ABD yalpalıyor!..

A -
A +

Amerika'nın Suriye politikasında yalpalama devam ediyor. Dışişleri Bakanı John Kerry tornistan yaparken, sözcüsü Harf, sözlerini tevil etmeye çalışıyor...

Süper Güç Amerika Birleşik Devletleri, son çeyrek yüzyılda Orta Doğu için uygulamaya koyduğu tüm politikalarda, büyük ölçüde başarısızlık yaşarken, özellikle Suriye konusunda bariz bir yalpalama yaşıyor. Dört seneden beri Suriye'de kan gövdeyi götürürken ve Rusya ile İran hem siyasi hem askerî olarak, çok etkili biçimde kanlı rejime destek verip, bu ülkedeki fiili ve stratejik varlığını arttırırken, Amerika âdeta kayıplarda... Obama Yönetimi başlangıçta esip gürleyerek, Suriye için "kırmızı çizgi" ilan etti. Kimyasal silahların kullanılmasıydı bu çizgi. Ancak Beşar Esad Yönetimi bütün dünyanın gözü önünde bu silahları kullanarak, binlerce sivil insanı katletti. Ve hâlâ daha bu vahşete devam ediyor. Suriye'de kimyasal silahların kullanıldığına dair, BM Teşkilatının raporları da orta yerde duruyor. Bütün bunlara rağmen, ABD Suriye'deki katliamı ve vahşeti seyretmekten öteye hiçbir şey yapmadı...

Bir ara ABD'nin Suriye'ye müdahale edeceği yönünde 'dedikodular' yükselirken, Washington'un tam aksine Rusya'nın savunduğu tezlere sarılıp, Cenevre Görüşmelerinden sonuç çıkarmaya çalıştığını gördük. Netice tam bir fiyasko oldu tabii!.. Aradan geçen uzun zamanda, ABD Yönetimi neredeyse Suriye'deki durumu hiç ağzına bile almadı. Ne zaman ki IŞİD Kobani'yi çembere aldı, Obama ve ekibi kıpırdanmaya başladı. Ama bu kıpırdanma bilindiği gibi, IŞİD terör örgütüne yönelik hava saldırıları ile sınırlı kaldı. Oysa dört yıl içinde, Esad rejiminin vahşi katliamlarından resmî rakamlara göre 220 bin, gayriresmi bilgilere göre ise üç yüz bini aşkın insan hayatını kaybetti. Yine BM raporlarına göre, dört milyonu yurt dışındaki mülteciler olmak üzere, toplam yedi milyon Suriyeli yerinden yurdundan koparılmış vaziyette. Bu rakam Suriye nüfusunun üçte biri kadar!

Önceki resmî beyanlarında Esad rejimini gayrimeşru ilan eden ABD yetkilileri, şu sıralarda ağız değiştirmeye başladı. Önce CIA Başkanı John Brennan, Esad'ın düşmesini istemediklerini açıkladı. Onun ardından da Dışişleri Bakanı John Kerry, IŞİD ile mücadeleyi Esad rejimini değiştirmekten daha önemli gördüklerini, bu sebeple bir yerde Esad'la müzakereye oturmak durumunda olduklarını söyleyerek bir defa daha ABD'nin kafa karışıklığını ortaya koydu... Kerry'nin Sözcüsü Marie Harf ise, onun sözlerini tavzih etmeye çalışarak, ABD'nin Suriye politikasının değişmediğini, Kerry'nin doğrudan Esad'la bir müzakereyi kastetmediğini ifade edip, herhalde gelen tepkileri karşılamaya çalıştı. Kerry'nin sözlerine en sert tepkiyi, Kamboçya ziyareti sırasında Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu verdi. "İki yüz binden fazla insanı katleden ve kimyasal silah kullanan Esad rejimi ile neyi müzakere edeceksiniz, şimdiye kadar yapılan müzakerelerden hangi sonuç alındı ki?.." diyerek; Kerry'nin sözlerine karşılık veren Çavuşoğlu, Suriye'deki bütün problemlerin kaynağının, Esad rejimi olduğunu hatırlattı. Ama görünen o ki, ABD hâlihazırdaki tavrıyla bu gerçekleri duyabilecek durumda değil. Kerry'nin bu tuhaf açıklamasına, AB cenahından da tepkiler geldi. Fakat "Süper Güç" Amerika, belki de Rusya'yı daha fazla kızdırmamak ve İranla ilişkilerini onarmak için, her iki ülkenin Suriye'de işlenen insanlık suçuna bu derece pervasızca destek verip ortak olmasına sessiz kalmaya devam edecek!.. Evet bakalım ABD, IŞİD'le mücadele bahanesiyle, Suriye halkının boğazlanmasını daha ne kadar seyredecek?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.