Siyasette bel altı vurmak...

A -
A +

Son beş yılda bazı karanlık odaklar, hedef aldıkları kişileri politikada saf dışı bırakmak için, "kasetle şantaj" gibi çok iğrenç yollara başvuruyor!..

Daha eski yıllarda da bazı olaylar cereyan etmişti, ama tam beş yıl önce; 2010 Mayıs'ında, Deniz Baykal'ı CHP'nin genel başkanlık koltuğundan indiren kaset şantajı, sonuç itibariyle çok yıkıcı olmuştu... Aradan geçen beş uzun yıla rağmen, böyle bir tuzağı kimin, hangi odakların kurduğu hâlâ net olarak ortaya çıkmış değil. Bu konuda yazılıp çizilen pek çok iddia ve ithamı biliyoruz. Lakin belgeleriyle olayı karanlıktan aydınlığa çıkaracak bir ifşaat henüz gerçekleşmiş değil. Deniz Baykal'ı, kendisini en güçlü hissettiği bir dönemde bertaraf eden bu bel altı vuruş, siyasi etkisi itibariyle dehşet verici idi. Baykal bundan dolayı istifasını açıklarken, en az bu olay kadar dikkat çeken bir ifade kullanmıştı. O tarihten sonra yaygın bir şekilde dolaşıma girecek olan PENSİLVANYA kavramını kullanarak, orada ikamet eden F. Gülen'in bu kaset şantajında dahli olmadığını belirtme gereği duymuştu. Kullandığı cümle aynen şöyle idi: "ABD'den, Pensilvanya'dan aldığım üzüntü mesajının samimiyetine inanıyorum..." Baykal istifasını, bir meydan okuma olarak sunmuştu, lakin başka seçeneği de yoktu...

2011 seçimlerine giderken, siyasetteki bel altı vuruşlar bu defa Milliyetçi Hareket Partisini hedef almıştı. Partinin üst kademe yönetiminde yer alan bir düzineye yakın isim, bu tarz kasetlerle siyaset denkleminin dışına itiliyordu. Bu çapta bir kirli operasyonu yapan örgüt veya örgütler, herhalde çok hazırlıklı ve donanımlı olmalıydı... Ne var ki, bütün partiler ve siyasetçiler için, ihtimal dâhilinde olabilecek böylesine saldırıların kaynağı, hedefi ve planlayıp uygulayanlarının tespiti yolunda, ciddi bir çaba da gösterilmedi. Herkes için tahribatı büyük olabilecek böyle bir tehlikeyi önlemeye dönük gayret yerine, pek çoğu yersiz karşılıklı suçlamalarla vaziyet idare edildi. 2012 yılı Şubat'ında, MİT Müsteşarı Hakan Fidan'a yönelik operasyonun akamete uğratılmasından sonra, malum kasetler çok daha yoğun şekilde sökün etmeye başladı. Bir kısmı dolaşıma sokulan, bir kısmının da varlığı ve içeriği hissettirilen, hemen tamamı iktidar partisi ve hükümet üyelerini hedef alan kasetlerdi bunlar... Ve bu kasetlerin arkasında kimin, hangi örgütün olduğu, bugün için artık bir sır değil!
Polis teşkilatı ve yargı başta olmak üzere, devletin bütün kurumlarında geniş şekilde teşkilatlandığı anlaşılan ve adına "Paralel Yapı" denilen bir oluşumun, hangi boyutlarda olduğu artık herkesçe biliniyor. Millî Güvenlik Kurulu'nda, ulusal güvenlik tehdidi olarak değerlendirilen, Millî Güvenlik Siyaset Belgesinde de bu vasıfla yer almış bulunan, yargı mercileri tarafından "terör örgütü" tanımlamasıyla, soruşturma ve kovuşturmaya tabi tutulan bir örgüt... Bu örgütün başındaki kişi olarak da, hakkında kırmızı bültenle yakalama kararı çıkartılma işlemi süren F. Gülen, medyada genel olarak PENSİLVANYA rumuzuyla anılıyor...
7 Haziran seçimlerine doludizgin giderken, yine bir kaset iddiasıyla siyaset dünyası çalkalanıyor. Epeydir, bir zamanlar sağ kolu olduğu F. Gülen aleyhine televizyonlarda ifşaatta bulunan Latif Erdoğan, aynı örgütün MHP Milletvekili Meral Akşener'e de kaset şantajında bulunduğunu ileri sürdü! Beklendiği üzere Akşener, bu iddiaya çok sert tepki gösterdi. Öteden beri dik duruşuyla bilinen Bayan Akşener, şimdi konuyu yargıya taşıyor.
İlk önce Sare Davutoğlu ve Hayrünnisa Gül, Meral Akşener'e telefon ederek, bu iğrenç iddialar karşısında, kendisine destek verdiler. Daha sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan ve eşi Emine Hanım da telefonla üzüntülerini ilettiler. 10. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün de, bu meyanda açıklamaları oldu. Fakat dikkat çekici husus, şimdiye kadar MHP cenahından herhangi bir açıklama yapılmamış olması...

Özetlersek, siyasette bu şekilde bel altı vurmak, şüphesiz çok alçakça bir yöntem! Bu yola başvuranlar bir şey kazanamaz, ancak temiz siyasetin temeline dinamit koymuş olurlar.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.