DAEŞ operasyonu ve kirli ittifaklar…

A -
A +
Terör örgütü DAEŞ’e karşı oluşturulan uluslararası koalisyon, her geçen gün büyüyor ve genişliyor. Dünyanın süper gücü ABD’nin öncülüğünde, yeryüzündeki en güçlü ordular yer alıyor. Bu durum biraz tuhaf değil mi?

Adı üstünde terör örgütü… ‘Devletimsi’ uygulamaları olsa da, sonuçta DAEŞ bir örgüt. Şüphesiz, bugüne dek görülen en tartışmalı örgüt ve hâlen kısmen veya tamamen kontrol ettiği bir coğrafi alan var. Lakin bu örgütün, devlet gibi muamele görmesi asla ve kat’a mümkün değil. Buna rağmen, dünyanın en büyük askerî gücü ABD ve onun yanında da hâlihazırdaki en yüksek savaş kapasitesine sahip ordular, bu örgüte karşı kurulan koalisyonda yer alıyor. Ve bu koalisyon her geçen gün genişliyor. İngiltere’den sonra, son olarak Almanya, ciddi boyutta bir askerî destekle katılma kararı aldı. Amerika Hollanda’yı da davet etti. Fransa zaten Paris saldırılarından sonra çok etkili şekilde DAEŞ’e karşı askerî operasyon başlattı… Kanada, Danimarka ve diğerleri… Bu tablo gerçekten tuhaf kaçmıyor mu? En yüksek rakamlara göre dahi, militan sayısı 60 bini geçemeyen, hava kuvveti unsuru hiç olmayan bir örgüte karşı, bu kadar büyük çapta bir askerî koalisyon… Öyle bir koalisyon ki, ABD gibi bir Süper Güç, çok tuhaf ve şaşırtıcı biçimde; başka bir terör örgütü olan PYD-YPG unsurlarına bel bağlamış. Bu sebeple de mezkur terör örgütüne meşruiyet atfederek, ortaklaşa askerî harekât yapıyor!.. Eh, bu kadarı gerçekten fazla… Burada bir bit yeniği, bir hinliğin olmaması mümkün değil.

Amerika, Saddam Hüseyin yönetimindeki Irak’ın; 1990 yılı Ağustos’unda Kuveyt’i işgal etmesi üzerine, kırktan fazla ülkenin katıldığı, belki de tarihin gördüğü en büyük koalisyonu oluşturmuştu. Sekiz yıllık Irak-İran harbinde, zaten perişan olmuş Irak ordusuna karşı, bu büyüklükte bir güce aslında ihtiyaç yoktu. Fakat Amerika Başkanı Baba Bush’un, “YENİ DÜNYA DÜZENİ” diyerek, ne filmler çevirdiği daha sonra anlaşıldı… Ama iş işten geçmişti bir kere… O sıralarda dağılma sürecinde olan Sovyetler Birliği’nin ana omurgası Rusya, kılını kıpırdatacak durumda değildi ve ABD kendi çalıp kendi oynuyordu. Bugün Putin’in yönetimindeki Rusya’nın, Suriye’de giriştiği atraksiyonlar, temelde çeyrek asır önceki hesapları da kapatmaya yönelik. Bunu böyle okuyalım… Büyük güçlerin dünyayı parselleme oyunlarında, aynı kirli metotlar hep tekrarlanıyor. Bugün ABD ve Rusya, her ikisi de terör örgütleriyle iş tutuyor. Güya teröre karşı mücadele etmek için! Peki, bunu yiyecek saftorikler var mıdır ki? Oyun içinde oyun var ve bu oyunlar hakikaten büyük. Bir taraftan Kürt devletini oluşturma, bir taraftan Türkiye’yi çevreleme, bir taraftan İsrail’i rahatlatma, bir taraftan ABD-Rusya güç ve nüfuz bölgelerini tanzim etme ve yeni dengelere göre paylaşma vs. vs...

Mayıs 1916'da, İngiltere ile Fransa arasında, Arap topraklarının bölüşülmesini dizayn eden gizli Sykes-Pico Anlaşmasının yüzüncü yıl dönümüne çok az kaldı… Tam yüz yıl sonra o mahut anlaşmayı çağrıştıran yeni kirli ittifaklar kuruluyor. Henüz Çarlık Rusya’sı iken, Boğazlar üzerinde imtiyazlar almak kaydıyla, bu gizli anlaşmaya ses çıkarmayan Rusya; Bolşevik ihtilaliyle birlikte I. Dünya Harbinden çekilip, o gizli ve kirli ittifakı faş etmişti… Bugün ise, dağılan Sovyetler Birliği’nin nüfuz alanlarında yeniden güç ve hâkimiyet tesis etmek üzere, çok tehlikeli atraksiyonlara girişiyor. Amerika ile Rusya arasında, kapalı kapılar ardında ne gibi pazarlıkların yürütüldüğü, henüz bilinmiyor. Sykes-Pico Anlaşmasının devamı ve yansıması olarak kurulan Suriye ve Irak, bugün parçalanmış ve yönetilemez devlet hâlinde. Sykes-Pico benzeri, yeni gizli ve kirli anlaşmalar hayata geçer mi, bunu zaman gösterecek. Fakat mevcut durumun hiç de iç açıcı olmadığını belirtelim. El Kaide, Taliban ve türevlerine karşı Afganistan’da şu ana kadar istediği sonucu alamayan Amerika, Irak ve Suriye’de DAEŞ’e karşı ne kadar başarılı olabilecek? Esas can alıcı soru şudur: DAEŞ’e karşı kurulan koalisyonun maksat ve hedefi, gerçekten sadece DAEŞ midir? Esad rejimini koruyan Rusya ile Esad’ı artık meşru kabul etmeyen Amerika, niçin her ikisi birden, PKK-PYD ve türevlerine silah yardımı yapıyor? Çok kafa karıştırıcı değil mi?
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.