Türkiye'nin asıl gündemi bu mu?

A -
A +

Ağaca kilitlenip ormanı gözden kaçırmak... Türkiye'nin içeride ve dışarıda çok daha kritik meseleleri varken bir bürokratın istifasına kilitlenmek hiç de doğru değil!

Ülkede yayın yapan bütün televizyon kanallarının ve gazetelerin, son günlerdeki temel haber ve yorum malzemesi; MİT eski müsteşarı Hakan Fidan'ın, görevinden istifa edip siyasete girmek istemesi ve dahi bunun etrafında köpürtülen tartışmalar oldu. Uçuk iddialar, komplo teorileri ve yer yer mantık sınırlarını zorlayan politik analizlerden geçilmiyor... Acaba Türkiye gibi çok netameli bir jeopolitiğe sahip, içeride ve dışarıda çok kritik ve acil çözüm bekleyen meseleleri bulunan bir ülkede, gündem tamamen bir önemli bürokratın görevinden ayrılmasına mı kilitlenmeli? Milli İstihbarat Teşkilatının Türkiye için ifade ettiği öneme dair, fazla söze hacet var mı? Bu kuruma, son yıllarda Hakan Fidan'ın en tepedeki yönetici olarak, yaptığı muazzam katkı da ortada. Ne var ki, yerli –yersiz şekilde Sayın Fidan'ın ismi üzerinde çok aşırı dedikodu yapıldı, hemen hepsi de kendisine ve kuruma zarar vermek maksadıyla kurgulanan sınırsız polemikler yapıldı. Öyle ki, bütün bunlardan beslenerek, hiç de  Türkiye'nin hayrını istemeyen bazı ülkeler, bugüne kadar hiç görülmemiş biçimde, doğrudan  ve resmen Hakan Fidan'ı hedef aldılar!..

Bu cümleden olarak, hala daha aynı yollardan düşmanların işine yarayacak malzeme üretildiğine dikkat isterim. Liyakatli, başarılı, cesur ve vatansever insanların, kendi ülkeleri için taşıdıkları kıymet ve ehemmiyet, her zaman müstesnadır ve titizlikle sahip çıkılması gerekir. Aynı şekilde hayati kurumların yıpratılmaması, tam aksine bu gibi müesseselerin gücünün arttırılması için, herkese düşen vazifeler vardır. Bu noktada sormak lazımdır: Son birkaç günde MİT ve Hakan Fidan etrafında yapılan tartışmaların Türkiye'ye, Türk siyasetine ve topluma ne gibi bir yararı olmuştur? Bazılarının hemen itiraz ettiğini duyar gibiyim: Ne yani bu konular tartışılmasın mı? Elbette tartışılsın... Ama insaflı bir şekilde tartışılsın. Başarılı bir bürokrat hakkında değerlendirme yapılırken, onun görevinde sağladığı başarı veya başarısızlıktan çok, hangi siyasetçiye yakın olduğuna veya kimlerle ters düşüp düşmediğine indirgenmemeli değil mi?

Siyaseten Tayyip Erdoğan'ı veya Ahmet Davutoğlu'nu cerh etmek için, ülkenin en önemli kurumlarından birini (Üstelik mahiyeti gereği her zaman ulu orta tartışma konusu yapılmaması gereken bir kurumsa...); milli menfaatleri ve ulusal güvenliği haleldar edecek biçimde ağızlara sakız yapmamalıdır. Siyasi tartışmalar için memlekette namütenahi malzeme var. Şu halde günün 24 saatinde medya organlarının bu konuyu işlemesi, asla normal bir yaklaşım değil. Bugüne kadar bürokrat olarak yüklendiği görevleri başarıyla yürüten Hakan Fidan, bir noktada her vatandaş gibi kişisel tercihte bulunarak, böyle bir yola girmiştir. Bundan sonra, siyasetçi kimliği ile ortaya koyacağı performansa bakmalı ve ona göre hakkında hüküm verilmelidir. Ama anlaşılıyor ki, bazıları bunun ötesinde, Hakan Fidan'ın şahsında hem MİT'i, hem Başbakanı hem de Cumhurbaşkanını hedef alarak, bir şekilde siyasal ve evet stratejik bazı sonuçlar almak istemektedir. Buna daha fazla fırsat verilmemeli ve kısmen haklı olan tartışmalar da tadında bırakılmalı... 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.