Bu kısır gündem ne zaman değişecek?

A -
A +

Dünyanın dört bir tarafında çok önemli gelişmeler, yeni ittifaklar, kamplaşmalar, paylaşmalar yaşanırken, bazı bölgelerde geniş çaplı çatışmalara ramak kalmışken, Türkiye iki aydan beri Ecevit'in sağlık durumuna kilitlenmiş durumda... Bu mesele etrafında ülkenin bütün enerjisi heder ediliyor. Bunun yanında, enerjik şekilde müdahale edilmesi gereken önemli iç ve dış meseleler, ya çözümsüz şekilde bekliyor, yahut da çözümü giderek zorlaştığı için daha çok başımızı ağrıtacak bir mahiyet kazanıyor! Ecevit bir aydan fazla bir zamandır, fiilen başbakanlık makamına uğramıyor. Onunla birlikte hasta olan ekonomi de bir türlü iyileşme emareleri göstermiyor. Borsa düşüyor, faiz ve dolar yükseliyor. Tedirginlik her sektörü derinden etkiliyor. Velhasıl, piyasaların ateşi bir türlü düşmüyor... Buna karşılık DSP ve Ecevitlerin yakın çevresinden, giderek dozu artan sert açıklamalar birbirini kovalıyor. Başbakanın sıhhi durumunu tartışanlar densizlikle ve haddini bilmezlikle suçlanıyor. Düne kadar Ecevit'i mümtaz bir devlet adamı, dürüstlüğün timsali (Biz kesinlikle bu kanaatte değiliz ama, bu meseleleri ayrı bir yazıda gündeme getirmek istediğimiz için, şimdilik burayı es geçiyoruz) olarak lanse edenler de bu suçlamalardan bol bol nasibini aldı... Ortada garip bir durum var. Düne kadar müttefik olanlar, Ecevit sonrası dönem için şimdiden karşı karşıya gelmiş durumda. Bakalım eski ortakların yeni rekabet dönemi nasıl geçecek... Bu arada başka dikkat çekici gelişmeler de var. MHP lideri Bahçeli değişik mesajlar vermeye devam ediyor. Şimdiye kadar koalisyon protokolünün kayıtsız şartsız sadık bağlısı olan MHP, uygulanan politikanın tabanda meydana getirdiği rahatsızlıktan ötürü sıkıntıda. Özellikle dış politika konusunda yeni yaklaşımlar geliştirmekte zorlanan MHP, bu açmazdan kurtulmak için sürekli olarak milli duygulara yönelik söylemlerle siyaset üretmeye çalışıyor... Bahçeli diyor ki; "Her seferinde ülkenin yol ayırımında olduğunu, AB'ye girilmediği takdirde geleceğin karanlık olacağını vs. vs... söylemek hiç kimseye fayda vermez..." Bir an için karamsar tablo çizilmesinin yanlış olduğunu kabul edelim. Peki acı gerçeklerin yok sayılması, gündeme getirilmemesinin ülkeye ne gibi faydası var? Yani fert başına düşen milli gelirin 3000 dolardan 2 bin 500 doların altına düştüğünü, ülke milli gelirinin bir yıl içinde yüzde 25 azalarak, 200 milyar dolardan 150 milyar dolara düştüğünü irdelemeyecek miyiz? Bir türlü belini doğrultamayan ekonominin önünü açacak gerçekçi arayışlara girmeyecek miyiz? Türkiye'nin geleceğini daha müreffeh kılmak için büyük yönelmelere kilitlenmeyecek miyiz? Türkiye'yi yalnızlıktan, fakirlikten ve küresel hegemonyadan koruyacak büyük projelere dikkatimizi teksif etmeden nasıl iyi sonuçlar alabiliriz? Bu büyük projelerden biri olan ve tam 43 seneden beri ülke gündeminde olan, şu sıralarda da hayati bir noktada bulunan Avrupa Birliği meselesinde daha fazla zaman kaybetmeye tahammülümüz var mı? Hem milli menfaatlerimizi korumak, hem de ileriye dönük stratejik hedeflerde hata yapmamak basiretli yönetim ve siyaset demek olduğuna göre, iç politika dengelerini düşünerek kapıda bekleyen fırsatları kaçırmamak gerekiyor. 1970'lerin sonunda sırf bu sebeplerle büyük fırsatı eliyle tepen Ecevit, şimdi yine iktidar ortağı ve bu defa farklı bir zihniyet sergiliyor. Ecevit'in geçmişteki hatasını bu defa MHP tekrarlamamalıdır. Böyle bir şey yapmak MHP'ye yarar getirmez. Bilakis onu daha çok dışlanma sonucu ile karşı karşıya bırakır. Onun için diyoruz ki; bütün partiler hamaseti, lafı güzafı bıraksınlar ve hem ülkenin önünü açacak AB meselesinde, hem de seçim ve siyasi partiler kanununda reform konusunda beklenen cesaret ve enerjiyi göstersinler. Böylece siyaset, kaybettiği itibarı yeniden kazanır, ülkeye de güven ve istikrar gelir. Ne olur şu kısır gündem değişsin artık!.. Türk'ün Türk'e propagandası karın doyurmuyor. Küçük hesaplar için, millete daha fazla sıkıntı çektirmeyelim, kendimize de...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.