Bu nokta neyi ifade ediyor?

A -
A +
*Washington
Cumhurbaşkanı Erdoğan bugün ilk defa yüz yüze geleceği ABD Başkanı Trump ile çok önemli bir görüşme yapacak… Erdoğan’ın “Milat” olarak tanımladığı bu ziyaret, bakalım hangi sonuçları doğuracak?
 
“Zorlu sefer” diye tanımlanabilecek resmî gezinin ikinci durağındayız… 1947 yılından beri önemli ikili ve çok taraflı ilişkilere sahip olduğumuz, Amerika Birleşik Devletleri ile bir süreden beri sıkıntılar yaşıyoruz. Bu sıkıntıları aşmak için Türkiye hayli yoğun bir diplomatik faaliyet yürütüyor. Ancak şu ana dek, beklediği sonuçları alabilmiş değil. Bu bakımdan olacak, Cumhurbaşkanı Erdoğan ABD’ye gerçekleştirmekte olduğu bu resmî ziyareti, bir “MİLAT” olarak tanımladı ve “Trump'la görüşmemiz virgül değil, nokta mesabesinde olacak…” diye de ifadesine bir açıklık getirdi. Esasen, açıklık dediğimiz bu açıklamaya da bir netlik getirmek gerekiyordu!.. Zira herkes şu sorunun cevabını merak ediyor; Bu ‘nokta mesabesi’ tam olarak hangi konuları ihtiva ediyor? Yakın geçmiş ve hâlihazırdaki tartışmalara ve ihtilaflara bakılırsa, Sayın Erdoğan’ın PYD ve kangrenleşen Suriye meselesini kastettiği hemen anlaşılabilir. Önceki gün Pekin’de gazetecilerle yaptığı görüşmede, bu hususu kendisine sordum; (Nokta mesabesini, şimdiye kadar yapılan bütün görüşme ve müzakereleri sonuca bağlayacak nihai merhale olarak mı anlayacağız?) Cevap: “Evet, ona dayanarak söyledim. Zira artık sabrımız kalmadı. Suriye’deki durum daha ne kadar böyle devam edecek? Bugüne kadar 3 milyon mültecinin yükünü çektik, çekiyoruz… Ama bu böyle devam edemez. Şayet verilen sözler tutulmayacaksa, biz artık kendi başımızın çaresine bakacağız…” Dünkü haberde bu cevabın detaylarını okudunuz. O yüzden kısa geçiyorum...
Sadede gelirsek, hakikaten iki ülke arasındaki en pürüzlü konu şu an için, ABD’nin PYD/YPG terör örgütüne verdiği siyasi ve lojistik destektir. Hele hele yeni Başkan Trump’ın olumlu beklentileri boşa çıkararak, Obama Döneminin bu konudaki politikalarını devam ettirmesi (Ki, Cumhurbaşkanı Erdoğan Obama dönemi ile ilgili çok keskin eleştirilerde bulunuyor) ve güya DEAŞ’la mücadelede teröristlere ağır silahlar verilmesi için karar alması, bu ziyaretin tam öncesinde zihinleri fena hâlde karıştırdı… Türkiye Trump’ın bu kararına, her seviyede çok sert tepki gösterdi. Fakat ABD’nin tavrında, şu saate kadar ciddi bir değişiklik olmadı. Her zamanki gibi altı doldurulmayan laflarla vaziyeti idare etmeye çalıştıkları görülüyor!.. Neymiş efendim, kendileri Türkiye’nin endişelerini gidereceklermiş. “Stratejik müttefikimiz” PYD/YPG’ye habire askerî-lojistik destek verirken, bize de güvence veriyor. Nasıl oluyorsa oluyor!
Birkaç gün önce, Genelkurmay Başkanı Org. Hulusi Akar; MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı İbrahim Kalın, ABD Başkentinde önemli görüşmeler yaptılar ve bu ziyaretin bir nevi altyapısını hazırladılar. Aynı ekip şimdi de heyetin içine yer alıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Trump ilk defa yüz yüze geliyor… Bu zorlu görüşmede, tabir yerinde ise yakıcı meseleler en üst seviyede masaya yatırılacak. Özellikle Türkiye için bir beka meselesi olan terör örgütleri ile mücadele ve bu örgütlere karşı takınılan tavır… Altı yüz binden fazla insanın hayatını kaybettiği ve milyonlarcasının da sığınmacı-mülteci durumuna düştüğü Suriye’deki durum için, çözüme götürebilecek ne gibi yeni formüller bulunabilir? Bulunabilecek mi gerçekten? İşte burada Cumhurbaşkanının “MİLAT” dediği muhtemel sonuç veya sonuçlar akla geliyor. Erdoğan ile Trump’ın ilk yüz yüze görüşmesinin, bu ayın 25’inde yapılacak NATO zirvesinde gerçekleşmesi bekleniyordu. Fakat art arda gelişmeler o kadar hızlandı ve önem kazandı ki, Trump dönemindeki bu ilk resmî ziyaret Brüksel’deki zirveden ön aldı. Şimdi bugüne ve bundan sonraki sürece bakmak lazım… Bu görüşmeden çıkacak neticeler o kadar önemli ki, “milat” deyimi hakikaten tam oturuyor. Zira uluslararası ilişkiler çerçevesinde, köklü ittifaklar içinde olduğumuz ABD ile bundan böyle aynı düzlemde devam edip etmemek gibi, çok ciddi bir ikilemle karşı karşıya kalma durumu söz konusu…
Diplomasi, en zor ve çetrefil şartlar altında dahi çözüm bulma sanatıdır. 70 yıl boyunca Amerika ile pek çok kez ciddi buhranlar yaşadık. Ama her seferinde diplomatik gayretlerle krizler aşılabildi. Bu defa niye olmasın!.. Türkiye bugüne kadar çektiği sıkıntıları artık geride bırakmak istiyor. Ve bunun için müttefiklerinden samimiyet ve destek bekliyor. Trump ve ekibi Türkiye’nin hassasiyetlerine kulak verirse, Orta Doğu için de hayırlı gelişmeler olabilir…
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.