Bu defa başaralım artık!..

A -
A +
Tam kapanmaydı, kısmi kapanmaydı derken, ilave tedbirler belli oldu. İki haftalık kritik zamanı, ramazan ayının manevi ikliminde doğru biçimde değerlendirebilirsek, bayrama ve bayram sonrasına rahatça girebiliriz…
 
Sağlık Bakanlığının açıklamalarına göre, maalesef Covid-19 virüsü, 81 ilimizin 79’unda artış eğiliminde… Günlük vaka sayları altmış binlerde. Yani tehlike çanları herkesin kulaklarını tırmalayacak seviyede çalıyor! Türkiye ne yazık ki, günlük vaka sayısı itibarıyla dünya sıralamasının üst basamaklarına çıkmış durumda. Hindistan, günlük 184 bin vaka ile başı çekiyor olsa da, nüfusu bizim yaklaşık on yedi katımız. Her ne kadar hâlihazırda, sağlık sistemimiz hasta sayısını karşılayabilecek durumda ise de, bu gidişle yakın zamanda çok sıkıntılı durumlar husule gelebilir… Hâlbuki, mart ayı başında tedbirler kademeli biçimde gevşetilirken, böyle bir tablo beklenmiyordu. Arzu edilen ve umulan, olumlu yönde bir gelişme kaydetmekti. Ama olmadı, başaramadık… Hiç olmazsa, alınan bu son tedbirlere karşı gerekli hassasiyeti göstererek bu defa başaralım artık. Ramazan ayının bereketiyle inşallah bunu başarırız. Bilhassa şimdiye kadar en fazla bulaşmaya sebep olan, düğün, dernek; nişan, cenaze, taziye ve benzeri diğer sosyal faaliyetlerin icrasını, bu defa ikazlara samimi biçimde uyarak erteleyelim. İftar davetlerinin ille de kalabalık sofralarda, virüse yeni davetiye çıkarmak şeklinde olması gerekmiyor… Hayır-hasenat yapmak isteyen her vatandaş, bunu rahatlıkla tedbirler çerçevesinde usulüne göre yapabilir ve çok da makbule geçer. Fakir, gariban, muhtaç vatandaşların evinde de tencerenin kaynamasını temin etmek, Müslüman olarak her birimiz üzerinde bir vazifedir. Şayet hâli vakti yerinde olan insanlar, fakir-fukarayı yeteri kadar düşünürse, kimse aç ve açıkta kalmaz… İnşallah bu şuurla hareket edilir. Böylelikle hem virüsten korunma tedbirlerine riayet edilir hem de sosyal dayanışma ve yardımlaşma sağlanmış olur.
Fahrettin Koca’nın ifadesine göre, Türkiye genelde üçüncü ve İstanbul bazında da dördüncü “piki” yaşıyor. Şu ana kadarki sonuçlar, aşılamanın etkili sonuçlar doğurduğunu gösteriyor. Özellikle Sayın Koca’nın verdiği istatistiklerde, yüzde 86’sı aşısını tamamlamış olan sağlık çalışanları ile yüzde 76’sı tamamlamış olan 65 yaş ve üzerindeki vatandaşlar bazında bu durum çok net biçimde görülüyor. Altmış beş yaş üzerindeki vatandaşların yaklaşık dörtte birinin (%23.6) hâlâ daha aşısını yaptırmamış olması ayrı bir mesele. Keza sağlık çalışanlarının da yüzde 14’ünün aşı olmaması… Hâlbuki, aşı virüse karşı en etkili korunma yolu. Ne var ki, doğru-yanlış telkinler ve vehimler sonucunda, kimi vatandaşlar bu şekilde aşıya karşı direnç gösterebiliyor. Tabiatıyla aşı olmakla virüsü bulaştırmak apayrı şeyler. Aşı olan kişinin kendisi hastalığa karşı bağışıklık kazanabilir. Velakin bu kişinin virüsü başkasına bulaştırmasına aşı mâni değildir. Bu noktaya da bilhassa dikkat etmek lazım değil mi? Şehirler arası seyahatin kısıtlanmış olması, son tedbirler arasında belki de en önemli olanı. Mart ayı başında 58 vilayet, turuncu renkte iken bugün hepsinin kırmızıya dönüşmüş olması, iller arası yoğun temas ve giriş-çıkışlardaki denetimsizliğin bir sonucudur. İnsanlar bizatihi hasta olana kadar veya en yakınları yatağa düşene kadar, salgın konusunda nedense hep aldırmazlık içinde hareket ediyor. Bugüne kadar dört milyona yakın vaka yaşandı ve 35 bine yakın insanımızı kaybettik… Bu kadar vahim bir hadise karşısında insanların ciddiyetsizlik ve laubalilik içine girmesi akıl ve mantıkla bağdaşacak bir durum değil.
Bu hâl maalesef memleketimize hiç de layık değil. Bakınız tam da turizm sezonunun başında, Rusya 500 bin küsur kişilik tur paketini askıya aldı. Türkiye’de istihdamın yüzde 56’sı hizmet sektöründe. Yani çalışan insanlarımızın yarısından fazlası hizmet sektöründe ekmek parasını kazanıyor. Geçen sene turizm gelirlerinde yüzde 79’luk bir kayıp yaşandı. Bu sene de benzer büyüklükte bir kaybı sektör asla kaldırmaz… Yani vaziyet sandığımızdan daha ciddi! Şu hâlde bu kritik iki haftayı fırsata çevirip memleketimizi Covid-19 illetinin pençesinden kurtaralım. Bu imkânsız bir şey değil. Aşı programına ve diğer tedbirlere tam riayet, kırmızı ve turuncu renklerin değişmesini mutlaka sağlayacaktır. İki hafta çok uzun bir zaman değil. Lütfen gerekli sorumluluğu hep birlikte ortaya koyalım ve ağız tadıyla bayram yapalım!.. Hepinize hayırlı ramazanlar, sağlık ve afiyetler diliyorum.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.