Strasbourg'dan notlar...

A -
A +
*Strasbourg/Brüksel

Cumhurbaşkanı Erdoğan Fransa'nın Strasbourg şehrinden, Avrupa'ya ve Avrupa ülkelerinde yaşayan Türk vatandaşlarına önemli mesajlar verdi.

Daha önce örneğine pek rastlamadığımız, Türklerin Avrupa'da yaptığı mitingler, giderek yaşlı kıta sakinlerinin daha fazla dikkatini çekecek gibi görünüyor... Önceki gün Fransa'nın Strasbourg kentindeki, 12 bin kişilik Zenith Arena salonunu hıncahınç doldurup taşıran Avrupa'daki soydaşlarımız; yaşadıkları ülkelerde, düne göre siyasal, sosyal, kültürel ve ekonomik alanlarda daha etkili bir kitle olma yolundaki kararlılıklarını bir kez daha ortaya koydular. Bu kabil önemli faaliyetler, AK Parti iktidarı ve Erdoğan'ın başbakanlığı döneminde başladı. Gurbetçilerimiz açısından, 1960'lı yılların başında başlayan Avrupa serüveni, 50 küsur yıl sonra hayli farklı bir noktaya gelmiş bulunuyor... Düşününüz ki, 1974 yılına kadar, ekmek parası için gurbet yollarına düşmüş insanlarımızın nerelere gittiği, ne yaptığı; dilini, kültürünü bilmediği ecnebi ülkelerinde ne durumda olduğu konusunda, devlet canibinden dikkate değer pek bir faaliyet hatta merak dahi ortaya konulamamış! Oysa o yıllarda, devrin mütevazı bütçe rakamları içinde, yâd ellerdeki işçilerimizin ülkesine gönderdiği döviz miktarı, önemli bir kalem tutuyordu...
Ama bugün durum çok farklı... Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan bir gün önce de Başbakan Ahmet Davutoğlu, Almanya-Düsseldorf'ta gurbetçilerimizle buluşmuştu. Erdoğan Strasbourg'dan Brüksel'e geldiğinde, kalacağı otelin önündeki coşkulu kalabalıkla bir açık hava mitingi de yaptı. Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde de, Almanya'da; Avusturya ve Fransa'da yaptığı ve başta Merkel olmak üzere, Avrupalı liderleri bir hayli tedirgin eden; kapalı salon ve açık hava mitinglerinin bir kısmını da yakından izleme fırsatım olmuştu. Alman ve Fransız resmî makamlarının bütün engelleme gayretlerine rağmen, Avrupa'nın her köşesinden akın eden gurbetçilerimizin katılım ve coşkusu önlenememiş, günbatımından sonra bile, spontane açık hava mitingleri gerçekleşmişti. Bu ilgi ve alakanın elbette birçok sebebi vardı. Bunlardan biri de, ilk defa gurbetçilerimizin anavatandaki siyasal tablonun belirlenmesinde oy hakkına kavuşması idi. Cumhurbaşkanlığı seçimi, 7 Haziran ve şimdi 1 Kasım'la birlikte üçüncü defa, "Avrupalı Türkler" kendi ülkeleri için sandık başına gidecek. İlk ikisindeki katılımdan daha yüksek bir oran beklendiğini de ifade edelim.
Cumhurbaşkanı önceki gün soydaşlarımıza şöyle seslendi: "İlk iki seçimde yaşanan aksaklıklar vardı. Katılım düşük kaldı. Ama bu defa sandıkları patlatacağınıza inanıyorum. Vereceğiniz oylarla terörü sandıkta siz bitireceksiniz..." Avrupa ülkelerinde bugün, gayriresmî rakamlara göre 6 milyon civarında Türk vatandaşı yaşıyor. Siyasi açıdan hem bulundukları ülke, hem de Türkiye için ciddi bir oy potansiyeline sahipler. Bu yüzdendir ki, parti liderleri gurbetçi oylarına büyük önem veriyor. CHP ve HDP başkanları sık sık Avrupa'ya geliyor. MHP lideri Bahçeli de bu konuyu ihmal etmiyor. Bu işin bir boyutu... Ancak ben daha önemli bir noktaya dikkat çekmek istiyorum. Sayısal olarak altı milyonluk bir kitle şüphesiz önemli... Lakin nicelikten ziyade nitelik önemli! Sayın Erdoğan da geniş şekilde üzerinde durdu. Sadece Fransa'da, 650 bin Türk var. Bunların 300 bini aynı zamanda Fransa vatandaşı. Ama mevcudu belki bu kadar bile olmayan Ermeni diasporası, bu ülkede çok daha etkili ve güçlü...
Diyeceksiniz ki, Ermeniler daha eskiden gidip yerleşmiş ve himaye de görüyorlar vs. Bunların hepsi doğru. Fakat başka doğrular da var. Şimdilik bir virgül koyalım. Özellikle Almanya'da yaşayan soydaşlarımız üzerinde, yapılan mühendislik çalışmalarını ve gelecekte AB ülkeleri ile ilişkilerimizin şekillenmesinde, gurbetçilerimizin oynayabilecekleri rolü bir sonraki yazıya bırakalım...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.