Kuzey Irak'ta oyunlar ve oyuncular...

A -
A +

Amerika ve İngiltere ve İsrail ve Fransa ve Almanya ve Rusya ve Çin ve Suriye ve İran ve Barzani ve Talabani ve... ve... Kuzey Irak'ta senaryoların bini bir para! Oynanmak istenen oyun sayısı oldukça fazla. İrili ufaklı oyuncu sayısı da ondan az değil. Türkiye ise, bu oyunlara karşı "Dur bakalım ne olacak..." mantığı ile hareket ediyor. Dün Hürriyet'ten Oktay Ekşi ve Milliyet'ten Melih Aşık, söz birliği etmişçesine, bu konudaki fıkrayı anlatmışlar; Hani karısının kendisini aldatıp adatmadığını anlamak için dedektif tutan adamın hikayesi... Dedektif olanları anlattıkça, adam "Dur bakalım ne olacak?" diyormuş. Sonunda pencerenin perdeleri kapanınca, adam, "Eyvah yine anlayamadık! Acaba karım beni aldatıyor mu?" diye tereddütte kalmış. Kuzey Irak'ta bir Kürt devletinin kurulması için yıllardan beri harıl harıl çalışılıyor. Türkiye ise her gelişmeden sonra hep "çekince" koyuyor. Ama burada devletleşme süreci de giderek hızlanıyor. Yukarıda çok oyunlar var dedik ya; bir tanesine göz atalım: 1991'deki Körfez savaşı, resmi adıyla "Çöl Fırtınası Harekatı" sırasında; Amerika, gardı iyice düşmüş, kolunu kıpırdatacak hali kalmamış Saddam'ı alaşağı etseydi, bu savaştan hemen sonra 500 bin Kuzey Iraklı Kürt topla tüfekle evlerinden sürülüp Türkiye'nin başına problem edilebilir miydi? Ondan sonra da "Çekiç Güç" diye bir kuvvet bölgeye yerleştirilip Kürt devletinin oluşumu için uygun zemin hazırlanabilir miydi? İhtimal ki, devletinin bu ince hesaplarından yeterince haberdar olmayan, harekatın "Çöl Ayısı" lakaplı komutanı General Schwarzkoft, "Beni neden zamansız durdurdunuz. Bağdat'a girip Saddam'ın işini bitirecektim..." diye yakınınca, "Bu muzaffer Komutan (!)" apar topar emekliye sevk edildi... Zor, oyunu bozar!.. Ortadoğu 1916-17 yıllarında İngiltere ve Fransa arasında, (Sykes-Picot) anlaşması ile paylaşıldı. O zamanki güç dengeleri ile bugünkü durum çok farklı. Bugün başat güç Amerika. Ve bölgeyi yeniden düzenlemek istiyor. Tabii kendi menfaatlerine ve İsrail devletinin güvenliğine hâdim olacak şekilde!.. Bu opersayonda, İngiltere artık "Büyük Britanya İmparatorluğu" değildir. "O Amerika'nın kilit önemdeki destekleyicisi, çok sadık bir müttefiki, yaşamsal değerde bir askeri üssü ve kritik önemdeki istihbarat etkinliklerinde yakın ortağıdır...." (Büyük Satranç Tahtası, Shf. 42- Zbigniew Brzezinski-Sabah Kitapları) Diğer taraftan Küresel Güç olarak Fransa, Rusya ve Çin ABD'yi dengelemeye çalışmaktadır. Şu satırları dikkatle okuyalım; "Örneğin, ABD coğrafya açısından yalnızca Avrupa'ya Amerika'dan daha yakın bir bölge değil, aynı zamanda çeşitli Avrupalı devletlerin uzun vadeli çıkarlarının bulunduğu bir bölge olan Orta Doğu'da liderliği Avrupa ile paylaşmaya hazır mıdır? Akla hemen İsrail gelmektedir. İran ve Irak konusundaki ABD-Avrupa farklılıkları da AB D tarafından eşitler arasındaki bir konu değil, bir boyun eğmeyiş olarak ele alınmıştır..." (B. S. Tahtası Shf. 48). ABD'nin Irak harekatına karşı çıkan Alman Başbakanı Schröder'i istifaya davet eden ABD Savunma Bakanlığı Danışmanı Perle'nin sözleri şimdi daha iyi anlaşılmıyor mu? "ABD'nin tek süper güç olma konumunun devamı için Almanya ve Fransa'nın gelecekte dikkatli yönetilmesi gerekir..." diyen Carter'ın güvenlik danışmanı Brzezinski ile Reagan ve Oğul Bush'un danışmanı Perle'nin dedikleri aynı noktaya çıkıyor. ABD, kol bükerek her dediğini yaptırma yoluna gidiyor... Şimdilik durduracak kimse de yok! Netice olarak şunu söyleyelim; İsrail, 1948'den beri BM kararlarıyla devlet kurma hakkı doğmuş Filistin halkının ensesinde 52 seneden beri boza pişiriyor. Son olarak Filistinlilerin bütün devlet altyapısını da yerle bir etti... Türkiye savaş sebebi saydığı Kuzey Irak'taki bir Kürt Devleti'nin alt yapısını bu denli bertaraf edebilir mi? Düğüm noktası burası, gerisi teferruat!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.