Rohingya Müslümanlarının içler acısı hâli…

A -
A +
Myanmar’ın (Burma) Arakan eyaletinde yaşayan yüz binlerce Müslüman, yetmiş beş yıldan beri çok büyük bir zulüm ve baskının pençesinde kıvranıyor. Rohingya Müslümanları çaresiz!   Evet, Arakan Müslümanları çaresiz ve sahipsiz ne yazık ki… Aslında İslâm dünyasındaki genel perişanlık ve dağınıklığı dikkate aldığımızda, çaresiz ve kimsesiz olan Müslümanlar yalnızca Arakan’da yaşayanlar değil. Filistinliler, Keşmirliler, Doğu Türkistanlılar vd... İşgalci, zalim devlet ve hükûmetlerin tahakküm ve baskısı altında inim inim inliyorlar. Azınlık oldukları ülkelerdeki farklı inanç ve ayrımcı politikalar yüzünden, katı zulüm altında bulunan Müslümanların yanında, güya İslam ülkesi olarak tanımlanan kimi yerlerdeki ideolojik yapılar ve mezhep çatışmaları sebebiyle, katliam ve sürgünlerden kurtulamayanları da unutmayalım. Alın size Suriye’deki Müslümanların hâli… Son 47 yılda ülke nüfusunun yarıdan fazlası, Baas rejiminin katliamlarından canını kurtarabilmek için dışarıya kaçtı. 2003 yılındaki ABD işgalinden sonra, Irak’ın geldiği duruma dönüp bir bakınız… Afganistan’ın, Yemen’in, Libya’nın yürek parçalayan hâlini düşününüz… Dememiz o ki, bugün “Sahipsiz ve kimsesiz Müslümanlar” olarak tanımlanan Rohingyalılar, belki durumu en acil olanlar. Ama diğer pek çok yerdeki Müslümanların da onlardan pek fazla farkı yok maalesef. İşte Budist Tayland yönetiminin zulmü altında, on yıllardır inim inim inleyen Patani Müslümanları. İşte Filipinler'de on yıllardır devlet zulmüne canhıraş şekilde direnen Filipinlerdeki Müslümanlar… Patani’deki milyonlarca Müslüman, tarihin en büyük zulümlerinden birine maruz durumda. Ne var ki, dünya bu zulümden büsbütün habersiz!.. Dikkat ederseniz Asya’nın derinliklerinde genel olarak Budist rejimlerin baskı ve zulmü altında kıvranan milyonlarca Müslüman var. Keza Hindistan’da iki yüz milyondan fazla Müslüman, Hinduların tahakkümü altında temel hak ve hürriyetlerden mahrum bir hayat sürüyor. Rohingya Müslümanlarından başladık, bakınız nerelere geldik… Bu kadar da değil maalesef. Daha başka da çok var. Avrupa’da, Afrika’da, Amerika’da ve dünyanın diğer bölgelerinde, huzura, insanca bir hayata hasret milyonlarca, on milyonlarca Müslüman, kendisine uzanacak maddi ve manevi yardım elini bekliyor. Evet, bunların içinde Burma’nın (Resmî adıyla Myanmar) Arakan eyaletinde yaşayan Müslümanların durumu hakikaten pek vahim. Son günlerde yine çok büyük bir katliamla yüz yüze geldiler. Haberlerde verilen rakamlara göre, son birkaç gün içinde üç bin Müslüman öldürüldü. Deniz kıyısında yüzen cesetler dehşet verici. Myanmar’ın dikta yönetimi çok acımasız. Rohingya Müslümanlarına hiçbir hak tanımıyor, tanımak istemiyor. Onları derilerinin renklerinden dolayı dışlıyor ve Bangladeşli olarak kabul ediyor. Oraya sürmeye çalışıyor. İngiltere’nin bu bölgeye nüfuz ettiği 17. yüzyıldan itibaren Rohingya Müslümanları aynı zulmü yaşıyor. 1947’de bağımsızlığını ilan eden Burma devletine hâkim Budist rejim, İngilizleri hiç de aratmadı. Tıpkı Tayland’daki benzer rejimin, Patani Müslümanlarına son yüz yılda yaşattıkları gibi… Arakan Müslümanları tam bir çaresizlik içinde! Her yıl birkaç dalga saldırıya maruz kalıyorlar. Son üç yılda bu dalgalar çok sıklaştı ve şiddetlendi. 2015 yılında, ülkeden sürülen binlerce sığınmacı haftalarca denizde mahsur kaldı ve sığınabilecek bir ülke bulamadı. Pek çoğu denizin dalgaları içinde helak oldu gitti. Uluslararası İnsan Hakları Kuruluşları ve Af Örgütü, Myanmar rejiminin katliam ve baskılarına dikkat çekiyor, burada insanlık suçu işlendiğini söylüyor. Lakin sesi çok cılız, kimselere duyuramıyor veya Birleşmiş Milletler başta olmak üzere, kimse duymak istemiyor. Myanmar’ın otoriter rejimi, Rohingyalıların ev-iş yeri, mektep-medrese ve camilerini sürekli biçimde yakıp yıkıyor. Bu baskı ve zulümden dolayı, yaklaşık 2,5 milyon nüfusun 1,5 milyonu ülke dışına kaçmak zorunda kaldı. Bunlar başta Bangladeş, Pakistan, Malezya, Endonezya ve bir kısmı da Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkelere sığındı. Arakan’a en yakın ülke Bangladeş olduğu için daha fazla buraya sığınmaya çalışıyorlar. Ancak Bangladeş hükûmeti de hem ekonomik zorluklar hem aşırı nüfus sebebiyle, Arakanlıların gelmesini istemiyor. Bütün bunlara rağmen, zaman zaman meydana gelen büyük çatışmalar sebebiyle, kitleler hâlinde sığınma teşebbüsleri oluyor. Bu şekilde 1978’de 200 bin ve 1991’de 250 bin kişi Bangladeş’e sığındı… Arakan’da kalan Müslümanların önemli bir kısmı da, ülke içinde mülteci durumunda ve göçmen kamplarında çok çetin şartlar altında hayat mücadelesi veriyor. Myanmar yönetimi, Arakan Müslümanlarının doğru düzgün ev yapmalarına müsaade etmiyor, dışarıdan gelen yardımların yerine ulaştırılmasına dahi izin vermiyor. Aynı şekilde Rohingyalıların evlenmesine bile yüksek vergi ve bürokratik engellerle mani olmaya çalışıyor. Kısacası Arakan Müslümanları kelimenin tam anlamıyla insanlık dışı bir muamele ile karşı karşıya… Düpedüz imha ediliyorlar! Medeni olduğunu iddia eden dünya, Arakanlıların sesini ne zaman duyacak acaba?    
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.