Eyy Amerika ve Eyy BM!..

A -
A +
Obama Döneminin, ABD tarihindeki en silik ve çapsız yönetim olduğunu söylemek herhalde yanlış olmaz. Suriye konusunda alenen; “Duymadım, görmedim, bilmiyorum” numarası yapıyor…
 
İnsanlık tarihinde, kara sayfalar ne yazık ki daha fazla!.. Sadece son yüz yıldaki, hatta son çeyrek yüzyıldaki korkunç katliamları, soykırımları, göz göre yapılan etnik temizlikleri dikkate aldığımızda bile, insanlık adına ne denli yüzkarası bir tablo ile karşı karşıya olduğumuzu derhal görebiliriz. Bosna Hersek, Ruanda, Irak ve nihayet Suriye… Buralarda yaşanan, yaşatılan facia ve felaketleri anlayabilmek, anlatabilmek mümkün mü? İşte gözümüzün önünde, Suriye’de cereyan eden dehşet verici olaylar… Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da ifade ettiği üzere, tam bir soykırım ve etnik temizlik hâlini almış bulunuyor. Peki, bu tablo karşısında inisiyatif alacak, sorumluluk yüklenecek uluslararası kuruluş yani BM nerede ve ne yapıyor? Sayın Erdoğan, “Eyy BM sen ne işe yararsın?..” derken, haksız mı? Diplomasi labirentlerinde laf dolaştırmanın hiç anlamı yok. Suriye’de oluk oluk insan kanı akıyor. Ve bu insanlar sivil, silahsız, korunmasız, çaresiz… Rusya’nın bombalarından, İran’ın ve Baas Rejiminin kurşunlarından kaçanlar da, başka şekilde helak oluyor. Birçoğu Ege ve Akdeniz’in sularında boğulup gidiyor. Nerede insanlık? Hani nerede medeniyet? Nerede insan hak ve hürriyetleri filan?
Hakikaten dalga geçer gibi, BM yetkilileri Türkiye’ye çağrı yapıyor. Sınırlarınızı açın!.. Yahu, şimdiye kadar Türkiye ne yaptı? Sınırlarını açmadı mı? İki buçuk milyondan fazla mülteciyi içeri almadı mı? Bunların yükünü tek başına yüklenmedi mi? Bu arada Eyy BM, sen ne yaptın, ne yapmaktasın? Sen ne işe yararsın gerçekten? Evet, adı “Birleşmiş Milletler” ama beş tane devletin tahakkümünde. Bu yüzden de mefluç bir teşkilat hâline dönüşmüş. BM’nin bağlayıcı karar alma ve uygulama organı Güvenlik Konseyi… Rusya’nın ve Çin’in vetolarla işlevsiz hâle getirdiği BMGK, Suriye konusunda bugüne kadar bir kınama kararı dahi alamadı. Kısacası şimdiye kadarki tavrıyla, bu meselede BM’yi yok saymak durumundayız! Peki, yeri geldiğinde BM’yi istediği gibi çekip çeviren, yönlendirebilen ABD ne yapıyor? O da Rusya ile gizli – açık bir uzlaşma içinde, Suriye’nin yakılıp yıkılmasını sadece seyrediyor… Hiç şüphesiz Obama Dönemi, ABD tarihinin en pasif, çapsız ve silik yönetimi olarak kayıtlara geçecektir. Daha koltuğa otururken, tuhaf bir biçimde kendisine Nobel Barış Ödülü verildi, fakat şimdiye kadar barış adına dişe dokunur hiçbir icraatı görülmedi. Veda turlarına başlayan Obama, Suriye meselesinde tek kelimeyle, “Duymadım, görmedim, bilmiyorum…” numarasına yatmış durumda. Ve meydanı sonuna kadar Rusya’ya terk etmiş bulunuyor. Rusya havadan bombardımanla, Suriye’de her gün onlarca sivil insanı katlederken, ABD’nin gıkı dahi çıkmıyor…
Fecaat bununla da sınırlı değil. Dünyanın süper gücü, koskoca ABD, bir terör örgütü ile iş birliği içinde, güya başka bir terör örgütüne karşı mücadele yapıyormuş görüntüsünde!.. Aynı merkezden yönetilen, ideolojisi, maksadı ve terör yöntemleri tıpa tıp aynı olan iki terör örgütünden birini, PYD’yi kendine ortak yapmış. Onun öncülü ve anası durumundaki PKK’ya da, kâğıt üstünde terör örgütü diyor… Bakar mısınız Dışişleri Sözcüsü Kirby’nin şu açıklamasına: “PYD politikamızda herhangi bir değişiklik yok. (Bir gün önce aynı şahıs, “PYD’yi terör örgütü olarak görmüyoruz…” demişti.) Fakat PKK’yı yabancı bir terör örgütü olarak görüyoruz ve Türkiye halkına karşı gerçekleştirdikleri terör saldırılarını sonlandırmalarını umuyoruz…” Laf olsun torba dolsun!.. Böyle bir yaklaşım içindeki ABD’nin müttefikliği ve samimiyeti elbette sorgulanır. Nitekim Başbakan Ahmet Davutoğlu, Hollanda’da tam da bunu dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, diplomatik elastikiyeti bir tarafa bırakarak, çok açık bir biçimde ABD’ye sordu: “Eyy Amerika size kaç kere söyledik: Siz bizimle mi berabersiniz, yoksa bu terör örgütü PYD – YPG ile mi? Siz bize ne PYD’yi ne YPG’yi tanıtabilirsiniz. Bunları biz iyi biliriz. Ama siz bunları tanıyamadığınız için bölge kan revan içinde. Bu nasıl ortaklık?..” Evet, zurnanın zırt dediği yer işte burası!
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.