Tampon Bölge Tartışmaları...

A -
A +

Suriye ve Irak'tan, yeni mülteci akınlarını önlemek için her iki komşu ülkenin sınır topraklarında, bir tampon bölge kurulması süreci hız kazandı.
ABD'nin bir süreden beri, Irak topraklarındaki IŞİD hedeflerine karşı sürdürdüğü hava operasyonlarını, Suriye coğrafyasına da genişletme kararı almasıyla birlikte, Bölge'de yepyeni siyasi ve askerî endişeler baş gösterdi. IŞİD terör örgütüne karşı, ABD'nin öncülüğünde havadan ve yine onun desteğiyle karadan (Bu operasyonların büyük ölçüde Peşmerge kuvvetleri tarafından icara edilmesi bekleniyor.) sürdürülecek kapsamlı ve sürekli operasyonların, yeni bir zorunlu göç dalgasına yol açacağına kesin gözle bakılıyor. Hâlihazırda, en az bir milyon üç yüz bin civarında Suriyeli sığınmacıyı barındırmaya çalışan Türkiye'nin, böyle bir durumda, ulusal güvenlik; ekonomik dengeler ve toplumsal asayiş açısından, çok büyük problemlerle yüz yüze gelmesi kaçınılmaz görünüyor... Bu durumda Türkiye'nin vakit geçirmeden, yeni ve köklü tedbirlere başvurması tek kelime ile zaruri!..
Dün, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında, Başbakan ve Genelkurmay Başkanının ve ilgili bakanların katıldığı bir güvenlik zirvesi yapıldı. Bu zirvenin ana konusu, ilgili çevreler tarafından "Tampon Bölge Oluşturulması" olarak isimlendirildi. Esasen 2011 yılı ortalarından bu yana, yani Suriye'den ilk göç ve sığınmacı dalgasının ülke topraklarımıza yöneldiği günlerden beri, gayriresmî biçimde dillendirilmeye başlanan 'TAMPON BÖLGE' konusu, nihayet formel olarak devlet ve hükümet katında müzakerelere konu olmaya başlamış bulunuyor. Ve henüz detaylı olmamakla birlikte, bu konunun masaya yatırıldığı ve gerekli teknik çalışmaların yürütülmekte olduğu bilgisi resmen ifade edilmiş bulunmaktadır. Açıkçası bu, hem Türkiye'nin Irak ve Suriye ile ilişkileri açısından hem de Orta Doğu Bölgesindeki siyasi ve askerî dengeler yönünden çok önemli bir merhaledir.
Zira tampon bölgenin sadece Suriye değil, Irak'ın da sınır boyundaki topraklarında belli bölgelerde teşkil edilmesinin öngörüldüğü açığa çıkmış bulunmaktadır. Bölgesel ve küresel dinamikler sebebiyle, Türkiye'nin, özellikle Kuzey Irak coğrafyasından doğan çok derin problemlerle on yıllarca boğuştuğunu hepimiz biliyoruz. Bir dönem Kuzey Irak'ta yaşayan Kürtlerin, bağımsızlık çabaları çerçevesinde doğan endişeler tavan yapmıştı. Zamanla denklem değişti. Öyle köklü değişimler yaşandı ki, şaşırtıcı biçimde Türkiye ile Amerika Birleşik Devletlerinin politik duruşu âdeta yer değiştirdi!.. Vaktiyle Kürtlere bağımsızlık yolunda gizli açık en büyük desteği vermiş olan ABD, gün geldi Türkiye'nin yıllarca seslendiği Irak'ın toprak bütünlüğü meselesine daha fazla sahip çıkmak durumunda kaldı... Suriye'de üç buçuk yıldır kendi vatandaşlarını, kimyasal silahlar dahil her türlü vahşi metotla katleden Esad rejimini seyretmekle yetinen aynı ABD, ancak IŞİD terör örgütü Yezidi toplumunu hedef alınca harekete geçme ihtiyacı duydu!.. Şu sırada IŞİD'e karşı çekirdek koalisyon kurmaya çalışan ABD, Türkiye'nin kendine has zaruri sebeplerle bu oluşumun dışında kalmasını da hazmedemiyor... Amerikan medyası üzerinde, Türkiye'ye karşı büyük bir sıkıştırma ve karalama kampanyası yürütülüyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dün TESK Genel Kurulunda, bu kirli kampanyaya dair çok sert açıklamalarının yankılarını bir süre izleyeceğiz anlaşılan... Tampon bölge için fiili adımlar hele bir atılmaya başlasın, siz o zaman seyreyleyin gümbürtüyü!.. Bu tampon çok farklı olacak.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.