Suriye’de en büyük problem Rusya!

A -
A +
Sivil katliamı noktasında, Rusya’nın son hava saldırıları Esad rejiminin yaptığı kıyımları geçmiş bulunuyor. Amerika neden bu insanlık suçuna sessiz kalıyor? 
 
Suriye meselesinde Türkiye elindeki esas kartları henüz açmış değil… Dolayısıyla erkenden telaşa ve endişeye kapılanların, biraz daha soğukkanlı düşünmeleri, doğru çizgiyi yakalama adına isabetli olur. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın; “Gerekirse sınırları açar, mültecilere hadi hayırlı yolculuklar deriz…” sözünün Avrupa ülkelerinde ve hatta Okyanus ötesinde, ne gibi siyasal titreşimler yaptığını iyi düşünmek ve muhtemel sonuçlarını da buna göre hesaplamak gerekir. İkinci olarak, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun; “Türkiye-Suriye sınırı ne Türkiye-Rusya sınırıdır, ne de Türkiye-ABD sınırıdır…” şeklindeki çıkışının, dünya siyaset merkezlerinde tahminlerin ötesinde yankılar yaptığını tahmin etmek için ille de diplomasi uzmanı filan olmaya ihtiyaç yok! Türkiye’nin köklü ve güçlü bir devlet olarak, bölgesel başat güç olarak; en olumsuz senaryoya göre dahi, hazırlığını yapmış olması eşyanın tabiatındandır.

Elbette hiçbir zaman, en olumsuz ihtimalin husule gelmesini istemeyiz. Ama buna hazırlıklı olmak başka bir şey. Karşı taraf (veya karşı tarafta yer alan unsurların tamamı) da hesabını buna göre yapmak zorundadır.

Bu çerçevede şu soruları sorabiliriz: 1- Rusya, hâlihazırda Suriye’de sürdürdüğü son derece tehlikeli atraksiyonları, yalnızca kendi potansiyel gücü ile mi gerçekleştiriyor? 2- Amerika’nın Rusya’ya bu kadar alan açması ve hem bölgesel hem küresel yönden telafisi imkânsız sonuçlara gidebilecek bu atraksiyonlar karşısında sessiz ve pasif kalmasını, Avrupa’nın üç büyükleri (İngiltere, Fransa ve Almanya) nasıl karşılıyor acaba? 3- Son günlerde her üç ülkenin başkentlerinden yükselen Rus karşıtı seslerin giderek daha da gürleşmesi, ne gibi yeni sonuçlara yol açabilir? 4- Türkiye, Avrupa’da sosyal düzeni altüst edecek bir mülteci akını için kapıları açarsa neler olur? 5- En olumsuz senaryoya göre Türkiye, ulusal güvenliğine yönelen büyük tehdidi bertaraf etmek için Suriye’ye yönelik bir müdahalede bulunursa, ABD ve Rusya ve diğerleri nasıl bir reaksiyon gösterir? 6- Amerika’nın sırf bir şeyler yapıyor görünmek için, DAEŞ’e karşı mücadele için kendisine partner yaptığı PYD’yi böylesine meşrulaştırması, uluslararası arenada yarınlar için ne gibi sonuçlar doğurur? 7- ABD’nin bu tavrını Avrupa’nın diğer önemli ülkeleri nasıl karşılıyor ve sonuna kadar bu tutum karşısında sessiz mi kalacaklar? 7- ABD ile Rusya arasında şu an için, gizli-aşikâr hüküm sürdüğü artık net biçimde görülen Suriye-Doğu Akdeniz ve dolayısıyla bütün Orta Doğu’ya şamil nüfuz paylaşımı, kalıcı bir durum mudur? Buna İran-Rusya dayanışmasını ve dahi Rusya’nın Bağdat hükümeti ile bağları güçlendirmek için yapmaya hazırlandığı yeni hamleleri de ekleyiniz… Soruları daha da çoğaltabiliriz, ama fazla ayrıntıya gerek yok.

Amerika daha önce El Kaide’yi öne sürerek, Afganistan’ı ve Irak’ı işgal etti. Fakat her iki yerde de umduğunu elde edemedi ve batağa saplandı. Üstelik Irak’ta esas nüfuzu İran’a kaptırdı. Afganistan’da da çırpınmaya devam ediyor. Şimdi DAEŞ’i bahane ederek, Suriye’de bir terör örgütü ile ortaklık yapma derekesine kadar düştü. Bunun  Amerika’ya faturası şüphesiz çok büyük olacak!.. Rusya’ya gelince, Suriye’deki esas problemin âdeta önüne geçmiş durumda. Son zamanlardaki sivil katliamları Esad rejimini de sollamış bulunuyor. Rusya asla DAEŞ’le filan mücadele etmiyor. Bunu da en iyi ABD biliyor! Rusya, ABD’nin meşru saymadığı Esad rejimine karşı, ılımlı Suriye muhalefetini vuruyor. Bir de uçak olayından sonra, Türkiye’den intikam almak için, PYD terör örgütüne daha açıktan ve daha büyük ölçekte destek veriyor. Kısacası dünyanın iki süper devleti, kendi emperyalist hedefleri uğruna, çaresiz durumdaki Suriye halkını feda ederek, meşruiyetini çoktan yitirmiş katliamcı Baas rejimini ve Stalinist bir yapı ve ideoloji ile lokal olarak, etnik temizlik yapan bir terör örgütüne ahlaksızca destek veriyor… Ne yazık ki dünya, bu ahlaksızlığa karşı gereken tepkiyi vermiyor. Ama bu böyle gitmeyecek.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.