“Çevrecilik” ve insan kaçakçılığı!..

A -
A +
Türkiye’nin bunca derdi yetmezmiş gibi, bir de çevrecilik kisvesi altında insan kaçakçılığı meselesi çıktı karşımıza… Hadisenin henüz daha tam olarak boyutları belli değil. Ama aleyhimize kullanılacağı da kesin!
 
 
Avrupa Birliği cenahında, özellikle Türkiye’nin çoktan hak ettiği; serbest dolaşım hakkını kullandırmamak için, on yıllardır sürdürülen bir menfi propaganda vardır… Sanki vize serbestisi başladığı gün, ülkemizde ne kadar insan varsa, bir daha geri dönmemek üzere Avrupa yollarına düşecek!.. Evet, maalesef aleyhimizdeki karalama propagandasının özeti budur. Ne yazık ki içeriden bu değirmene su taşıyanlar da yok değil. Son günlerde, sözde “Çevreye Duyarlı Bireyler Yetiştirme” gibi birtakım programlar çerçevesinde cereyan etmiş, epeyce kabarık sayıda insan kaçakçılığı meselesi alevlenmiş bulunuyor. Bu tartışmaların bir ucu şimdilik Almanya merkezli olarak devam ediyor. Günlerdir medya mecralarında konu ile ilgili çeşitli iddia, itham ve yorumlar gırla gidiyor. Lakin olayın gerçek boyutları henüz tam olarak belirlenebilmiş değil. İlk önce Malatya Yeşilyurt Belediye Meclisi’ndeki tartışmalarla gün yüzüne çıkan, Malatya mahalli medya organlarında geniş yer bulan ve daha sonra başka illere de sıçrayan olaylar zincirine, her gün bir yeni halka ekleniyor. Konu deşildikçe her saat yeni bir durum ortaya çıkıyor… Temelde çevrecilik, bazen folklor faaliyeti, bazen “kültür turu” diye ifade edilen veya gençlik programları olarak takdim edilen organizasyonlarla, çok sayıda insanın yurt dışına götürüldüğü anlaşılıyor.
Hadisenin temelinde iki önemli faktör yatıyor. Birincisi görünüşte her kesimden destek gören sözde çevreciliğe dönük faaliyet programları. Ki, bu sivil toplum kuruluşları üzerinden sağlanıyor. İkincisi de Avrupa ülkelerine seyahatte vize kolaylığı sağlayan gri pasaport diye ifade edilen geçici görev pasaportu… Bu yönüyle mesele, belediyelerle birlikte emniyet ve nüfus işleri müdürlüklerini de yakından ilgilendiriyor. Zira bu programlarla yurt dışına çıkabilmek için, Emniyet makamlarından GBT soruşturması ve Nüfus Müdürlükleri tarafından da gri pasaportun verilmesi işlemi gerekiyor. Nitekim bu sebeple Malatya’da bir vali yardımcısı ile nüfus ve vatandaşlık il müdürünün de içinde olduğu dört kamu görevlisi, soruşturmanın selameti açısından geçici olarak görevden alınmış bulunuyor. Fakat olayın Yeşilyurt ile sınırlı olmadığı ve daha pek çok (elli-altmış olarak ifade ediliyor…) belediyenin bu hadiseye bulaştığı ifade ediliyor. Hâlihazırda Elâzığ, Muş, Ordu, Kırşehir’in bazı ilçeleriyle, Şanlıurfa’nın Ceylanpınar ilçe belediyesi soruşturma altında. Yapılan tespitlere göre, daha önce yukarıda bahsettiğimiz programlar çerçevesinde, Balıkesir Gömeç, Adıyaman Gölbaşı, Burdur Yeşilova, Ordu Korgan, Yozgat Yerköy ve Şanlıurfa’nın Suruç ilçe belediyelerinden, bu şekilde yurt dışına kişiler götürülmüş. Bazı organizasyonlar, ilgili mercilerin şüphe duyması sebebiyle iptal edilmiş veya yarıda kalmış. Öyle iddialar var ki… Mesela Ağrı Doğubeyazıt ilçe belediyesi kanalıyla, yurt dışına gönderilmek istenen beş engelli kişiye refakat etmek üzere tam elli kişi eklenmek istenmiş…
Şu ana kadarki inceleme ve tahkikler, aslında bu işin en önce Bingöl’den başlamış olduğu yolunda… Zaten olayın merkezinde ismi yer alan Ali Ayrancı isimli şahıs da, eski Bingöl/Servi Belediye Başkanı. Şu an yurt dışında olduğu değerlendiriliyor. Bu şahsı ismi etrafında çok iddia seslendiriliyor. İnsan kaçakçılığı organizasyonu için çok ciddi paralardan da bahsediliyor. Kişi başına altı bin avrodan yirmi bin avroya kadar! Şu an itibarıyla İçişleri Bakanlığı mülkiye müfettişleri gerekli soruşturmayı yürütüyor. Bakalım sonunda, tam olarak nasıl bir durumla yüz yüze geleceğiz? Çoğu Almanya’ya olmak üzere, bu yollardan yüzlerce kişinin yurt dışına kaçırıldığı tahmin ediliyor. Bu hadisenin aleyhimize bol bol malzeme yapılacağı kesin!.. İşin tuhaf tarafı, bu şekilde çok sayıda insanın yurt dışına götürülmesinin zamanında fark edilememesi. İşte burada başka ihtimaller de akla geliyor. Tek başına birkaç şahıs bütün tertibatı yapabilir mi? İşin içinde herhangi bir örgüt var mı yok mu? Gidenlere gri pasaport sağlamak nasıl bu kadar kolay oldu? GBT sorgulamasında takılmadıklarına göre, gidenlerin hepsi sıradan vatandaşlar mı?
Bugünlerde çok sorulan sorulardan biri de, bu şekilde PKK veya FETÖ’nün yurt dışına adam kaçırıp kaçırmadığı konusu. Çünkü hadisenin boyutu giderek büyüyor. Diğer taraftan Almanya deyince, 15 Temmuz hain darbe teşebbüsü sonrasında, bu ülkenin FETÖ mensuplarına sağladığı kolaylıklar ister istemez insanın aklına sorularla üşüşüyor… Çok sayıda örgüt elemanının bu ülkede toplandığı sır değil. Bir kolaylık olmadan bunca insanın âdeta elini kolunu sallayarak gidebilmesi mümkün müdür? Bu ve bunun gibi pek çok soru zihinleri tırmalıyor. Bakalım bu sorular cevabını bulabilecek mi?
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.