"Terörü bitireceğiz, barışı getireceğiz..." Nasıl yani?

A -
A +
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, her konuşmasında birkaç kere tekrar ettiği, "Sözüm söz!" klişesinin peşinden sıraladığı sayısız vaat var. Peki, icraat olmadan bu vaatler nasıl tutulabilir?

Siyasi parti liderlerinin seçim propagandasında bol bol vaatte bulunması tabii bir durum. Ancak vaatlerin ölçülü olmasını, rasyonel olmasını, bilimsel gerçeklere uygun, akıl ve mantık sınırlarını zorlamayan kalıplar içinde kalmasını beklemek, hakkımızdır değil mi?! Siyasi tarihimizde, çıktığı her meydan mitinginde gökteki yıldızları dahi vadeden, nice siyasiler gördük... Ne var ki, bunların büyük ekseriyeti ancak ve yalnız vaatlerde bulundu ve tabiatıyla kısa zamanda da silinip gitti. Çoğunun isimlerini bile hatırlamakta zorlanıyoruz. Demek ki yalnız vaatte bulunmak yetmiyor! Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sık sık ifade ettiği bir halk deyişi vardır: "Eşek ölür kalır semeri/İnsan ölür kalır eseri." Geçenlerde, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun; Konya'nın büyük âlim ve velilerinden Muhammed Hadimî hazretlerinden aktardığı bir beyit, bu konuda çok daha geniş ve derin bir dersi bize öğretiyor: "Kâmil odur ki, koya dünyada bir eser/Eseri olmayanın yerinde yeller eser..."

Evet, memleket idaresinde makam-mevki ve söz sahibi olan devlet ricalini, hep eserleriyle yâd ederiz değil mi? Eser bırakan zevat, asırlar önce dünyadan göç etmiş olsa da, her daim hayırla ve minnetle anılır. Eser bırakamayanlar ise, saman alevi misali çabucak sönüp giderler ve unutulurlar. 7 Haziran seçimleri öncesinde, bu ülkede şöyle tuhaf bir tartışmaya şahit olmuştuk: Hangi partinin seçim vaatleri daha çok ilgi uyandırdı veya dikkat çekti? Tuhaflık işin şurasında; vaatlerin yerine getirilebilir olup olmadığı veya vaat sahibi partilerin bunu hayata geçirmeye muktedir olup olamayacağı değil de, tabir yerinde ise 'albenisi' daha fazla olan vaatler üzerinde kafa yormak... 7 Haziran'daki seçimlerin sonuçları da, partilerin döne döne yaptığı vaatlerin akıbeti de ortada. Şimdi 1 Kasım için, aynı şey tekerrür ediyor. En fazla hangi parti vaatte bulunacak? Vaatlerini en çarpıcı şekilde hangi parti ortaya koyabilecek? Velakin en mühimi, bu vaatlerin seçmen tarafından ne kadar ilgi ve alaka göreceği şüphesiz.
Barajın altında kalması kesin partilerin seçim propagandasını, belki de ayrı bir konseptte değerlendirmek daha doğru olacak... Parlamentoya girecek ve dolayısıyla iktidar veya muhalefet pozisyonunda söz sahibi olacak partilerin, vatandaşa verdiği sözler ciddiyetle ele alınmazsa, politikacıların ne derece sorumlu ve dürüst davrandığı da doğru biçimde tespit edilemez... CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun, Erzincan mitinginde söylediği şu sözler, ister istemez kulağımı tırmaladı. Sayın Kılıçdaroğlu diyor ki; "Otuz yıldır bir terör belası var. Şimdi bir de IŞİD belası çıktı... İşte iki polisimizi şehit ettiler. İçim yanıyor. Benim bu ülkeye sözüm var. Terörü bitireceğiz, barışı getireceğiz..." Nasıl yani? 'Bitireceğiz-getireceğiz' kafiye olarak, birbirine uyuyor ve kulağa da hoş geliyor. Peki, terörü bitirmek bu kadar kolay mı? Kılıçdaroğlu'nun partisi ve selefi olan genel başkanlar, daha önce iktidar ortağı oldu. Onlar da benzer sözler vermişti. Ama ne yazık ki, o sözler hayata geçirilemedi...

CHP liderinin sandık için en büyük iddiası, bildiğiniz üzere yüzde 35 oy almak... Bunu dahi alması imkânsız derecede zor, fakat alabilse bile bu oyla, tek başına iktidar apaçık imkânsız. O hâlde nasıl bu kadar emin konuşabiliyor? Besbelli durumu idare etmeye çalışıyor. Zira bu sözlerin önü de arkası da dolu değil... Peki, bu siyasi etiğe ne kadar sığar? Bir de dedi ki, "7 Haziran'da 17 milyon yoksuldan bahsediyordum. Şimdi yeni rakamlar ortaya çıktı. 22 milyona yükselmiş..." Haydaa!.. Beş ayda, beş milyon yeni fakir. Kılıçdaroğlu yanlışlıkla, bir Afrika ülkesine mi gitti yoksa!..
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.