Tillerson da gitti, sıradaki…

A -
A +
ABD Başkanı Trump göreve başlayalı, on beş ay oldu. Fakat bu zaman zarfında önemli vazifelere getirdiği 20 kişi, ya istifa etti veya kovuldu. En son Dışişleri Bakanı Tillerson, bir twitter mesajı ile gönderildi…
 
 
Donald Trump’ın hâlini, Sibirya ormanlarında kızakla yol alırken, kurt sürüsünün saldırısına uğrayan kişiye benzetebiliriz... Hikâyeye göre, o kişi saldırıyı püskürtmek için, her seferinde kızağı çeken köpeklerden birini kurt sürüsüne atıp yol almaya çalışır. Ancak kızağın hızı giderek düştüğü için, çok geçmeden kurt sürüsü yeniden yakalamıştır… Böylece kızaktaki köpekler birer birer eksilir ve sonunda sıra kendisine gelir!.. Evet, ABD Başkanı Beyaz Saray’a oturalı on beş ay bile dolmadı. Ancak bu zaman zarfında, en üst düzey görevlere getirdiği 20 kişi, ya baskı ve suçlamalar sonucu istifa etti veya son örnekte olduğu gibi kovuldu. ABD yönetiminde, başkandan sonra en önemli iki koltuktan birini dolduran Rex Tillerson, kendisinden habersiz atılan bir Twitter mesajı ile görevinden alındı. Bu durumu, yani bakanın azilden haberi olmadığına dair ayrıntıyı kamuoyuna açıklayan kamu diplomasisinden sorumlu bürokrat da, birkaç saat içinde görevden uzaklaştırıldı… Tillerson’un zaten uzatmaları oynadığı bir müddetten beri dillendiriliyordu, nihayet durum resmiyet kazandı. Şimdi de sıra Ulusal Güvenlik Danışmanı General McMaster’a geldi. Donald Trump’ın görevden alınan bu ikinci güvenlik danışmanı olacak… McMaster’ın selefi General Michael Flynn topu topu 23 gün görevde kalabilmişti (20 Ocak-13 Şubat). Daha sonra da itirafçı oldu vs. vs... Netice olarak, Dışişleri Bakanı Tillerson’un yerini CIA Başkanı Mike Pompeo’ya bırakması şöyle değerlendiriliyor; “Trump CIA ve Pentagon’a teslim oldu…” Bakmayın Trump’ın hâlâ kuyruğu dik tutmaya çalışmasına. Hatırlayınız, daha seçilmeden önce kendisi için neler söyleniyordu? “Seçildiği takdirde en az yönetecek başkan…” İşte şimdilerde bunu görüyoruz. Trump her yönden kuşatılmış vaziyette. Bugüne kadar en fazla baskılandığı, Rusya ile gizli ilişkiler meselesinde, yürütülen soruşturmanın sonlandırıldığı açıklandı. Peki, bu neye karşılık acaba? Trump görevinin ilk senesinde, kızaktaki köpeklerin feda edilmesi misali, üst düzey kadrosunun büyük bir kısmını harcayarak koltukta rahat oturmaya çalıştı. Lakin bunun olup olmayacağı kesin değil ve dahi kendisinin dört yılı tamamlayıp tamamlayamayacağı da belli değil! Bana öyle geliyor ki, Kudüs atraksiyonu bile kendisini sağlama almasına yetmeyecek…
 
İNGİLTERE-RUSYA CASUS SAVAŞI PATLADI!
 
Her şey, İngiltere’nin Salisbury kentinde yaşayan eski çift taraflı ajan Sergey Skripal ve kızı Yulia’nın, Rusya’nın geliştirdiği askerî türden sinir gazıyla zehirlenmesi üzerine patlak verdi… İngiltere doğrudan doğruya bu olayda Rusya’yı hedef aldı ve bazı sorulara cevap vermesini istedi. Dışişleri Bakanı Boris Johnson, olayla ilgili olarak Rusya’ya verilecek cevabın orantılı ve fakat güçlü olduğundan emin olacaklarını açıkladı. İngiltere’nin açıkça suçlamalarını, Rus Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov “saçma” olarak niteledi ve bahse konu sinir gazı örneğinin kendilerine verilmediğini ifade etti. Ama İngiltere işi oldukça sıkı tutuyordu… Bu olayın uluslararası normları ve anlaşmaları ihlal ettiğini belirterek, Konuyu NATO’ya taşıdı ve ABD desteğinin de alındığını dile getirdi. NATO’da 29 üyenin daimî temsilcilerinden oluşan Kuzey Atlantik Konseyi (NAC), isim vermeden durumu kınayıcı ortak açıklama yaptı. İngiltere dün 23 Rus diplomatı sınır dışı ettiğini açıkladı. Olayın boyutları bir anda büyüdü. Rusya İngiltere’ye karşılık vereceğini duyurdu. Dışişleri Sözcüsü Bayan Zaharova, İngiltere’nin Russia Today televizyonunu kapatması durumunda, hiçbir İngiliz yayın kuruluşunun Rus topraklarında faaliyet yapamayacağını açıkladı. Velhasıl gelişmeler hızla tırmanıyor ve nerede duracağı da şimdilik kestirilemiyor.
Bu arada İngiltere’de bir eski Rus ajanının daha evinde ölü bulunması tedirginliği büsbütün yükseltti. Rus Oligarklarından Boris Berezovski’ye yakınlığı ile bilinen ve İngiltere’de sürgünde yaşayan, Putin muhalifi Nikolai Gluskov’un ölüm sebebi henüz açıklanmış değil… Hatırlanacağı üzere, 2006 yılında da yine bir eski ajan olan Alexander Litvinenko, Londra’da radyoaktif polonyum maddesi ile zehirlenip öldürülmüştü. İngiltere o vakit de, olaydan Rusya’yı sorumlu tutmuş ve eski KGB ajanı Andrei Lugovoy’un iadesini istemişti… İngiltere ile Rusya arasında patlak veren bu yeni ‘casus savaşı'nın nerelere tırmanacağı ve ne gibi sonuçlar doğuracağı herkesin merak ettiği şey. Halen ABD ve AB ile Rusya arasında, başta Gürcistan ve Ukrayna meseleleri olmak üzere pek çok ihtilaf alanı var. Bunun için Rusya’ya çok güçlü ekonomik ambargolar uygulanıyor. Diğer taraftan ABD cenahından Rusya’ya, başkanlık seçimlerine müdahale ettiği iddiasıyla ciddi suçlamalar yöneltildi. Bu yüzden bazı üst düzey Rus iş adamı ve devlet görevlilerine yaptırımlar uygulanması kararı verildi. Bütün bu birikimlerin beslediği gerilimin son olaylarla birlikte nelere kapı açacağını kestirmek zor… İngiltere’nin bu denli sert çıkış yapması son derece dikkat çekici. Lakin Rusya’nın da benzer durumlarda çok daha sert reaksiyonlar ortaya koyduğunu gördük. Bakalım Londra-Moskova hattında neler yaşanacak?.. 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.