptıkları, Miloşeviç'in Bosna Hersek ve Kosova'da yaptıklarından çok daha ağır ve acımasızdır. Ve dikkat edin Miloşeviç bugün uluslararası savaş suçları mahkemesinde etnik temizlik ve soykırımdan yargılanmaktadır. BM on gün içerisinde İsrail'in zulüm ve işgali sona erdirmesi için üç tane karar vermiştir. Ama anlamayana davul zurna az misali, bazı meslektaşlarımız, hâlâ da daha şaşı bakıyorlar. Zira bunların gösterdiği tepkiyi İsrail bile göstermedi. Diplomatik dille rahatsızlığını bildirdi. Keşke Ecevit, bu tepkilere karşı geri adım atmasaydı. İşte o zaman Türkiye'nin kararlılığı ve ağırlığı daha iyi hissedilirdi. Ama ne yazık ki, ürkek diplomasi ve çekingen dış politika yaklaşımı devam ediyor. Onun da ateşli taraftarları yukarıda bahsettiğimiz kraldan fazla kralcı yazarlar...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.