Puslu havada avlanan çakallar!..

A -
A +
Devletin meşru gücüne karşı, illegal örgütlerin akılsızca sürdürmeye kalkıştığı silahlı mücadelenin, hiçbir zaman başarıya ulaşma şansı yoktur. Bu yüzdendir ki, anarşist ve teröristler, "desparados" yani "umutsuzlar" diye anılır.

Şırnak'ın Cizre ve Silopi, Muş'un Varto, Bitlis'in Hizan, Diyarbakır'ın Lice, Hakkâri'nin Yüksekova ilçelerinde, belediye araçlarıyla hendek kazan; kum torbaları ve briketlerle, çöp bidonu ve çalı çırpılarla barikat kurup güvenlik güçlerinin girişini engellemeye çalışan şehir eşkıyası... Böyle derme çatma barikat ve hendeklerle sözüm ona kurtarılmış bölgeler meydana getirebileceğini sanıyor!.. Bunların yanında, esas görevi yöre halkının rahat ve medeni bir hayat yaşayabilmesi için şehri temiz tutmak, altyapı hizmetleri sunmak ve diğer yerel ihtiyaçları karşılamak olan bu ilçelerin belediye başkanları da, hangi akla hizmet ettiklerini bilmeden "öz yönetim" diye, güya özerklik ilan etme cür'etinde bulunuyorlar... Sonuçta ne oluyor? Televizyon ekranlarından da kısmen izlediğimiz üzere, devlet meşru gücüyle oraya gelip, kalkışma küstahlığında bulunan o teröristlere gerekli cevabı veriyor. 'Öz yönetim' vb. saçma sapan iddialarla devleti hiçe saymaya kalkışan belediye başkanlarını da, yargıya teslim ediyor...

7 Haziran seçimlerinden sonra ortaya çıkan siyasi belirsizlikten de yararlanarak, yeniden terörist eylemlere başlayan bölücü örgüte karşı, devlet hiçbir zaafa düşmeden; derhal en sert şekilde karşılık vererek, kamu düzenini koruma ve vatandaşın can ve mal emniyetini teminat altına alma noktasında gücünü ortaya koydu. Başbakan Davutoğlu dün, kurulacak geçici hükümetin iki aylık seçim dönemi için değil, dört yıl hizmet verecekmiş gibi icraat yapacağını belirtti ve şöyle dedi: "Puslu havada ava çıkmak isteyen çakallar olursa, o çakallara da meydanı bırakmayız..." Bunun anlamı şudur: Ya devlet başa ya kuzgun leşe. Bugüne kadar ortaya konan kararlılık, devletin kudreti karşısında, terör örgütlerinin en fazla halka zarar veren silahlı mücadelesinin, hüsranla bitmekten başka yolu olmayacağını bir kez daha göstermiş oluyor. 1990'lı yıllarda da, PKK kalabalık gruplarla saldırılar düzenliyordu. Sonra ne oldu? Devlet bölgeye on binlerce asker yığarak, bölücü örgütün sözde alan hâkimiyetini bir anda bitirdi...

Temenni ederiz ki, bir daha böyle bir şeye ihtiyaç olmasın. Fakat olursa da, devlet hiç tereddütsüz gücünü gösterecek ve gereğini yapacaktır. Gerekirse her metrekareye bir asker veya polis dikerek, kamu otoritesini hiçbir kuşkuya yer bırakmaksızın tesis edecektir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti buna kesinlikle muktedirdir. Medyada, özellikle sosyal medyada bozgunculuk yapan etki ajanları, teröristlerin şehirlerdeki cadde ve sokakları kazmasına, barikat kurup lastik yakarak vatandaşın normal hayatını sürdürmesini engellemesine, hiç ses çıkarmıyor. Ama devletin varlık sebebi olan asayişi sağlama operasyonlarına karşı, yalan ve iftiralarla karalama kampanyası sürdürüyor. Bu ajanların tezviratı da sonuç vermeyecektir.
Kısacası devletin meşru gücüne karşı, illegal örgütlerin hangi maksat ve iddia ile olursa olsun; bir silahlı mücadeleyi sürdürerek, başarıya ulaşması mümkün değildir. Bu, dünyanın her tarafında böyledir! İşte bu yüzdendir ki, beynelmilel literatürde anarşist ve teröristler, "DESPARADOS" yani "UMUTSUZLAR" olarak anılmaktadır. Ne yazık ki, dünyada terör üzerinden rant devşiren çevreler, emperyalist devletler, terörü bir politika aracı olarak kullandıkları için, terörizmin ardı arkası kesilmiyor... Mesela; Avrupa'da PKK üzerinden yürütülen büyük uyuşturucu ticaretinde, çok yüksek miktarda meblağların döndüğünü herkes biliyor. Bu kirli savaşta fakir halkın çocukları, eline silah verilerek ölüme sürüklenirken, hiçbir şekilde kendini riske atmayan terör baronları da, milyonlarca dolarlık geliri kasalarına indiriveriyor! Terör örgütüne bir şekilde omuz verenlerin kime ve neye hizmet ettikleri meydanda...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.