Memleketimden manzaralar

A -
A +

Türkeye gerçekten garip bir memleket... Ve ne yazık ki bu garipliklere her geçen gün yenileri ekleniyor! Gazetemizin dünkü manşeti, bu garipliklerden birini daha gözler önüne seriyordu... Hatırlayacağınız gibi, bundan birkaç ay önce, yüksek enflasyonun sebebi olarak, sarımsak fiyatlarının aşırı yükselmesi ortaya atılmıştı. Ve gerçekten o günlerde sarımsağın kilosu 12 (oniki) milyon TL civarında idi. Sarımsağın tek başına enflasyonu bu kadar zıplatma gücü olup olmadığına bakılmaksızın resmi beyanlara inanma mecburiyeti kabullenilmişti. Ama şimdilerde, Çin'den 52 ton sarımsak ithal eden iş adamının yaşadığı serüven, bu meselenin daha çok "kokacağını" haber veriyor! Parasının rantı ile geçinmek yerine, ticaret yaparak ülke ekonomisine katkıda bulunma yolunu seçen işadamı, 52 ton sarımsağı gümrükten geçirebilmek için, 71 (evet yetmişbir) tane imza teminine mahkum (!) edilmiş. Ve bu imzaları da ancak 60 günde tamamlayabilmiş. İşadamımız günde ortalama bir imza ile gene de büyük iş başarmış ama, bu arada sarımsaklar da çürümüş ve yeşermiş... İfadesine göre, 6-8 milyon TL arasında seyreden sarımsak fiyatları, eğer yukarıdaki gecikme olmasaymış 3 milyon TL'ye inermiş! Bazılarınız bu yazıyı çürümüş sarımsakla, neden bu kadar kokuttuğumuzu sorabilir. Ama ülkenin bütün meselelerinin böylesine kokutulduğunu başka türlü nasıl izah edebiliriz ki!.. Yolsuzluk, kokuşmuşluk, sosyal bozulma. ekonomik çöküntü vs. vs... bütün meseleleri olduğu gibi bırakan hükümet ve parlamento bügünlerde ne ile meşgul sizce? Daha önce cumhurbaşkanı tarafından veto edilen RTÜK Kanunu'nu yeniden çıkarmak için çalışan Meclisimizin sayın üyeleri o kadar canhıraş bir gayret içinde ki, önceki gün birbirlerinin gırtlağına sarılmışlar! Ne göz yaşartıcı manzara... Bu manzara karşısında herkes sus pus. Hiç kimse RTÜK Kanunu'nun ne gibi önceliği bulunduğunu sormuyor... Hükümet ve parlamento, bu arada yolsuzluğa, tekelleşmeye ve nüfus suiistimaline karşı hukuk ilkeleri içinde direnen cumhurbaşkanını sindirmek için başka bir manevra içinde. Cumhurbaşkanının görev süresi ve yetkilerini kısıtlamak ve de hukuki sorumluluk altına sokmak için Anayasa değişikliği yapma hazırlıklarını sürdüren koalisyon ortağı partilere de kimse bu meselenin aciliyet ve önceliği hakkında bir şey söylemiyor. Diğer taraftan özel af mı, yoksa şartlı salıverme mi olduğu konusunda hükümet ve cumhurbaşkanının bir türlü anlaşamadığı kanun bir türlü çıkmadığı için, yüzlerce mahkûm doğan boşluktan faydalanarak tahliye fırsatını yakalıyor. Böylece ceza infaz sistemi bir kere daha alt üst oluyor!.. Ama olsun, sarımsaklar da çürüsün, koksun, adalet duygusu ve inancı da yok olsun, bunlar o kadar önemli değil. Önemli olan, RTÜK Kanunu'nun çıkması Cumhurbaşkanının hükümeti rahatsız eden yetkilerinin budanması, böylelikle de her gün birbirlerine sataşsalar bile, koalisyon ortaklarının gül gibi geçinip gitmesidir. Hükümet krizi filan olmayınca da, ülke bir gün nasıl olsa esenliğe çıkacaktır. İnanmayan Sayın Ecevit'e sorsun!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.