Dikkat! Provokatör iş başında...

A -
A +
Bölücü terör örgütü devletle baş edemeyeceğini gayet iyi biliyor. Ancak maksadı ülkeye maddi – manevi zarar vermek, en büyük hedefi de bir iç kargaşa çıkarmak...

24 saat içinde toplam 31 şehit verdiğimiz bir ortamda, toplumsal öfkenin kabarması, vatandaşın galeyana gelmesi pek şaşırtıcı bir durum değildir. Hele hele terör örgütünün yanında ve arkasında, çok sinsi ve hainane bir biçimde; tahrik ve ajitasyon yapan bir kısım siyaset bezirgânı, malum kirli medya ve şer cephesindeki diğer tüm uzantılar, böylesine kesif bir yıkım mesaisi yaparken, fitne ateşinin alevlenmemesi de mümkün değil. Evet, hepimiz çok dikkatli olmak mecburiyetindeyiz. Zira provokatör fena halde işbaşında!.. On yıllardır bir türlü başlatamadıkları kardeş kavgasını, son bir hamle ile sahneye koymak istiyorlar. Aman ha aman... Bölücü ve fitnecilerin ekmeğine yağ sürmeyelim. Kaş yapayım derken göz çıkarmayalım. Bu ortamda, söyleyeceğimiz her sözün; yapacağımız her hareketin kimlere ve nasıl hizmet edeceğini çok iyi hesaplamak zorundayız. Aksi halde doğrudan yahut dolaylı olarak, ülke düşmanlarının değirmenine su taşımış oluruz. Daha sonra kafamıza vurmamızın bir yararı olmaz. Yarın işe yaramayacak bir pişmanlığa düşmemek için, bugün her zamankinden daha dikkatli olalım. Zira en kritik gün, bugündür.

Önceki gece yurdun çeşitli bölgelerindeki sokak gösterilerinde, yaşanan taşkınlıklar ve çok büyük tehlike sinyali veren anarşik tavırların, derhal önü kesilmelidir. Burada öncelikli görev tabiatıyla devletin mülki ve idari mekanizmasına düşmekle birlikte, sorumluluk bir o kadar da vatandaşın omuzundadır. Bilerek veya bilmeyerek fitne ateşini körükleyen bu türden huzur bozucu davranışlar, bilmeliyiz ki en çok yine bizim ülkemize ve halkımıza zarar veriyor, verecektir. Öfkesini ve heyecanını kontrol edemeyen birilerinin, alesta bekleyen provokatörlerin tuzağına düşüp yine kendi vatandaşının cam çerçevesini indirmesi, iş yerini yakması, aracını taşlaması vs. kime ne kazandırır? Fakat bu hâl ve hareketler hepimize çok şey kaybettirir. Terörle, bölücülükle hiçbir alakası olmayan insanları, sırf etnik kimliğinden dolayı hedef almak çok büyük gaflet ve hıyanettir. Ekmek parası için çalışan mevsimlik işçilere saldırmanın, yolcu otobüslerinin camlarını kırmanın mantığı olabilir mi? Fakat bu ahmakça hareketlerden en büyük rantı devşirecek olan yine PKK'dır. Ve PKK, böyle eylemlerin artmasını dört gözle bekliyor...

HDP binalarına yönelik saldırılar, onu mağdur pozisyonuna sokup işlediği suçların unutulmasına yardım eder. Evet, bu kadar açık!.. Bakınız tam 53 vatandaşımızın hayatını kaybettiği 6-8 Ekim 2014 olaylarındaki başrol tahrikçiliğinin hesabını verememiş Selahattin Demirtaş, hemen fırsattan istifade konuşmaya başladı. Bir yandan mağdurları oynarken, bir yandan da yeni tahriklere davetiye çıkaran tehditlerde bulunuyor. Başkalarına hesap sorarken, kendisinin vermesi gereken hesabın unutulduğunu sanıyor. HDP Yöneticilerinin ateşe körükle giden üslubu devam ettikçe, provokatörlerin işi de maalesef kolaylaşacaktır. Fakat sağduyulu ve sorumlu vatandaşlarımız, bütün bu tezgâhları boşa çıkarabilir ve mutlaka çıkarmalıdır. Unutmayalım ki, esnafın kırılan vitrin camları; yakılan her iş yeri, kundaklanan her otomobil, bu ülkenin milli servetidir. Milli servete zarar vermek, asla vatanseverlikle bağdaşamaz. Zira milli servete en çok ülke düşmanları zarar vermek ister!..

Ne yıkıcı politikalarıyla bölücülüğe destek veren siyasi parti veya sivil kuruluşlara, ne de yayınlarıyla zehirli tohum eken medya organlarına karşı; şiddet içeren bir hareket içine girmek, bu memlekette barış ve huzurun tesis edilmesine kesinlikle hizmet etmeyecektir. Kardeş kavgası çıkarmak isteyen düşmanın ekmeğine yağ sümek en büyük gaflettir ve bindiğimiz dalı kesmektir. Tehlike her yönüyle ortada... 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.