“Yeni Amerikan Yüzyılı” ne oldu?

A -
A +
Reagan, Baba ve Oğul Bush’lar döneminde; Cumhuriyetçi iktidarların önemli pozisyonlar verdiği iki düzine ‘Neocon’un şekillendirmeye çalıştığı “Yeni Amerikan Yüzyılı” projesinden geriye neler kaldı?
 
11 Eylül 2001’de New York’taki ticaret merkezine yapılan saldırıdan sonra, George W. Bush, teröre karşı küresel bir mücadeleden ve de yeni bir “HAÇLI SEFERİ”nden bahsetmişti. Gelen tepkiler üzerine daha sonra bu ifadesini tavzih etmeye çalıştı, ama kayıtlara da geçmişti bir kere… ABD Başkanı, durduk yerde bunu söylememişti elbet. İşin evveliyatı vardı. 1990’lı yıllardan itibaren “Yeni Bir Amerikan Yüzyılı” inşa etmek için fikrî çalışmalar yapılıyordu. Başını William Kristol ve Robert Kagan’ın çektiği, içlerinde Dick Cheney, Donald Rumsfeld ve Paul Wolfowitz gibi, W. Bush iktidarında önemli postlara getirilen isimlerin de yer aldığı çok önemli bir çalışma yapılıyordu. “Reaganvari yeni bir dış politikaya doğru – Toward a Neo-Reaganite Foreign Policy) diye tanımlanan bu çalışmanın hedefi, (Küresel bir koruyucu Amerikan Hegemonyası-Benevolent Global Hegemony) kurmaktı…

Hatırlayınız, 1991’de ABD’nin öncülük ettiği küresel koalisyon, Kuveyt’i işgal eden Saddam Hüseyin’i ve Irak’ı bir daha belini doğrultamayacak şekilde cezalandırırken, Baba Bush da “YENİ DÜNYA DÜZENİ”nden bahsediyordu… Tam da Sovyetler Birliği’nin dağılmakta olduğu, Amerika’nın tek başına ve “Süper Güç” olarak, dünyayı dizayn etmeye kalktığı dönem… Daha sonra yanıldığını itiraf edecek olan ünlü siyaset bilimci Francis Fukuyama, Sovyetlerin dağılması karşısında âdeta sevinç çığlıkları atarak TARİHİN SONU tezini, yüksek bir özgüvenle savunacaktı… Evet, 25 tane Neocon’un düşünceleriyle şekillendirilen “The Project for the New American Century-PNAC”, Türkçesiyle Yeni Amerikan Yüzyılı Projesi, temel olarak ABD’nin yeni bir yüzyıl için savunma stratejilerini, gücünü ve bu gücün kaynaklarını tespit edip dış politika için gerekli şablonu oluşturuyordu. Amerika böyle şeyleri çok sever ve bunun için de üniversitelerde, düşünce kuruluşlarında çalışan şöhretli profesörlere sık sık bu türden proje ve tezler için ısmarlamada bulunur!.. Burada Samuel Huntington’un meşhur “Medeniyetler Çatışması” tezini derhal hatırlamış olmalısınız. O da Sovyetler Birliği’nin, akabinde de Yugoslavya’nın dağılmasından ilham alarak, bundan böyle çatışmaların siyasi ve ekonomik temelli ideolojilerden değil, farklı medeniyetlerden kaynaklanacağını savunmak için, yazdığı bir makaleyi üç sene sonra kitap hâline getirecektir. Fakat tıpkı Fukuyama gibi, o da bir müddet sonra bu görüşünün doğru olmadığını hem görecek hem de itiraf etmek durumunda kalacaktır…

Amerikalılar yanıldıklarını ve yalan söylediklerini kolayca itiraf eden rahat insanlardır!.. W. Bush’un küresel haçlı seferi olarak telaffuz ettiği durum, resmî şablonu ile “Preemptive Strike Against Uncertain Threatens”, yani şüpheli (belirsiz) tehditlere karşı önleyici darbe idi. Irak’ta Saddam Hüseyin’in El Kaide ile iş birliği yaptığı; biyolojik ve kimyasal silah ürettiği şüphesine dayanarak bu ülkeyi işgal etmişti ya… Hani dünyayı da buna ikna etmek için, uzaydan çekildiğini iddia ettikleri fotoğraflarla belgelemeye çalışmışlardı ya… Ve fakat daha sonra hem W. Bush, Colin Powel hem de Bayan Rice; peş peşe, teker teker yalan söylediklerini itiraf etmişlerdi ya… İşte o hadiseden bahsediyorum.

Peki, sonra ne oldu? Irak işgal edildi, parçalandı. Bugüne kadar en az iki milyon insan hayatını kaybetti. Sadece 2015 yılında, Irak’ta terör olaylarında öldürülen insan sayısı 11 bin kişi!.. Gerisini varın hesaplayın.  Ve bu Irak, hâlihazırda tamamen İran’ın siyasi nüfuz alanına terk edilmiş durumda… Radikal terör örgütü El Kaide’yi bahane ederek, Irak’ı işgal eden Amerika; Suriye’de de günün birinde radikal siyasi örgütler (İhvan-ı Müslimin vs.) işbaşına gelebilir şüphesiyle, katliamcı Baas rejiminin ve onun destekçileri olan İran’ın ve Rusya’nın insafına terk etti… Kendi kırmızı çizgilerinin çiğnenmesine ve en az 350 bin sivil insanın katledilmesine göz yumarak.

Son söz: Rusya’nın bu yeni meydan okuması karşısında, acaba Huntington mezarında ne yapıyor?!.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.