Cizre ve Silopi'ye dikkat!..

A -
A +
Son günlerde Şırnak'ın Cizre ve Silopi ilçelerinde cereyan eden olaylar, çözüm sürecini tehdit eder boyutlara varmadan kontrol altına alınmalı...

Bölücü terör olaylarının yaygın şekilde baş gösterdiği otuz yıl öncesinden bu yana, Güneydoğu Bölgesinin bazı il ve ilçelerinde, zaman zaman kamu düzenini çok ciddi boyutlarda tehlikeye sokan birçok gelişmelere şahit olduk. Çeyrek yüz yıla yakın süre yürürlükte kalan olağanüstü hâl uygulamasına rağmen, bazen asayişin sağlanmasında çok büyük sıkıntılar yaşandı. Özellikle Hakkâri ve Şırnak ve kısmen de Batman illerinin sınırları dâhilinde, farklı zamanlarda devlet otoritesine karşı itaatsizlik ve silahlı başkaldırı niteliğindeki kitlesel eylemlerde, ne yazık ki yüzlerce sivil vatandaş da hayatını kaybetti. Bölücü terör örgütü PKK'nın, uzun yıllar bölge halkını kendi tarafına çekmek için, sürdürdüğü dehşet verici kanlı saldırılar karşısında, vatandaşın can ve mal emniyeti kalmamış ve bu durumda devlete karşı güvensizlik propagandaları da hayli etkili olmuştu.
Tamamen şiddetin hüküm sürdüğü dönemlerde, devletin Bölgedeki bir kısım güvenlik güçlerinin sakil ve hukuk dışı uygulamaları da yangına dökülen benzin etkisi yapmıştı. Bu kaos ortamında yaşanan travmalar, başta genç kuşak olmak üzere; Bölge halkının devlete olan güvenini sarsmakla kalmadı, devlete düşmanlık duygularını da fena halde körükledi. Korkunç işkencelerin, faili meçhul yüzlerce-belki binlerce cinayetin vuku bulduğu o karanlık dönemde, ülkenin bölünme tehlikesi de, artık son raddeye varmıştı... Küresel güçlerin ve onların istihbarat örgütlerinin gırtlağına kadar içinde olduğu, bölücü terör faaliyetleri ülkeyi kasıp kavururken, sivil iktidarın olaylara gerektiği gibi müdahale etmeye muktedir olamaması ve bu meselede inisiyatifin tamamen askerî cenahın uhdesinde olması; yanlış, eksik ve zararlı politikaların on yıllarca tatbiki felaketini getirmişti.
Neyse ki AK Parti iktidarı ile birlikte, bu durum değişmeye başladı ve 2005 yılından itibaren terör meselesine karşı giderek daha etkili siyasi, ekonomik ve toplumsal ve elbette güvenlik tedbirleri de hayata geçmeye başladı. Bunun akabinde, nihayet meseleyi kalıcı biçimde hâl yoluna sokacak "Çözüm Süreci", bütün engellere rağmen hayata geçirilebildi. İki yılı aşkın süreden beri, içeriden ve dışarıdan yapılan bütün sabotajlara rağmen, bu süreç neticeye doğru ağır ağır ilerliyor. Henüz sonuca bağlanmamış olmakla birlikte, iki yıldır bu süreç sayesinde ülkede barış ve kardeşlik rüzgârları esiyor; insanlar geleceğe dair daha ümitli ve iyimser, bu ortamda ekonomik refah alanında da geçmiş yıllara nazaran çok olumlu bir dönem geçiriyor. Şimdi, iki ay sonra Abdullah Öcalan'ın PKK Örgütü mensuplarına tam ve mutlak silahsızlanma çağrısı yapması beklenirken, bu süreci berhava etmek için şer güçleri, yeniden bütün fitne unsurlarıyla devreye girmiş durumda!..
Cizre ve Silopi'de bir süreden beri fitne kazanı fena hâlde fokurduyor. Çok ama çok sinsi oyunlar oynanıyor. Çıkan olaylarda maalesef her seferinde yaşı küçük çocuklar katledilerek, toplumun öfkesi kabartılıyor! Resmî ve gayrîresmi söylentilere göre, buralarda Öcalan ve Kandil'deki örgüt şeflerini dinlemeyen gruplar olayları çıkarıyor. Bu arada eskiden Hizbullah-PKK arasında yaşanan çatışmaların, bu defa PKK ya da BDP ile Hüda Par arasında tırmandığı ifade ediliyor. Diğer taraftan paralel yapı ile ilişkilendirilen bazı güvenlik elemanlarının, eskiden olduğu gibi provokasyon yaptığı iddia ediliyor. Her neyse, Cizre ve Silopi'de durum hiç iyi değil. Bir an evvel burada kontrolün sağlanması şart...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.