Halep düşerse!..

A -
A +
Halep’ten maalesef çok kötü haberler geliyor. 2012 yılı Temmuz ayından beri çatışmaların sürdüğü bu önemli şehir, Eylül 2015’ten beri çok yoğun bombardıman ve kuşatma altında… Yeni bir facia kapıda!  
Evet, bir meselede gerçekleri vurgulamak için, hep o meşhur halk deyişine başvururuz: “HALEP ORADAYSA ARŞIN BURADA…” Halep orada cayır cayır yanıyor. Ve orada, insanlar kitleler hâlinde katlediliyor. Âdeta bir soykırım yapılıyor. Yalnızca son 13 günde öldürülen insan sayısı, tespit edilebildiği kadarıyla 613 kişi. Ve siz de kolaylıkla tahmin edebilirsiniz ki, gerçek rakam bunun daha da üzerinde. Son bir yılda Halep dehşet verici bir şekilde bombardıman edildi. Düşünebiliyor musunuz Halep’te, vurulmadık tek bir hastane bile bırakılmadı! Aynı şekilde anaokulları dâhil, neredeyse bütün okullar da bombalandı. Velhasıl Halep tamamen yıkıldı beyler… Halep bütünüyle çöktü, çöküyor. Halep’te yeni bir insanlık faciası kapıda! Hâlihazırda 300 bin insan, sadece 30 kilometrekarelik bir alana sıkışmış durumda. Bu insanların üzerine sürekli ateş yağıyor. Eylül 2015’ten beri Halep’e yapılan hava saldırıları, İkinci Dünya Savaşındaki Berlin’in durumunu hatırlatıyor… Halep’te son bir yıldır, insani yardımlar doğru dürüst yapılamıyor ve kuşatma altındaki halk açlıkla boğuşuyor. Dünya ise bu utanç verici durumu yalnızca seyrediyor. Yerleşim yerleri, okul ve hastanelerin bombalanması, insani yardım konvoylarının Rusya desteğiyle rejim uçakları tarafından vurulması, Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası kuruluşlar tarafından, cılız kınama mesajlarıyla savuşturuldu. Oysa Halep’te her gün savaş suçları işleniyor…
Türkiye’de 15 Temmuz ihanet darbesine kalkışan teröristlere karşı orantısız uygulama yapılıyor diye, kınama ve sözüm ona yaptırıma dönük kararlar almaya kalkışan AB organları, Halep’teki insanlık dramına karşı, başından beri kör ve sağır!.. AB’nin ve üye ülkelerin toptan ve tek tek dertleri ve korkuları, Suriye’deki katliamdan canını kurtarmak için kaçan insanların, oralara gidip kendilerini rahatsız etmesi. Bunun önüne geçmek için yeni yeni utanç duvarları örüyorlar. ‘Medeni Avrupa’ insanlık sınavında tümüyle sınıfta kalmıştır. Bunu hafızalarımıza kazıyalım ve her fırsatta onların yüzlerine vuralım. Vuralım ki, ikiyüzlü ve içten pazarlıklı çirkin politikalarının farkında olduğumuzu anlasınlar…
Halep Suriye’nin, Şam’dan sonra en önemli ve en stratejik şehridir. Bu sebeple rejim ve destekçileri burayı kontrol altına almak için, her türlü vahşeti sergilemekten çekinmiyor. Halep şehri, olaylardan önce yaklaşık iki milyon insanı barındırıyordu. Çevresiyle beraber nüfusu dört buçuk milyonu buluyordu. 2011 yılı Ağustos ayında başlayan gösteri ve nümayişler bir yıl sonra, 2012 Temmuz’unda silahlı çatışmaya dönüştü. O gün bugündür Suriye’deki en şiddetli ve en kanlı çarpışmalar Halep ve çevresinde yaşanıyor… Ülkenin ticaret merkezi ve en bakımlı, en zengin şehirlerinden olan Halep’te, bugün taş taş üstünde kalmamış durumda. Şehrin doğu bölgelerini şimdiye kadar çok büyük zorluklarla savunan muhalif güçler, özellikle Eylül 2015 tarihinden itibaren, Rusya’nın burada başlattığı korkunç hava saldırılarında çok büyük kayıplar verdi. Rusya’nın devreye girmesiyle bütün dengeler temelinden değişti. BM, Amerika ve Avrupa Birliği, Suriye halkını katil Baas Rejimi ve Rusya’nın insafına terk etti. 600 binden fazla insan hayatını kaybederken, 12 milyon insan da içte ve dışta mülteci durumuna düştü.
Halep’te muhaliflerin savaşı kaybetmesi, on binlerce kişinin ölümü ve yüz binlerce yeni mülteci demektir. Zira Halep’in elden çıkması, beş yıldır devam eden direnişin ana ekseninin kırılması anlamına gelir. Mevcut durumda, Halep’teki kardeşlerimize dua etmekten başka, ne yazık ki elden gelen bir şey yoktur. 21. Asırda Suriye’de cereyan eden bu zulüm ve katliam insanlığın yüzkarasıdır. Dünyanın bu derece zulüm ve vahşet karşısında, böylesine sessiz ve duyarsız kalması, tarihe kara bir leke olarak geçecektir. Baas rejimi eninde sonunda yıkılır ve ortadan kalkar, başındaki kukla Beşar Esad da bir şekilde defolup gider. Ama Suriye halkının çektikleri ve yaşadıkları asla unutulamaz. Hastane ve okul bombardımanında kan revan içinde kalan Umran Bebeklerin hâli, herhâlde hafızalardan silinemez. Ege kıyılarına vuran Aylan Bebeğin ceset görüntüsü, her daim vicdan sahiplerini hüzünlendirecektir elbet.  Ama vicdansızlar için de, adalet ve hesap korkusu noktasında kâbus olacaktır. Halep eyvah!..
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.