Dünya barış istiyor ama...

A -
A +

1970'li yıllarda, Vietnam savaşında ısrar eden ve her geçen gün de, batağa biraz daha fazla saplanan ABD'yi bu konuda ciddi politika değişikliğine sevk eden en önemli etken, o dönemde tam altı bin üniversite hocasının savaş aleyhtarı yürüyüşü olmuştu... Aradan geçen çeyrek asırlık zamana rağmen Vietnam sendromunu bir türlü üzerinden atamayan, ama hegemonik politikalardan da vazgeçmeyen, hatta bunu, esas doktrin haline getiren Amerika, bu defa daha geniş ve tam manasıyla üniversal diyebileceğimiz bir tepki ve protesto dalgasıyla karşı karşıya! Son birkaç gündür, dünyanın dört bir tarafında, ABD karşıtı ve savaş aleyhtarı nümayişler hüküm sürüyor. Dünkü Türkiye Gazetesinden de okudunuz, önceki gün Arjantin'den Rusya'ya, Avusturya'dan Japonya'ya, Belçika'dan Meksika'ya kadar, global bir anti Amerikan eylemi hüküm sürdü. Dün de yine Türkiye ve başka ülkelerde benzer protestolara şahit olduk... Geçenlerde, Irak'taki hastanelerde Körfez Savaşının ve ardından konulan BM ambargosunun, Irak halkı ve özellikle çocuklar üzerindeki yıkımını yerinde inceleyen Amerikan vatandaşı bir grup aydının temaslarını TV'den izledim. Onları ABD'nin Irak için uzun süredir tasarladığı ve öncekinden daha büyük felaket getireceği anlaşılan korkunç savaşı önlemek için samimi bir gayret içinde gördüm. Dileriz ki, onlar ve dünyanın başka yerlerindeki benzerleri, uluslararası hukuku bütünüyle alt üst edecek bir askeri harekatı önleyebilsinler. Ve dileriz ki, BM silah denetçileri başkanı Hans Blix'in "Savaş Kaçınılmaz değil..." beyanı gerçek olsun. Ve böylece de, Körfez savaşından sonra, denizdeki petrole bulanıp uçamaz hale gelen, çaresizlik içinde çırpınan ve görüntüleri, bütün dünyanın hafızasına kazınan o martının, içler acısı halinden bin beter olan Iraklı çocukların dramı da, BM'nin ve NATO'nun karar verici merkezlerinde bir anlam ifade etsin!.. Yani hiç olmazsa, hayvanlara verilen değer kadar insanlara da önem atfedilsin... İnsanlığın bu en ciddi imtihandan yüz akıyla çıkması konusunda ümidimizi muhafaza ediyoruz. ABD her yolu deniyor!.. Ama beri tarafta, Amerika muhakkak bir savaş çıkarmak için her yolu deniyor. Bunun için kara ve gri propaganda'nın yanında her türlü kirli işbirliği ve provokasyonu sahneye koymaktan çekinmiyor. Kitle imha silahlarıyla ilgili asılsız haberlerden tutun da, Türkiye'nin Güneydoğu bölgesinde bölücü terörü yeniden hortlatmaya kadar her şey... Bu konuda son iki günde basına yansıyan iddia ve belgeler, eğer doğruysa ABD'yi tam manasıyla cürmü meşhut (yani suçüstü yakalanma) durumuna sokuyor! Türkiye'yi savaşa ve ABD'ye yardıma ikna(!) etmek için heyetlerin biri gitmeden diğeri gelirken, Amerika Türkiye'nin isteklerine karşı hep nasihat ve gözdağı veriyor... Nalıncı keseri gibi her şeyi kendisine yontmaya alışık bu süper güç, Irak'a yapacağı müdahale ile mevcut dünya düzenini temelinden yıkıp yerine kendi hegemonyasına dayalı bir sistem yerleştirmek istiyor! Yani daha açık söyleyelim; mevcut halde, Lüksemburg Prensliği ile ABD, uluslararası hukuk nezdinde aynı derecede eşit ve egemen kabul edilirken, Amerika bunun yerine, uluslararası sisteme uygun olsun olmasın, kendi üstünlüğünü empoze eden politikasını (Tabii ki, Amerikan menfaatlerine göre dizayn edilmiş politikasını) oturtmak istiyor. Bunu da icap ederse kol bükerek yapacağını söylüyor. "BM kararı olsun olmasın veya denetçiler raporu ne olursa olsun Irak'ı vururuz..." kabadayılığı bunun ifadesi. ABD'nin yeni dünya düzeni işte bu... Kitle imha silahları, yahut Irak'a demokrasi getirmek, çalınmak istenen minarenin kılıfından başka şey değil. Nüfusunun yüzde altmışı şiî olan Irak'ta, İran'a tabii olarak müttefik durumunda telakki edilecek bir demokratik düzene en önce karşı çıkacak devlet ABD değil mi? Bunlar bütün dünyayı saf ve ahmak yerine mi koyuyor? Evet, dünya savaş değil barış istiyor. Ve dünya, Pentagon'un Richard Perle gibi, Paul Wolfovitz gibi teorisyenlerinin sahneye koyduğu oyunu iyi okuyamayacak kadar bilgisiz ve kısa görüşlü değil. Yani ABD'nin sandığı kadar işi kolay olmayacak.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.