Teröristi halktan ayıklamak... Peki nasıl?

A -
A +
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son günlerde Güneydoğu Bölgesinde yaşayan halkın, teröristleri ayıklamasını ısrarla dile getiriyor. Bu ayıklama konusu şüphesiz çok önemli. Lakin yapılması pek de kolay görünmüyor!..

Son üç hafta içinde, bölücü terör örgütü en fazla şehirler arası yollara, bomba ve mayın tuzaklamak suretiyle saldırılar gerçekleştirerek, çok sayıda polis ve askerimizi şehit etti. Bu kalleşçe saldırıların önceden tespit edilememesi ve benzer olayların peş peşe tekrarlanması, ister istemez insanların kafasını kurcalıyor. Neden bu hain saldırılar önceden tespit edilemiyor? Burada Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, son günlerde sık sık dile getirdiği; "Bölge halkının teröristleri ayıklaması..." meselesi karşımıza çıkıyor. Doğu ve güneydoğu coğrafyasında istihbarat toplamak hem çok kolaydır, hem çok zordur. Bu kolaylık ve zorluk, bölge halkının güvenlik güçleriyle iş birliği yapıp yapmamasına bağlıdır... Dağdaki çoban ile tarlasında çalışan çiftçi, çevresinde cereyan eden olayları en önce gören ve gözleyebilecek olan kişi konumundadır... Nitekim Erzurum Pasinler'de, bir çobanın yerini ihbar etmesiyle; eyleme hazırlanan intihar bombacısı, üzerindeki dinamitlerle birlikte kıskıvrak yakalandı. Fakat ne yazık ki, Güneydoğu Bölgesindeki halktan bu şekilde yardım alınamıyor! Burada bazıları hemen, halkın terör örgütünün baskı ve sindirmesiyle, devletten yana tavır koyamadığını söyleyecektir. Bu bir yere kadar doğru, ama bir yerden sonra da geçersizdir.
Bakınız son olarak Iğdır-Doğubayazıt yolunda, 16 ton gaz taşıyan tankerin şoförünü silah tehdidi ile intihar dalışına zorlayan teröristler; kahraman şoförün son anda el frenini çekip arabadan atlamasıyla, korkunç tahribata yol açabilecek eylemi gerçekleştiremedi. Edirneli Turan Mutlu Gün, bir polis karakolunu hedef alan korkunç saldırıyı, cesaret ve fedakârlığı ile önleyebildi. Bu hakikaten çarpıcı bir örnektir. Teröre karşı mücadele vermek isteyen herkes, canı gönülden gayret ettiği vakit sonuç alabilir. Yeter ki samimi olarak terör örgütüne karşı olsun. Bölücü örgütü doğrudan destekleyenlere söylenecek bir şey yok!.. Ama dolaylı olarak ona yardımcı olanlar, yani güvenlik güçleriyle, kaymakamlık ve valiliklerle paylaşması gereken bilgiyi dahi saklayanlar, teröristlerin eylem hazırlığını duydukları ve gördükleri halde, haber vermeyenler vatandaşlık görevini yapmayanlardır. Erdoğan'ın muhtarlara yönelik söyledikleri de, tam bu noktayı işaret ediyor esasen...
Herkesin bildiği bir gerçek var: Terör örgütü halktan destek alamazsa ayakta kalamaz. Bu destek yukarıda belirttiğimiz gibi, doğrudan veya dolaylı biçimde gerçekleşir. Vatandaş teröristi kendisinden soyutlamalı. 1980'li, 90'lı yıllarda PKK, bölge halkını korkutarak, sindirerek kendi yanına çekmek için, korkunç sivil katliamlar yaptı. Kürt vatandaşlarımıza karşı, çoluk-çocuk, genç-yaşlı demeden, topluca katliamlar yaptı. Üstelik bu katliamları da devlete yıkmaya çalıştı... Devletin de o yıllardaki yanlış politikaları sebebiyle, vatandaş çaresiz, iki taraflı baskıyla arada kaldı. Ancak bugün devletin yaklaşımı tamamen değişmiştir. Kimse o yıllardaki baskı ve işkencelerden, faili meçhullerden bahsedemez. Bugün için artık vatandaşın kendi tercihi söz konusu. Bu tercihi kimden yana yapacak? Bölücülerden yana mı, devletten yana mı?
Yollara çok önceden döşenen bombaların, mayınların yerini en azından kaba hatlarıyla bilen vatandaşlar yok mudur? Bunlar neden vicdanının sesini dinleyip ihbarda bulunmuyor? Sadece korktukları için mi? Bu hain tuzaklar sebebiyle hayatını kaybeden asker ve polislerin çoğu, yine Kürt halkının çocukları değil mi? Şehir içlerinde kazılan hendekler, şehirlerin dışındaki yollara döşenen tuzaklar, oradaki belediyelerin iş makineleriyle kazılıyor ve yerleştiriliyor. Bu hainliği hiç kimse görmüyor mu yani? Görmemesi mümkün mü? Peki, bütün bunlardan en çok zararı yine kim görüyor? Evet, bu dehşet verici döngüyü herkes, fakat öncelikle Güneydoğu halkı, çok iyi anlamak zorunda!..
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.