Yenikapı rüzgârı tersine çevirdi

A -
A +
İstanbul’da genel yayın yönetmenleriyle bir araya gelen Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, 15 Temmuz’da yaşananları Batı’ya anlatmakta zorluk çektiklerini ancak 7 Ağustos’taki Yenikapı mitinginin bakışlarını değiştirdiğini ve ziyaretlerin arttığını söyledi.  
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, dün gazete ve televizyonların yöneticileriyle bir araya gelerek son dönemde yaşanan olaylarla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Dolmabahçe’deki ofisindeki toplantıda Kurtulmuş ağırlıklı olarak üç konu üzerinde durdu. İlk olarak, FETÖ ile mücadelede yaşanan süreci anlatan Başbakan Yardımcısı; 40 yıl süren bir hazırlık döneminde, çok sinsi metotlarla devlet kurumlarına sızan bu yapıyla mücadelede çok önemli bir mesafe kat edildiğini belirtti. Bu dönemde medyanın da gösterdiği duyarlılık ve ülke yararına, ortak dayanışma için teşekkür eden Kurtulmuş, 40 yıl gibi uzun bir süre boyunca çok gizli ve hain biçimde yapılandığı için, hala kripto FETÖ’cüler olabileceğini, zira hiçbir iz ve kayıt bırakmadan, mesela o örgütle hiçbir organik bağını ortaya koyacak en ufak ilişkiye dahi girmemiş, dolayısıyla tespit edilememiş unsurların var olabileceği ihtimalini değerlendiriyoruz diyerek şöyle devam etti; “15 Temmuz öncesindeki paralel yapılanma, 15 Temmuz sonrasında da etkisini sürdürmeye çalışıyor. Özellikle yurt dışında sahip oldukları medya gücü ve lobicilik kapasitesini kullanarak, ülke aleyhine iki önemli konuda algı operasyonunu yürütmeye çalışıyorlar. Birincisi Türkiye’nin ekonomik menfaatleri aleyhine propaganda… Ki, bu konuda çok uğraşmalarına rağmen, istediklerini elde edemediler. Bir kuruluş hariç, hiçbir kredi ve derecelendirme kuruluşu notumuzu düşürmedi. İkinci olarak, 15 Temmuz darbe kalkışması sonrasında yapılan soruşturma ve kovuşturmaları bahane ederek, Türkiye’de insan haklarının ihlal edildiği yolunda ülkemizi dışarıya gammazlamak. Burada da istediklerini elde edemediler. Ama vaz geçmiş de değiller. Adamları her gün dışarda önemli merkezlerde; Washinton, Brüksel, Strasborg vb. yerlerde aleyhimize bir hava oluşturmak için aralıksız çalışıyorlar…” 
“ANLAMAK İSTEMEDİLER”
 FETÖ’nün özellikle dışarda yürüttüğü bu kirli propagandaya karşı, Türkiye’nin kamu diplomasisini etkin biçimde kullanarak ilgili çevreleri doğru bilgilendirmek ve aydınlatmak konusunda yoğun bir gayret sarf ettiğini belirten Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, ancak 7 Ağustos’a kadar, hariçteki siyasi çevrelere durumu anlatmakta zorluk çektiklerini, zira kimsenin Türkiye’yi anlamak istemediğini dile getirdi. Ancak 7 Ağustos’ta İstanbul Yenikapı’da üç siyasi parti liderinin Meclis Başkanı ve Cumhurbaşkanıyla birlikte iştirak edip, alanda toplanan beş milyon vatandaşla buluştuğu ve Türkiye’nin diğer 80 vilayetinde de on milyona yakın insanın bir araya gelip, o ana kadar görülmemiş muhteşem bir demokrasi dayanışması sergilemesi muazzam etki yaptı. O günden itibaren gelen mesajların ve yapılan ziyaretlerin mahiyeti (Joe Biden ve diğerleri) çok net bir şekilde değişmeye başladığını vurgulayan Numan Kurtulmuş, önümüzdeki dönemde kamu diplomasisi mekanizmalarının daha etkili biçimde kullanılacağına vurgu yaptı. 
FETÖ-PKK İŞ BİRLİĞİ 15 TEMMUZ İLE İFŞA OLDU
FETÖ ile birlikte, içerde Türkiye’yi rahatsız eden PKK terör örgütü ile de mücadelenin hız kesmeden devam ettiğine dikkat çeken Başbakan Yardımcısı, 15 Temmuzla birlikte ortaya çıkan yeni bilgi ve belgelerde, FETÖ ve PKK işbirliğinin çok daha kesin biçimde gün ışığına çıktığını söyledi. Terörle mücadelede medyanın bilinçli yayınlarının çok önemli olduğuna işaret eden Kurtulmuş, özellikle yabancı yayın organlarının yaptığı yanlış bilgilendirme ve ajitasyonlara karşı bizim medyamıza önemli görev ve sorumluluklar düştüğünü ifade etti. Yabancı medyanın sürekli olarak Türkiye’yi olduğundan daha olumsuz bir tablo içinde göstermeye çalıştığını, buna izin vermememiz gerektiğini dile getiren Kurtulmuş, bilhassa halkın moralini bozacak ve tereddüde sevk edecek biçimde Türkiye’ye dönük yayın yapan ajansların niyet ve faaliyetlerine karşı uyarılarda bulundu. 
 “SURİYE’DE KALICI DEĞİLİZ”
Cerablus harekâtının uzun dönemde planlanmış ve ona göre hazırlıkları yapılmış, sınırlı ve hedefleri kesin olarak belli olan bir harekât olduğuna dair bilgi veren Numan Kurtulmuş; “Biz Suriye’de bir savaşa girmiş değiliz. Suriye’de bir savaşın tarafı da değiliz. Suriye’de uzun süre kalacak da değiliz. Bu harekât uluslararası hukuka uygundur ve ilgili bütün taraflar da haberdar edilmiştir. Suriye ile diplomatik ilişkilerimiz kopuk olduğu için, Rusya üzerinden dolaylı olarak bilgi, sahibi olduğunu değerlendiriyoruz… Cerablus harekâtının iki temel hedefi var. Birincisi Türkiye’nin 911 km’lik Suriye sınırının öte tarafından ülkemize yönelecek her türlü terörist saldırıyı önlemek ve yine buradan kaynaklanacak her türlü tehdidi bertaraf etmek. İkinci olarak Suriye’nin kuzeyinde PKK/PYD’nin yekpare bir koridor oluşturmasının önüne geçmek. Zira böyle bir koridorun oluşması fiilen Suriye’nin bölünmesi anlamına gelir. Türkiye bunu asla istemez. Böyle bir durumun önüne geçmek için de orada Özgür Suriye Ordusuna (ÖSO) lojistik destek veriyor. Burada Türkiye’nin kesin talebi, PYD güçlerinin Fırat’ın Batısına geçememesidir. Amerika Türkiye’nin buradaki kararlılığını biliyor. Bu konuda PYD üzerinde etkisini kullanmasını bekliyoruz. Menbiç’in boşaltılacağına dair verilen sözü yerine getirilmesi, bizim için önemli”   
      İzin talebi Kavurucu yaz sıcağıyla birlikte, yüksek siyasi hararet yüklü bir dönem yaşadık. Dinlenme ihtiyacına binaen, 9 Eylül’e kadar sizlerden izin istiyorum. Görüşmek dileğiyle…
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.