Başbakanlık İzmir Ofisi...

A -
A +

Gelişmiş bütün ülkelerin birden fazla marka şehirleri vardır... Türkiye'nin, İstanbul'dan sonra en fazla ün yapabilecek şehri, İzmir olsa gerek.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, AK Parti İzmir İl Kongresinde önemli bir açıklama yaptı. Fakat bu açıklama, nedense medyada yeterince yankı bulmadı. Oysa hem İzmir için, hem Türkiye için önemli bir açılımı haber veriyordu... İzmir'i "Bir ufuk şehri" olarak tanımlayan Davutoğlu, seçimlerden sonra buraya da bir Başbakanlık Ofisi açacaklarını ve kendisinin her ay birkaç günü İzmir'de geçireceğini ifade ederek, şunu söyledi: "İzmir bizim için sembol şehridir. Yerel Yönetimden dolayı İzmir çok çekti. Selçukluların başşehrinde doğmuş Konyalı Ahmet olarak diyorum ki, İzmir'i İstanbul'a bağlayacağız..." İşte vizyon dediğiniz şey budur. İzmir de İstanbul gibi, Türkiye'yi dünya çapında temsil edecek, dünya sermayesini cezbedecek bir ticaret şehri; bir kültür ve sanat kenti, bir turizm merkezi, kısacası bir dünya markası metropol olarak, ülkemizin her açıdan bir parlayan yıldızı olmaya namzet yerleşim yeridir. İzmir, sahip olduğu tarihî mirasıyla, coğrafi konumuyla ve iklimiyle bunu en güzel şekilde taşıyacak şehirdir.
Fakat ne yazık ki, İzmir bugün olması gereken noktadan çok ama çok uzakta... Bu olumsuz durum, çeşitli sebeplerden kaynaklanıyor. Yerel yönetim veya genel siyaset çerçevesindeki oy tercihinin getirdiği pek çok olumsuzluklar var elbette. Ama bunun yanında öteden beri İzmirlilerin ve İzmir'le ilgili diğer kesimlerin de yanlış bakış açısı, yeterli özen ve ilginin gösterilmeyişi veyahut doğru biçimde yürütülmeyen lokal ve genel kalkınma projelerinden ötürü; bırakın ilerlemeyi, apaçık bir gerileme söz konusu... hayır, İzmir bunu hak etmiyor. Lakin öncelikle İzmirlilerin bunu kavraması lazım! Yanlış temellere dayanan bir siyasi taassubun, İzmir'de körü körüne hüküm sürmesi kabul edilebilir bir şey değil. Evet, İzmir'in bir zihniyet değişimine ihtiyacı var. Vaktiyle şehre önemli hizmetler veren başarılı yöneticileri takdir etme ve destekleme noktasında, gerekli dikkat ve basireti gösteremeyenler, daha sonra da bu yanlışta ısrar ederek, âdeta bir kör inadın içinde debelenip durdular...

Bu yanlışın getirdiği perişanlık da ortada... İzmir, İstanbul'dan sonra Türkiye'nin en büyük marka şehri olma potansiyeline sahip. Hatta bazı yönlerden İstanbul'a göre daha avantajlıdır. Ne var ki, bu avantajları değerlendirecek beceriye sahip yönetici ve müteşebbisleri göremiyoruz. Bugünkü nüfusunun en az iki katıyla, İstanbul'u izlemesi gereken İzmir, her yıl zengin turistleri taşıyan birkaç geminin Kuşadası'na yanaşmasıyla ancak gündeme gelebiliyor. Halbuki İzmir her yönüyle, Akdeniz'in en büyük turizm ve ticaret limanlarına sahiplik edecek kapasiteye sahip. Türkiye'yi Akdeniz üzerinden, doğrudan okyanuslara ve diğer kıtalara bağlayacak beynelmilel bir ekonomik cazibe merkezi ve eşsiz bir turizm destinasyonu hüviyetiyle, İzmir'in sahip olduğu muazzam potansiyel, umarız bu yeni açılımla birlikte hayata geçirilir. Başbakan Davutoğlu ve ekibinin buraya yoğunlaşmasıyla, İzmir bir siyaset ve diplomasi merkezi, bir ticaret-fuarcılık ve turizm bölgesi, bir moda, kültür ve entelektüel etkinlikler şehri, hâsılı bir dünya kenti olabilir...

İstanbul-İzmir otoyolunun tamamlanmasıyla birlikte, Kuzey'den Güney'e başlayacak yoğun hareketlilik, İzmir'e mutlaka her açıdan sıçrama yaptıracaktır. Başbakanlık Ofisi de, bunun arkasındaki güçlü siyasi iradenin müşahhas yansıması olacaktır. İzmirliler kesinlikle bunun kıymetini bilmeli!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.