Seçimler olacak mı, olmayacak mı?

A -
A +

Evet, galiba seçimler olmayacak! "Galiba" kelimesi ihtimal belirtir. Burada , "galiba" yerine, "herhalde" ifadesini de kullanabiliriz. "Herhalde" tabiri günlük dilde ihtimalli beyanı işaret etse de, esasen behemhal (galat olarak behemehal kullanılıyor), yani herhalükârda, yani muhakkak, yani kati'yyet manasına da gelir... Neyse etimolojik-lugavi izahları bir tarafa bırakıp esasa gelelim; Ankara'da ve İstanbul'un bazı semtlerinde, seçimlerin ertelenmesi için, hummalı bir faaliyet devam ediyor. Eğer tersine çok kuvvetli rüzgarlar esmezse, birkaç gün, en fazla bir iki hafta içerisinde ve mutlaka 11 Eylül'den önce, yani partiler milletvekili aday listelerini Yüksek Seçim Kuruluna vermeden evvel, yeni bir hükümetin kurulması (Avrupa Birliği ile uyum hükümeti...) ile yüz yüze gelebileceğiz! Aksi yönde beyan ve yaklaşımlar da var ama, galiba seçimlerin ertelenmesi önlenemeyecek... Önceki gün, Sayın İlhan Kesici ile uzun bir görüşme yaptım. Bir süreden beri Ankara'da yoğun temaslar gerçekleştiren Kesici'nin intibaları bu şekilde. Yani 3 Kasım seçimlerinin kesinlikle erteleneceği yönünde. İlhan Kesici'ye göre seçimlerin ertelenmesi Türkiye için çok kötü bir şey ve zaten batmış olan ekonomi için yeni bir yıkım... 3 Kasım'da yapılması halinde, sonuçlar her ne kadar Türkiye'yi birden bire feraha çıkaracak gibi görünmüyor ise de, sandığın millet önüne konulması dahi, ülkede gerilimin azalması, ümitsizliğin bir nebze dağılması ve demokrasinin biraz daha kökleşerek geleceğe dönük yeni ümitler için bir soluk borusu olarak telakki ediliyor. Bunun yanında, seçimlerin beklenen esas sonucu, şimdiye kadar, problem çözmekten çok kendileri hep problem olmuş ve miadını doldurmuş siyasilerin, tasfiyeye uğrayacak olması... Yani, Ecevit'in, Yılmaz'ın, hatta Çiller'in ve irili ufaklı diğer partilerin ve liderlerinin tasfiyeye uğraması, Bahçeli'nin ciddi bir ders alması vs. vs... Kesiciye göre bu tasfiyelerin gerçekleşmesi halinde Türkiye'nin önü açılacaktır. Ama, başta Mesut Yılmaz olmak üzere, (Çünkü ANAP'ın anketlerdeki oy oranı % 3-5 arasında görünüyor) tasfiyeden korkan siyasiler, seçimi ertelemek için başından beri çalışıyorlar ve sonuç almak üzereler. Yine, Kesici'ye göre, erken seçim kararının bir kanun şeklinde değil de Meclis Kararı şeklinde çıkarılmış olması bu işi kolaylaştırmış. Meclis'in 184 milletvekili ile toplanıp, 130 kişi ile karar alabileceğini, ANAP, DYP, YTP ve yine baraj altında gözüken Saadet Partisi ile bağımsız milletvekillerinin desteği sayesinde bunun rahatlıkla gerçekleşebileceğini belirten Kesici, "Bu da gösteriyor ki, Yılmaz'ın daha işin başında seçimleri yaptırmama formülü kafasında imiş ve kimse de bu duruma uyanmamış..." diyor. Barajı aşma konusunda büyük sıkıntıları bulunan Çiller'in, bir buçuk yıllık "peşin başbakanlık" formülüne bunun için sıcak baktığını da, kaydeden İlhan Kesici, şu tahminde bulunuyor: "Yeni hükümet onların umduğu kadar, yani 2004 Nisan'ına kadar seçimleri geciktiremez ve en geç 2003 Sonbahar'ında , halkın reyine başvurma mecburiyeti hasıl olacaktır. Diğer taraftan seçimlerin ertelenmesiyle birlikte Merkez Sağda arayışlar hızlanacak ve sandıkta tasfiyeye uğrama korkusunu yaşayan, mevcut merkez sağ liderlerin tasfiyesi daha çabuklaştırılmış olacaktır." İlhan Kesici'nin bir önemli değerlendirmesi de şöyle; "Türkiye için soluk borusu, merkez solda yeni yeni kurulmaya çalışılan "sosyal-liberal" oluşum değil, tam tersine Türkiye için soluk borusu, merkez sağda teşekkül edecek "muhafazakâr-liberal" bütünleşmesidir. AKP'nin yeni merkez sağın adresi olarak gösterilmesi yanlıştır." Evet, Ankara'nın havası yine sisli, bakalım bu sislerin altından, ne gibi yeni "oluşum" ve "yaklaşım"lar meydana çıkacak?!.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.