Ülke direkten döndü!..

Evet hepimize, bütün milletimize; silahlı kuvvetlerimize, emniyet ve istihbarat teşkilatımıza toptan geçmiş olsun!.. Bu güzelim memleket, bir büyük badirenin eşiğinden döndü. Allahü tealaya hamd olsun. Şayet ihanet şebekesi kendi hesabına başarıya ulaşabilseydi, Türkiye Cumhuriyeti Devleti,  en az 30-40 yıl ceremesini çekeceği bir büyük belanın tam ortasına düşmüş olacaktı. Şükürler olsun ki, şer güçler bu imkân ve fırsatı elde edemedi. Ancak bu hain kalkışmanın boyutlarına bakıldığında, dehşete kapılmamak mümkün değil. Cumhurbaşkanını ortadan kaldırmayı hedefe koymuş, millî iradenin tecelligâhı olan Meclis’e düşman kuvvetleri gibi bomba yağdırma cür’etinde bulunarak, kuvvet ve ordu komutanlarını enterne edip rehin alan ve sivil halkın üzerine dahi ateş açmaktan çekinmeyecek kadar gözünü karartmışlar… Jandarma Genel Komutanlığını ve Genelkurmay Karargâhını ele geçirerek, Türk silahlı kuvvetlerinin emir-komuta zinciri ve hiyerarşi düzenini temelinden dinamitleyen bu başıbozuklar güruhunun giriştiği atraksiyon, öyle yenilir yutulur cinsten değil.

Yurt çapında konuşlanmış en kritik askerî birliklerin komuta kademesinde bulunan, tuğgeneral ve tümgeneral seviyesindeki rütbeli askerî personele baktığımızda, yüz yüze geldiğimiz büyük tehlikenin çapını derhal görebiliyoruz. Eski Hava Kuvvetleri komutanı ve Yüksek Askerî Şûra üyesi olan Org. Akın Öztürk’ten başlayarak, 3. Ordu ve Ege Ordusunun kurmay başkanları… Bolu 2. Komando Tugayı, Şırnak Jandarma Komando Tugayı, Mardin Mekanize Piyade Tugayı, Eğirdir Dağ Komando Okul Komutanlığı, Balıkesir ve Isparta Garnizon Komutanlıkları, Deniz Hava Üs Komutanlığı, Amfibi Piyade Tugay Komutanlığı… 57. Topçu Tugay Komutanlığı, 65. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı, 38. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı, Ardahan Hudut ve Garnizon Komutanlığı, Çanakkale Boğaz Komutanlığı, Bingöl Komando Tugay Komutanlığı… Kastamonu ve Tokat Jandarma Bölge Komutanlıkları, Sahil Güvenlik Komutanlığı vs. vs... Bütün bu önemli birlikleri sevk ve idare etmekle görevli tuğ ve tümamiraller, maalesef ihanet kalkışmasının içinde yer aldılar. Bunların tamamı görevden alındı ve enterne edildi. Kalleş yöntemlerle başlatılan bu alçakça kalkışmanın, can kayıpları dışında, devlete ve kurumlarına verdiği hasarın boyutlarını henüz tam olarak bilmiyoruz… Herhâlde kısa zamanda, devlete çıkan faturanın büyüklüğünü öğrenme imkânı bulacağız.

Bu memleketin son 140 yılında, ne yazık ki darbe ve müdahalelerin derin tahribatı var. 1876’da Sultan Abdülaziz Han’ı devirip katleden güruhun koçbaşı olarak kullandığı kişi, Harbiye Kumandanı Süleyman Paşa idi… Sultan Abdülhamid’in tahttan indirildiği 31 Mart Vakasında (13 Nisan 1909) Mahmut Şevket Paşa, Babıali Baskınında (1913) Enver Paşa… 1960 Darbesinde kırk küsur kişilik bir cunta. 1962 ve 63 kalkışmalarında Harp Okulu Komutanı Albay Talat Aydemir. 1971 cuntasının başında Korg. Cemal Madanoğlu… 1980 ihtilalinde komuta kademesinin tamamı (Millî Güvenlik Konseyi), 28 Şubat Sürecinde gevşek cunta, 2007 E-muhtırasında dönemin genelkurmay başkanı ve 1876’dan tam 140 yıl sonra, 15 Temmuz 2016 günü girişilen bu son kalkışmada, Paralel Yapıya mensup cunta… FETÖ’nün 17-25 Aralık 2013’te, yine dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’a karşı yargı eliyle yaptırmak istediği darbe, o vakit akamete uğrayınca, nihai hesaplaşma bugüne ertelendi… Ve başta Sayın Cumhurbaşkanı olmak üzere, hükümetin, millî iradenin temsilcisi olan Meclisin, siyasi partilerin cesur ve kararlı duruşu ve elbette Türk halkının yüksek demokrasi bilinciyle meydanlara akması sayesinde, bu hain girişim akamete uğratıldı.

Şimdi bu ihanetin hesabını sorma süreci başlamıştır. Kalkışma içinde yer alan bütün askerî personelin yanında yargı mercilerine sızmış olan FETÖ mensupları da tek tek ayıklanıyor. HSYK’dan başlayarak 2754 hâkim ve savcının açığa alınması, 48’i Danıştay, 140’ı Yargıtay üyesi olan hâkimin yakalanma işlemleri devam ediyor. Türkiye, devlet içinde palazlanmış ve en büyük tehdit hâline gelmiş olan Paralel Yapıyı bütünüyle tasfiye edecek bir geniş operasyonu fazla gecikmeden hayata geçirmek durumundadır. Devletimiz bunu uygun zaman içinde gerçekleştirdiği takdirde, milletimiz çok rahat edecek, toplumdaki barış ve huzur perçinlenecektir. Türk milleti FETÖ’nün, bütünüyle tasfiye edilip devlet kurumlarından temizlenmesini sabırsızlıkla beklemektedir. Nokta!