Sosyal medyadaki tezvirat...

A -
A +
Türkiye'nin bir türlü yakasını kurtaramadığı medyatik problemlere, "SOSYAL MEDYA" boyutu da eklendi. Mahut twitter leşkerleri, bariz gerçekleri tersyüz etmek için var gücüyle saldırı hâlinde!..
Kamuoyunun zamanında, yeterli ve doğru biçimde bilgilendirilmemesi sebebiyle, bu ülkede pek çok gereksiz ve zararlı tartışma yaşanıyor. Bu tartışmalar sonucunda yersiz ayrışmalar, kavgalar, cepheleşmeler ve kamplaşmalar meydana geliyor. Son günlerde, bazı şehit cenazelerinde baş gösteren tuhaf olaylar, fazlasıyla dikkat çekici... Kendilerini şehit yakını diye tanıtan bazı kişiler, çok hazırlıklı bir şekilde hükümeti ve devleti hedef alan protesto gösterilerinde bulunuyor. Dini ve örfi açıdan, bir cenaze merasimiyle hiç de uyuşmayan bu davranışlar, o anki haleti ruhiye içinde, en mutedil çizgide savuşturulmaya çalışılıyor. Ne var ki hadise orada kalmıyor. Sosyal medyaya taşınan bu gri ve son derece kuşkulu eylemler, köpürtülmeye devam ediliyor. Sosyal medya denilen bu nevzuhur dipsiz kuyuda, müseccel beşinci kol elemanları 7 gün 24 saat işbaşında!.. Her türlü tezviratı tam bir profesyonellikle icra ediyorlar. Bir de bunların yanında iş gören, kendisini gerçek ismiyle takdim etme cesaretini dahi taşımayan; ne idüğü belirsiz, karaktersiz, terbiyesiz ve o derecede ağzı bozuk tipler var. Tepeden tırnağa yalan, fitne ve fesada gömülmüş bu kirli ortaklar, hiçbir ahlaki sınır tanımayan kirli propaganda ile toplumu ifsat etme seferberliğinde...
Bu karanlık ve satılık tiplerin sayısı pek fazla olmamasına rağmen, iç ve dış şer odaklarının da desteğiyle, fitne çıkarmakta ve yaymakta hayli etkililer. Bir kısmı dış istihbarat servislerinin, üst düzey ajanlarıyla evli veya yasak ilişkili olan dişi militanların politik nüfuzu ve Türkiye aleyhine yürüttükleri yıkıcı propaganda, tek kelime ile dehşet verici. Benzer şekilde enternasyonal bağlantılarıyla, ülke aleyhindeki hemen her harekette rol alan; bilhassa yabancı basının kiralık kalemlerince ülkemiz aleyhine döşenen haber ve yorumları, sürekli gerçekmiş gibi pompalayan kimi medya ve akademi kökenli eski tüfekler de, tam gaz karalama kampanyasında... Dün çözüm sürecini rayından çıkarmak için, bölücü terör örgütünü sürekli kışkırtan; bugün de hükümeti ve devleti yeniden savaş başlatmakla suçlayan bu güruha karşı, yeterince ve etkili bir karşı tedbir maalesef görünmüyor. Tamamen yalan veya düzmece haberler, bu mihraklarca tedavüle konulup, toplumda yıkıcı etkiyi yaptıktan nice zaman sonra, olayın aslı bir şekilde ortaya çıkıyor, fakat iş işten geçmiş oluyor. İşte son günlerde bazı şehit cenazelerinde yaşanan hadiseler, anlatmaya çalıştığımız meselenin en çarpıcı örneklerinden. Bunların mahiyeti daha sonra anlaşılıyor, lakin o vakte kadar köprülerin altından çok sular akmış oluyor... Düşünebiliyor musunuz, illegal örgüt sempatizanları gelip şehit cenazelerinde ortalığı karıştırabiliyorlar!
1960'lı yıllardan beri yıkıcı ve bölücü faaliyetlere maruz kalan bu devletin, artık kendisini daha sofistike biçimde, koruma becerisini göstermesi gerekiyor. Bunun için de öncelikle konuya sistemli bir yaklaşım ve her kademede yeterince kararlılık ve sorumluluk ortaya koymak gerekiyor... Palyatif tedbirlerle, reaksiyoner tavırlarla bu işin üstesinden gelmek şayet mümkün olsaydı, bugün başka şeyler konuşurduk... Bir devletin içeride ve dışarıda, öncelikle kendisini tam ve doğru şekilde anlatabilmesi ve tüzel kişiliğine yönelik olumsuz her türlü propagandayı etkisiz kılabilmesi, ulusal güvenliği açısından en hayati meseledir. Türkiye, öteden beri hep haklıyken haksız duruma düşmenin mağduriyetini yaşıyor. Fakat ne hazindir ki, bir türlü bu durumdan kurtulmanın kalıcı tedbirlerini hayata geçiremiyor. Tekrar soralım mı: Acaba neden? 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.