Seçim tahminleri ve temenniler...

A -
A +

Seçim yarışında artık son düzlüğe girildi. Bütün partiler kendi gücü nispetinde finişe kalkmış durumda... Yarışın birincisi belli de, derecesi ne olacak?

Sandığa tam beş gün kaldı... Parti liderlerinin günlük ortalama miting sayısı, 2-3'ten 7-8'e kadar çıkıyor bazen. Sadece liderler değil, hemen her parti teşkilatı, var gücü ile finişe kalkmış durumda. Bu kritik yarışın birincisi aslında belli. AK Parti'nin açık ara önde olduğunda kuşku yok. Keza tek parti iktidarının da, dolayısıyla siyasi istikrarın da devam edeceği noktasında, tereddüt yok. Öyle ki, piyasalar bu durumu epey önceden satın aldı bile!.. Peki, bilinmeyenler nedir? Birincisi iktidar partisinin bu seçimlerde yapacağı derece ki, çok çok önemli... İkincisi bu seçimlerde bir nevi kilit parti durumuna gelen HDP'nin, yüzde onluk seçim barajını aşıp aşamayacağı meselesi. Bu pek çok yönden, son derece kritik bir sonuç olma özelliğini arz ediyor. Üçüncü olarak da, ana muhalefet partisi CHP ile MHP'nin, seçimlerde göstereceği başarı. CHP için bu seçimler, gelecek adına dramatik sonuçlara sebep olabilecek nitelikte. Öncelikle başarı veya başarısızlık durumuna göre, genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu ve ekibinin parti içi iktidarı koruyup koruyamayacağı hususu öne çıkacak. MHP açısından alınacak netice, daha serinkanlı biçimde karşılanabilir.

Kuşak itibariyle bilinçli olarak, ilk defa 1973 seçimlerini izledim. 12 Mart 1971 Muhtırasından sonra yapılan ilk seçimlerdi. Süleyman Demirel'in şu sözü hatırımda kalmış: "Her şeye rağmen, milletin önüne seçim sandığını koymayı başardık..." O seçimlerde, Ecevit'in genel başkanı olduğu CHP, birinci parti olarak çıkmıştı. 1974'te Adalet Partisinin gençlik kollarına girerek, siyasetle daha yakından ilgilenmeye başladım. 1975'te ara seçim oldu. İstanbul'daki tek boş senatörlük için, Adalet Partisinden emekli orgeneral Faik Türün, CHP'den de Besim Üstünel adaydı. Oy kullanma hakkım olmadığı (O zaman 21 yaş sınırı vardı) hâlde, parti adına sandık kurulu üyeliği yapmıştım. Görevli olduğum sandıkta da, Besim Üstünel kazanmıştı. Henüz çok genç ve heyecanlı olduğum için, bu sonuç beni hayli etkilemişti... 12 Eylül 1980 ihtilali bütün partileri kapatınca, benim de parti üyeliğim sona ermişti. (Halen aynı statü devam ediyor!) Ama geçen zaman içinde, meslek icabı bütün seçimleri ve seçimlerle ilgili her türlü tahmin ve değerlendirmeleri de, elbette yakından izledim. Bu meyanda kamuoyu araştırma şirketlerinin sayısız anket çalışmalarına da şahit oldum. Bunların bir kısmı, gerçekten bilimsel yöntemlerle ve tam bir objektiflik içinde yapılan çalışmalardı. Dolayısıyla sonuç itibariyle ya tam isabet kaydettiler yahut gerçeğe yakın tespitlerde bulundular. Buna karşılık yeterince bilimsel ve dürüst olmayan, taraflı ve maksatlı pek çok sözüm ona kamuoyu araştırması veya temennileri de, ortaya çıkan neticeler bakımından havada kaldı. Ama bu türden araştırma yapan şirketlerin sahip ve yetkilileri, her seferinde sonuçları pişkinlik içinde karşılayarak, benzer faaliyetlerine devam ettiler... Halen aynı durumu sürdürüyorlar. Bakalım 7 Haziran akşamı kimlerin tahmini tutacak, kimlerin manipülasyonları boşa çıkacak!..

Özetlersek, bazı meslektaşlarımız gibi, bendeniz de gazeteci sıfatıyla tahminler yapmaktayım. Bazen doğruya yaklaştığımız; hatta isabet kaydettiğimiz, bazen de belli ölçülerde yanıldığımız oluyor. Seçime beş kala, yine bir şahsî tahminde bulunacağız. Dikkat: Şahsî tahmin! Bakalım isabet derecesi ne olacak...

AK Parti: Yüzde 43 (artı-eksi 1 puan), CHP: Yüzde 26 (artı-eksi 1 puan), MHP: Yüzde 17 (artı-eksi 1 puan), HDP: Yüzde 11 (art-eksi 1 puan)=Eder yüzde 97. Kalan yüzde 3'ü, diğer partilere dilediğiniz gibi üleştirebilirsiniz! Bir kenara not ediniz lütfen...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.