Bu neyin terörü, kimin terörü?

A -
A +
ABD halkı, kumar ve eğlence merkezi Las Vegas’ta yaşanan katliamın şokunu uzun süre üzerinden atamayacak herhâlde!.. Dün televizyonlarda ağlayarak konuşan görgü şahitleri bunu gösterdi.
 
 
Amerikan tarihinin en büyük katliamı!.. ABD televizyonları, dün gün boyu bu altyazıyı verdi. ABD’nin kumar ve eğlence merkezi Las Vegas’ta, bir müzik festivali için toplanan 30 bin kişilik kalabalığın üzerine, civardaki bir otelin 32. katından otomatik silahlarla yaylım ateşi açıldı. Bu satırların yazıldığı sırada gelen haberlerde, en az 50 ölü ve 400'den fazla yaralıdan bahsediliyordu… ABD topraklarında geçmişte çok daha büyük terör olayları yaşanmadı değil. En büyüğü de, “Bin yılın terör hadisesi” diye nitelenen 11 Eylül 2001’de Dünya Ticaret Merkezine, uçaklarla yapılan intihar saldırısı idi. Dünyanın siyasi ve askerî dengelerini değiştiren bu saldırıda, üç binden fazla insanın hayatını kaybettiği açıklanmıştı. Keza Nisan 1995 yılında, Oklahoma City’de; Timothy McVeigh (2001 Haziranında idam edildi) isimli eski bir asker, amonyum nitrat yüklü kamyonetle hükûmet binasını havaya uçurarak, 168 kişinin (19’u kreşe bırakılan çocuktu) ölümüne yol açmıştı. Las Vegas’taki bu son katliam ise, bomba ile değil, otomatik tüfek(lerle) gerçekleştirildi. Olayın faili, Stephen Paddock isimli 64 yaşındaki bir ABD vatandaşı (Mesquite, Nevada). Katliamı yaptıktan sonra, polislere fırsat vermeden kendi kendisine ateş ederek intihar etti. Olayın medyadaki yansımasında en fazla dikkat çeken nokta şu olsa gerek; “Terör saldırısı” olarak tanımlanmadı. Sürekli olarak katliam diye nitelendirildi. Bu tür saldırıları yapan faillere “Yalnız Kurt” lakabı veriliyor. Amerika’da, bu türden saldırılar epeyce sık cereyan ediyor.
Genellikle psikolojik problemler veya ekonomik iflas gibi sarsıntılar sebebiyle, bunalıma giren şahıslar kitlesel ölümlere yol açan saldırılar yapıyor. Görünüşe bakılırsa yine öyle bir olay söz konusu… Ancak işin perde gerisinde tam olarak ne yatıyor, henüz açıklanmış değil. Olayın asıl sebebi tam olarak tespit edilebilecek mi, edilirse açıklanacak mı, bu da şimdilik belli değil. Çünkü Amerikan toplumunda ırkçı nefret, ayrışma ve farklı siyasi ve sosyal dürtülerle alevlenen düşmanlıklar giderek artış kaydediyor. Bu yüzden olayın mahiyeti hakkında topluma yeterince bilgi verilip verilmeyeceği de henüz net değil. Katliamı yapan şahsı buna iten etken neydi acaba? Fransa’da, İngiltere’de, Belçika’da, bunun gibi konser veya tiyatro izleyen kitleye karşı yapılan saldırılar, faillerin örgüt bağlantıları veya bazen sadece etnik kökenlerine dayanılarak, derhal terörist olarak ilan edilir. Bazen olayın oluş biçimi ve faillerin kimliği ile gri geçmişleri, son derece çelişkili görünse de, “terörist” olarak nitelendirilmekten kurtulamazlar. Bakalım Las Vegas katliamının faili olan ve kaldığı otel odasını âdeta cephaneliğe çeviren Stephen Paddock için, sonuçta nasıl bir kanaat belirtilecek?..  Şu ana kadarki yaklaşıma bakılırsa, kendisine terörist denilmeyecek ve “SİLAHLI ADAM” diye anılacak! Hâl bu ki, yukarıda bahsettiğimiz Oklahoma City hadisesinde, Timothy McVeigh için “YEREL TERÖRİST” deyimi kullanılmıştı…
Peki, bir saldırıda terörizmin olup olmadığı nasıl tefrik ediliyor? Herhâlde en fazla ideolojik veya etnik bir maksatla yapılıp yapılmadığı veya örgütlü biçimde gerçekleştirilen eylem olup olmadığına bakılır… Ancak belli travmalara maruz kalan insanların terör saikıyla, pekâlâ tek başına giriştikleri veya girişebilecekleri eylemler olamaz mı? Daha önce medyada hayli dillendirildiği üzere, Batı ülkelerinden (Amerika dâhil) DEAŞ ve benzeri örgütlerin içinde, yıllarca savaştıktan sonra bir şekilde ülkelerine dönen militanların ruh yapısı ve muhtemel davranış biçimi nasıl olabilir? Bunlardan bireysel eylemler zuhur eder mi, etmez mi? Şu an itibariyle Stephen Paddock adlı kişinin Las Vegas’ı neden kana buladığını bilmiyoruz. Çok farklı bir sebep veya saik ortaya çıkabilir… Ama şu soruyu sormak durumundayız: Bu kimin terörü veya neyin terörü? Fail Amerikalı değil de, Asyalı veya Afrikalı veya Orta Doğulu olsaydı, medyanın dili nasıl olurdu? Baksanıza, failin birlikte yaşadığı kadının Asya menşeli olması, hemen farklı bir dil kullanılmasını tetikledi. Üstelik kadının olaya karışmadığı kanaatine rağmen… Terör olayları karşısında bir türlü objektif tavır takınamayan, aksine “İslâmi terör” gibi kasıtlı yanlışlarda ve söylemlerde ısrar eden Batı Dünyası, kendi topraklarında terörist faaliyetlerin artmasıyla birlikte, bundan böyle fazlasıyla bocalayabilirler!.. Böyle bir bocalamanın temel sebebi, Batı’nın terör gerçeğini doğru biçimde analiz etmemesi, edememesi olacaktır…
İnsanların inancına, etnik kökenine, yaşadığı coğrafyanın sosyal ve ekonomik şartlarına bakarak, peşin hükümlerle yapılan yüzeysel değerlendirmelerin ne kadar yanlış ve yanıltıcı olduğunu, Batı Dünyası bundan sonra daha yakından görecek ve anlayacaktır. Şunu söylemek durumundayız: Batı terör olgusu karşısında girmiş olduğu zihnî karışıklığı ne kadar erken giderebilirse, terörle mücadeleyi de o kadar sağlıklı yürütebilir.
 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.