Hilesiz, şaibesiz ve korkusuz seçim...

A -
A +

7 Haziran seçimleriyle ilgili olarak, bazı kesimler özellikle hile ve şaibe söylentilerini dolaşıma sokuyor. Bunun özel bir maksadı olduğu açık!..

25. Dönem Milletvekili Genel Seçimlerine yalnızca üç gün kaldı. Bir süreden beri, kimi muhalefet kesimleri, seçimlere hile karıştırılacağı, oyların çalınacağı, 'trafolara kedi girdi' diye elektriklerin kesileceği vs. türünden söylentiler yayıyor. Bu şekilde 7 Haziran seçimlerine gölge düşürüp, muhtemel bir sandık yenilgisine kılıf hazırlama gayretleri, mide bulandırıyor. Siyasi işleyişteki pek çok aksaklık ve eksikliğe rağmen, çok partili siyasi düzenin hayata geçtiği son altmış beş yılda, yapılan genel ve yerel seçimlerin güvenirliği hakkında köklü bir kanaat oluşmuştur. Hakim teminatı altında yapılan seçimlerin sonucuna dair, lokal ve teknik bazı itirazlar vaki olsa da, geneli itibariyle halk iradesinin sandığa net biçimde aksetmesi bakımından bir tereddüt yoktur.

Esasen Türkiye, siyasi tarihi itibariyle uzun bir seçim tecrübesine sahiptir. 1840 yılında, ilk defa yapılan il genel meclisi seçimlerini baz alırsak, 175 yıllık bir maziden söz ediyoruz demektir. Milletvekili seçimleri de, yaklaşık 140 yıl önce, ilk defa Birinci Meşrutiyetle birlikte, 1876'da yapılmıştır. Aradan geçen zaman zarfında, bu memlekette sayısız siyasi buhranlar, altüst oluşlar ve çalkantılarla sonucu; başta devletin kendisi olmak üzere, çok radikal siyasi düzen değişimleri yaşandı... Ancak siyasi rejim ne olursa olsun, bir şekilde seçim/sandık hep gündemde olagelmiştir. Uygulama biçimi, güvenirliği ve emniyeti konusunda yoğun tartışmalar eksik olmasa da, belli bir tarihten sonra seçimler, iktidar meşruiyetinin kaynağı olarak vazgeçilmez ehemmiyet kazanmıştır...

Vaka Osmanlı İmparatorluğunun çöküşe geçtiği son buhranlı yıllarında, yapılan seçimler çok sancılı geçmiştir. Mesela; 1912 yılında yapılan ve İttihat Terakki Partisi ile Hürriyet ve İtilâf Partisi arasında, kıran kırana geçen, yaşanan hadiseler sebebiyle; adına SOPALI SEÇİMLER denilen, bir sandık hikâyesi vardır siyasi geçmişimizde!.. Ülkeyi despot biçimde yönetmeyi kafasına koyan, bu kafa ile imparatorluğu da yıkıma götüren İttihat ve Terakki Partisi, 1912 seçimlerini kazanmak için her yola başvurmuştur. Bu tedbirlerin(!) içinde, Anadolu'daki mülki amirlerin tayinini çıkarmak ve seçim kurullarını değiştirmek dâhil, her türlü kumpas vardır... Zira İttihat ve Terakki Partisi neticeyi garanti etmek istiyordu!..  Sopalı seçimler sırasında feci şekilde dayak yiyenlerden biri de, Filozof Rıza Tevfik'tir... Cumhuriyet kurulduktan sonra da, tek parti döneminde seçimlerin nasıl yapıldığını anlatmak için ciltlerle kitap yazmak gerekir. Bu seçimlere 'Resmî Tayin' demek daha doğru olur... Zira önceden tespit ve tasdik edilen vekil listelerinin, formalite icabı sandıklardan geçirilmesidir, o dönemdeki seçimler. Rakip yok, rekabet yok, muhalefet imkânı ve ihtimaline dahi bütün kapılar kapalıdır. Aksine niyet ve teşebbüste bulunan, Terakki Perver Cumhuriyet Fırkası ve Serbest Fırka, bu devrin en çarpıcı hikâyeleridir.

Tek Parti devri kapanırken, en son seçim rezaletini 1946'da sahneye koymuştur. AÇIK OY GİZLİ TASNİF!..  Bu garabet ve rezalet, 14 Mayıs 1950'de millî iradenin gerçekten sandıklara aksetmesiyle birlikte tarihe gömülmüştür. Bir daha da benzer bir hadise, hiç zuhur etmemiştir. Türk halkının siyasal katılım bilincinin, düne göre çok daha yükselmiş olduğu günümüzde, seçimlerin daha dürüst ve şeffaf ve şaibelerden uzak şekilde tecelli etmesi hususunda tereddüt yoktur. Bölücü terör örgütünün etkili olduğu bazı kırsal kesimlerde, birtakım tehdit, sindirme, hilekârlık ve hokkabazlıkların olması, muhtemel olabilir. Ancak bu arızalar, seçimlerin genel güven ve sıhhatine zarar verecek güce, asla ve kat'a ulaşamaz... Binaenaleyh gönlünüzü ferah tutunuz! 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.