"Bayram Ağa"nın patronajında sol ittifak!

A -
A +

TÜRK-İŞ Başkanı Bayram Meral'e "Bayram Ağa" lakabını ben vermiş değilim. Bu lakabın, Bayram Beyin göz kamaştıran ve dolayısıyla kafa da karıştıran müthiş servetinden dolayı başkaları tarafından verildiğini hemen herkes biliyor. Türkiye garip bir fırsatlar ülkesi. Solcuların deyimiyle, bazı sendika ağaları patronlar kadar, hatta onlardan bile zengin olabiliyor... Teşebbüs hürriyetini, fırsat eşitliğini tartışanlar, bazı şeyleri gözden kaçırıyorlar mı yoksa? Neyse, konumuz Bayram Beyin serveti falan değil. Bugün üzerinde durmak istediğimiz husus, onun son zamanlardaki siyasi çalışma ve solu birleştirmek için yaptığı arabuluculuklar. Vak'a Bayram Bey, başından beri hep siyasetin içinde oldu. 28 Şubat döneminde, meşhur beşlinin (Bazıları "beşli çete" gibi isimler verdi ama, bana göre (postmodern beşli) daha uygun bir tanımlama olur. ) en aktiflerinden biri idi ve halen koltuğunu muhafaza eden üçünden biri. Dönemin TÜRK-İŞ, DİSK, TİSK, TESK ve TOBB Başkanları olan bu beşli hakkında bir başka gün yazacağım. Şimdilik, bunlardan Fuat Miras'ın TOBB yönetiminden dışlandığını, Rıdvan Budak'ın Milletvekilliğinden dolayı DİSK'i bıraktığını, Derviş Günday'ın düzinelerce suç duyurusu ve yolsuzluk davasına rağmen yerini koruduğunu, "İş güvencesi yasası vatana ihanettir" diyerek Bayram Beyin öfkesini çeken Refik Baydur'un da kongrede rakibini çekilmeye zorladığını, dolayısıyla pozisyonunu aynen muhafaza edebildiğini hatırlatmakla yetinelim. Evet, büyük ihtimalle bu seçimlerde CHP'den aday olması beklenen Bayram Meral, solda bütünleşme ve ittifak arayışlarına yoğun şekilde ev sahipliği yaptı. Önce Baykal, hemen ardından soldaki birlik için adeta, Don Kişotvari mücadele eden Kemal Derviş, Türk-İş mekanında ve tabir yerinde ise Bayram Beyin himayesinde basın toplantısı yaparak işbirliği çağrılarını tekrarladı... Ancak, Baykal ve Derviş'in çağrılarına, alevi meşrepli Bayram Beyin çabalarına rağmen, Hacı Bektaş Şenliklerine giden CHP otobüsünde Cem ve Özkan için ayrılan koltuklar boş kaldı... (Günümüz Hacı Bektaş Şenlikleri ile, "Bir olalım, iri olalım, diri olalım" diyen Hacı Bektaş-ı Velî düşüncesinin tamamen ayrı şeyler olduğunu da bu arada belirtelim.) Şunu da belirtelim ki, solda birlik için Derviş'e omuz veren sadece Bayram Meral değil. DİSK Başkanı Süleyman Çelebi de Derviş'in mesajlarını ilgili yerlere iletmek için bizzat görev yaptı. Dünyanın çivisi çıktı diyenler galiba haklı! Şu garip tecelliye bakın; DİSK'in oldum olası "Kapitalizmin Kumanda Merkezi" olarak gördüğü Dünya Bankası'nın eski bir tepe yöneticisi için, şimdilerde bu kuruluşun başkanı adeta postacılık yapıyor... Üstelik bu eski yönetici, yani Kemal Derviş de İsmail Cem'i bile sağda gören bir solcu. Dahası var; Cem'e göre daha solda olduğunu vurgulayıp solu bütünleştirmeye çalışan aynı Derviş'e bir başka büyük destek de yine DİSK'in terminolojisi ile "büyük kapitalist" Bülent Eczacıbaşı tarafından veriliyor! Kafanız karıştı değil mi sayın okuyucularım?! Yarın, daha önce ANAP bünyesinde siyaset yapan Arı Grubu Başkanı sağcı Kemal Köprülü ve arkadaşları ile birlikte Baykal'la görüşmeye oturacak olan Kemal Derviş'in, "Ben bir şey istemiyorum..." sözünü, Demirel'in "Kendim için bir şey istiyorsam namerdim..." demesi gibi mi anlasak acaba? Neyse, sadede gelelim; Derviş, Meral'le omuz omuza solda birlik çağrısı yapıp, YTP ile yolunu ayırırken, KESK'e bağlı memurlar da Kızılay meydanında yürüyüş yapıyordu. Ve bir memur bağırıyordu; "El alem duysun, sandıhta boğacağıh onları, sandıhta!.." Bakalım kimi veya kimleri sandıhta boğacahlar?!.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.