Iraklı çocuk kaç bayram gördü?

A -
A +
Sadece Iraklı değil, Suriyeli, Libyalı, Yemenli ve evet Filistinli çocuklar, kaç bayram gördü? Daha doğrusu bu çocuklar, sahiden bayramın gelip gelmediğini fark ettiler mi? Onlar ve babaları ve anneleri…  
Bayramdan yalnızca iki gün önce, Bağdat’ta patlayan bombalardan ölenlerin sayısı iki yüzü aştı!.. Bir o kadar da yaralı var. Kaç yaralının daha ölüler kategorisine dâhil olacağını, ancak Allah bilir… Irak çaresiz, Irak sahipsiz ve Irak’ın kendi içinde yeterince düşmanı var. Ve bu yüzden de hiç kan durmuyor. Çeyrek asır önce, 1991’de “Çöl Fırtınası” diyerek, en korkunç silahlarla başına yağdırılan ölüm ateşleriyle Irak çökertilmeye başladı. O günden bu yana, en az üç milyon kişi hayatını kaybetti. Bu sayının üçte biri çocuk ve bunların pek çoğu da ilaçsızlıktan, açlıktan, gıdasızlıktan öldü! Evet, son çeyrek asırda doğan Iraklı çocuklar, kaç tane bayram gördü, yaşayabildi? Sadece Iraklı çocuklar mı bayramı yaşayamıyor? Suriyeli, Libyalı, Yemenli ve bilhassa Filistinli çocuklar… Evet, Filistinli çocuklar. Tam üç kuşaktır gün yüzü görmeyen, bayram-seyran nedir bilmeyen çocuklar… Dehşet verici patlamaların ardında bıraktığı enkaz yığınları içinde, aklı başından gitmiş; tir tir titreyen, korkunun en müthiş şekilde gözlerinden okunduğu çocuklar… Ah o çocuklar! Onlar kaç bayram gördü ki.
Ve ne acıdır ki, dünyanın farklı coğrafyalarında, bayramı yaşayamayan bunlar gibi milyonlarca çocuk var. Diyarbakır’ın Dürümlü mezrasında, bölücü terör örgütünün infilak ettirdiği on ton patlayıcı, geride 36 tane yetim bıraktı. İki hafta önce karnelerini alan o yetimler, Tanışık Köyü mezarlığında yan yana yatan babalarının kabrine koştular… Evet, bugün bayram! Ama o yetim çocuklar babalarına sarılamayacaklar, ellerinden, yanaklarından öpemeyecekler… Son bir yılda teröristlerin şehit ettiği yüzlerce babanın çocukları gibi, boynu bükük, mahzun ve meyus olarak annelerinden teselli bulmaya çalışacaklar. Çocukların bu yürek paralayıcı hâlini kelimelere dökmek kolay değil. İstanbul’da, Ankara’da, Diyarbakır ve Şanlıurfa’da yapılan hunharca saldırılarda, yetim ve öksüz kalan çocukların hâlini nasıl anlatabiliriz ki? O yüzden olacak,  bayram yazısını yazmak daha bir zor geliyor. Her terörist saldırının ardından aynı sesler yükseliyor: Yeter, yeter, yeter! Irakta, Suriye’de de halk aynı şekilde feveran ediyor; artık yeter… Fakat yetmiyor. Hainler işbaşında ve oluk oluk kan akıtmaya devam ediyor. Ramazan gelmiş, bayram gelmiş, asla onlar için fark etmiyor.
Onların sergilediği vahşet, ne yazık ki en fazla çocukları vuruyor. Bayramlarda en çok sevinen ve sevinmek isteyen çocukları… Yenişafak gazetesinden Aydın Ünal, “Senin de bayramın mübarek olsun çocuk” başlığıyla bayramı yaşayamayan, bu çocukların hâlini kaleme almış. İki paragrafını sizlerle paylaşayım: “…İlk kez bir bayramı babasız geçirecek, babasızlığı en çok da bayramda fark edecek, bayram namazına giderken tutacak bir sıcak el arayacak, evde bayramlaşırken öpemediği o koskoca elin yokluğu göğsünde koskoca bir yumruğa dönüşecek çocuk, senin de bayramın mübarek olsun. Terör saldırılarında annesini, babasını, yakınlarını yitirmiş ve onların yokluklarını, asıl şimdi bayramda hissedecek çocuk, Allah yâr ve yardımcın olsun, senin de bayramın mübarek olsun…”
Ve Suriyeli mülteci çocukların dramına dikkat çekiyor: “Bayram sabahına bir çadırda, bir kampta uyanacak Suriyeli çocuk… Annesinin, belki de babasının gizli gizli ağladığını gören, görmezden gelen, ne olup bittiğini anlamayan,, anlamak da istemeyen mülteci çocuk. Bu inşallah gurbetteki son bayramın olsun; vatanın bağımsız, milletin özgür olsun, senin de bayramın mübarek olsun…” Âmin, âmin, âmin! Vatanından uzakta yaşayan, canını kurtarmak için hiç bilmediği yollara çıkıp yâd ellerde sığınacak bir yer arayan Suriyeli, Iraklı, Libyalı, Afganistanlı, Somalili ve diğer bütün çocuklar için bu dua ve temennilerde bulunalım.
İnşallah, çocukların bayramı doyasıya yaşadığı günler görelim. İslam âlemindeki bunca savaş ve kan-revanın son bulması niyazıyla hepinizin bayramını tebrik ediyorum. Nice bayramlara…
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.