Evet, yıldıramazlar!..

A -
A +
Alçakça saldırılar için her çeşit kirli iş birliğine giren terör örgütleri ve onların arkasındaki karanlık güçler, şunu kesin olarak bilsinler: Asla Türk Milletini yıldıramazlar.
 
Ankara’daki hunharca saldırının ardından, Gazetemizin dokuz sütunluk manşeti, dosta-düşmana en net mesajı veriyordu: YILDIRAMAZSINIZ! Terör örgütlerinin bu kalleşçe saldırılarının hedefi belli… Ülkemizi iç ve dış politika açısından, belli davranış biçimlerine zorlamak! Kısacası, devletimize bazı şeyleri kabul ettirmek… Aslında, yalnızca bu yönden baktığımızda dahi, Türkiye’nin doğru istikamette yol aldığını anlayabiliriz. Orta Doğu’yu yeniden dizayn etmek üzere hareketlenen güçler, öteden beri Türkiye’nin ortaya koyduğu tavırdan, hegemonik politikalara karşı gösterdiği dirençten hiç de hoşlanmıyor. Bu bir sır değil. Ve Türkiye’yi bir şekilde, bu duruşundan vazgeçirmeye çalışıyorlar. Terörü bir dış politika aracı hâline getiren ve terör örgütlerine gizli-açık şekilde, her türlü siyasi-askerî desteği veren kimi bölgesel ve küresel güçlerin maksadı, tam olarak budur. Daha açık ifade edecek olursak, terör örgütü/örgütleri ile bunları maşa olarak kullanan güçlerin aralarında, stratejik menfaat birliği var… Devletlerin ve istihbarat örgütlerinin doğrudan içinde yer aldığı örtülü operasyonlar neticesinde, hedef alınan ülkelere karşı, böylesine etkili saldırıların yapılması mümkün olabiliyor. Herkes biliyor ki, sınır ötelerine taşan eylemlerde, devletlerin ve istihbarat servislerinin yardımı olmaksızın, tek başına örgütlerin bu işin altından kalkması imkânsızdır. Bu türden saldırıların planlanmasında ve hazırlanmasında, büyük lojistik destek ve üst akla ihtiyaç var…

Şu hâlde, intihar eylemleri dâhil, her türlü terörist saldırıyı fiilen gerçekleştiren örgüt ve militanların kimliğinin deşifre edilmesi, tek başına yeterli değildir. Esas olan maşayı tutan elin/ellerin kimliğidir. Beş ay içinde tam üç defa, Ankara’nın göbeğinde terörist eylem tezgâhlayan güçlerin, Türkiye’ye hangi mesajı verdiğini veya vermek istediğini, şüphesiz devletin ilgili birimleri en iyi şekilde analiz ediyordur… Hatırlayınız, 17 Şubat’ta yapılan saldırının ardından, Başbakan Ahmet Davutoğlu, eylemin arkasındaki güçleri tespit ettiklerini belirterek şunları söylemişti: “Yeri ve zamanı geldiğinde gerekli cevap verilecektir…” Bu cevabın nasıl olacağı ve ne şekilde verileceğine dair, fazla bir şey söylemenin gereği ve anlamı da yoktur. Zira bazı şeyler vardır ki, açıklanmaması daha doğrudur. Evet, Ankara’da ardı ardına düzenlenen bombalı intihar saldırılarını yalnızca bölücü terör örgütünün işi sanmak, fazla saflık olur. Terör örgütleri arasındaki işbirlikleri, kirli ittifaklar ve taşeronluk faaliyetlerinin ötesinde, meselenin temeline inmek gerekiyor. Burada Türkiye’ye karşı niyetler, hedefler ve operasyonların esas mahiyeti önemli…

Aksi hâlde bazı dost ve müttefik ülkelerin, bizim ısrarla terör örgütü olarak kabul tanımladığımız silahlı çetelerle iş birliği yapmasını ve onlara meşruiyet sağlamasını anlayamayız.

Bu noktada her terörist saldırıdan sonra, yapılan kınama açıklamalarının inandırıcı olabilmesi için, aynı yönde politik tavrın da sergilenmesi şart. Aksi hâlde laf-u güzaftan öteye gitmez. Gitmiyor zaten!.. Bu bakımdan, bir süreden beri Ankara’da yaşayan James Taylor isimli İngiliz vatandaşının sosyal medyada dolaşan yazısı çok dikkat çekici… Özetle diyor ki: “Charlie oldunuz, Paris oldunuz. Peki, Ankara olacak mısınız?..” Hakikaten çok önemli bir sorgulama. Fakat ne yazık ki, cevabı da belli!  Zira Paris’te yapılan saldırılarda ölen kişi sayısı ile Ankara Garı’nda benzer şekilde hayatını kaybeden insan sayısı aynı idi. Lakin dünyadan her iki olay için verilen tepkiler, birbirinden çok ama çok farklı idi. Keza Batı medyasında bu olaylara dair verilen haberler ve yapılan yorumlar da taban tabana zıt. O yüzden de, bu alanda Batının samimiyetine inanamıyoruz.

Evet, tekrar başa dönecek olursak; birileri terör örgütleri üzerinden ha bire mesaj vermeye çalışıyor… Şunu iyi bilsinler: O mesajlara karşı verilecek tepkiler, hiç de bekledikleri ve umdukları şekilde olmayacak. Bu terörist saldırılar kesinlikle bizi yıldıramaz. Ayrıca bu saldırıların bedeli de, mutlaka sorumlularına ödetilecektir...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.