Suriye’de dönüşü olmayan nokta…

A -
A +
Son kırk sekiz saatteki gelişmeler, Suriye meselesini yepyeni bir safhaya taşımış bulunuyor. Suriye’de dönüşü olmayan bir noktaya gelinmiştir ve artık bambaşka bir durum söz konusudur!..
 
Dünyanın önemli bir kısmı, hâlâ tam olarak farkında değil veya yeterince ilgi göstermiyor, ama Suriye meselesi yepyeni bir safhaya girdi. Özellikle son iki üç gün içinde cereyan eden olaylar zinciri, Suriye konusunda artık dönüşü olmayan bir noktaya gelindiğinin kesin belirtisi... Bugüne kadar çeşitli zeminlerde aranan çözüm arayışlarının, hâlihazırda hiç de ümit vermediğini ifade edelim. Zira çözüm için devreye giren aktörlerin pek çoğu, kendi hesapları peşinde koşuyor. Rusya ile İran’ın Beşar Esad rejimini ayakta tutmak için, karada-havada giriştikleri katliamları, dünya yalnızca seyrediyor. Koskoca Amerika Birleşik Devletleri, Suriye’deki esas meseleyi bir kenara koymuş, PYD-YPG terör örgütü ile iş birliği içinde, güya başka bir terör örgütüyle (DAEŞ) mücadele ediyor. Hikâye! Artık iyice açığa çıktı. Hâlihazırda PYD terör örgütünü, sahada en çok Rusya kullanıyor… Sonuç olarak ABD ve Rusya, bu terör örgütünü ortak edinmede ve birlikte hareket edip ona meşruiyet kazandırmada âdeta birbiriyle yarışıyor. Evet, ne yazık ki durum aynen böyle ve tek kelime ile bu bir rezalet…
Amerika Suriye konusunda, içine düştüğü sefaleti ne zaman fark edecek ve hareket tarzını değiştirecek belli değil. İnisiyatifi tamamen Rusya’ya kaptırmış durumda!.. Bakar mısınız şu hâle; Rusya PYD terör örgütünün ilerlemesini kolaylaştırmak için, dört günden beri aralıksız olarak Azez ve çevresindeki Türkmenleri bombalıyor. Her ikisinin hedefi belli… Rusya, Halep’in kuzeyini sürekli bombalayarak, buradan muhalif güçleri sürmek ve böylece Türkiye ile olan irtibatlarını koparmak, dolayısıyla uzun zamandır rejimin elinden çıkmış stratejik bölgeleri tekrar kazandırmak için, okul-hastane, fırınlar dâhil her türlü sivil hedefi sürekli vuruyor. Bu insanlık suçu işlenirken, dünyadan çıt çıkmıyor… Beri tarafta PYD, Türkiye sınırı boyunca yekpare bir hat kurmak için, hem ABD’den silah yardımı alıyor, hem de Rusya’dan hava bombardımanı desteği... Yani özet olarak PYD terör örgütü, hem Rusya’nın hem ABD’nin desteğinde, Türkiye’nin ulusal güvenliğini doğrudan tehdit eden faaliyetlerine devam ediyor!..
Hâl böyle iken, ABD, müttefiki olan Türkiye’nin PYD mevzilerine dönük topçu bombardımanına karşı çıkıyor ve bunu durdurmasını söylüyor iyi mi? Şaka gibi. Bir taraftan Türkiye’ye bu çağrıyı yapıyor, şiddetli tepki görünce, bu defa PYD’ye dönerek, yarım ağızla; “Durumdan yararlanıp daha fazla toprak genişletmeye kalkışmamasını” söylüyor. Başbakan Davutoğlu’nun Ukrayna’ya giderken yolda medya mensuplarına yaptığı açıklamalar, Türkiye’nin dış politikası açısından yeni bir kilometre taşıdır. Aynı şekilde Kiev’de ortak basın toplantısında dile getirdiği hususlar da, Rusya ile bundan sonraki ilişkilerimizin muhtemel seyrine dair çok önemli noktalardır. Türkiye ulusal güvenliği ile ilgili tedbirleri alırken, bu yönde gerekli adımları atarken, hiç kimseden izin almak ihtiyacında değildir. Bu tavır, ABD ve Rusya’yı şüphesiz rahatsız ediyor olabilir. Ama bu gerçeği kabul edecekler. Başka yolu yok… Türkiye kırmızı çizgilerinin çiğnenmesine müsaade etmeyecek. Bunun için ne gerekiyorsa yapacaktır ve yapıyor da.
Küresel güçlerin hesabı ne olursa olsun, İran ve Rusya’nın desteğinde, dört yüz bin Suriye vatandaşını katleden Esad rejimi de ayakta kalamaz. Bunu hep beraber göreceğiz. Milyonlarca Suriyelinin, ülke içinde ve dışında mülteci durumuna düşmesi karşısında, kılını kıpırdatmayan küresel güçlerin, terör örgütü PYD’yi maşa olarak kullanması ve onun üzerinden projeler geliştirmeye çalışması da sonuçsuz kalacaktır. Bu arada ABD ve Rusya’nın el ele, kol kola; PYD’nin gölgesinde Suriye’yi bölüp parçalama, orada butik devletler kurma çabaları, her yönüyle faş olmuş durumda. ABD’nin DAEŞ ile mücadele palavrası ve de Rusya’nın gayrimeşru Baas rejimini yaşatmaya çalışması, aynı potaya girmiş bulunuyor. Her iki ülke de buradan büyük kayıplarla çıkacak. Bir kenara yazınız...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.