Terörle mücadelede kritik safha…

A -
A +
PKK bölücü terör örgütünün en tepe kadrosunu imha etme yolunda çok ciddi mesafe alındı… Örgütün elebaşı durumundaki Karayılan, Bayık, Kalkan, Karasu gibi yaşlı teröristler, inlerinden kafalarını çıkaramıyor.     Özellikle son beş yılda, bölücü terörle yapılan mücadelede elde edilen başarıyı çok iyi değerlendirmek gerekiyor… Zira bölücü terör örgütünün, Temmuz 2015 tarihi itibarıyla giriştiği yeni terör eylemleri; (şehir içlerine taşınan hendek ve çukur çatışmaları), daha önceki dönemlerden çok çok farklı olduğu gibi, devletin refleksi ve bu dönem itibarıyla uygulamaya koyduğu güvenlik politikaları da bambaşka mahiyettedir. Bölücü örgütün arkasına aldığı dış desteklerden de cüret alarak, sözde “özerklik” için; meskûn mahallerde terör eylemlerine girişmesi, kendi hesabına göre silahlı mücadelenin bir nevi son safhasıydı. Ancak Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ezici gücü, teröristleri bu rüyadan çabuk uyandırdı!.. Sivillerin zarar görmemesi için, azami gayreti gösteren ve bunun için çoğu kere kendi can güvenliğini dahi tehlikeye atan kahraman güvenlik güçlerimiz, sokak sokak; ev ev, teröristleri sığındıkları deliklerde kıstırdı, ölü veya diri olarak etkisiz hâle getirdi. Yedi ay kadar süren şiddetli mücadelede, üç yüzden fazla şehit verildi, ama şehirlere sızan teröristlerin de tümüyle kökü kazındı. Bu aynı zamanda terörle mücadele konseptinde bir dönüm noktası oldu. Çünkü bu safhadan sonra, bölücü terör örgütüyle yalnızca yurt içinde değil, daha ziyade sınırlarımızın ötesinde yuvalandıkları yerlerde bulup imha etmek üzere, harekât planları yapıldı ve kararlılıkla tatbik edildi… Teröristleri yuvasında yok etmek! Türkiye, Irak’ın ve Suriye’nin Kuzeyinde yıllardır terör örgütlerine karşı devam ettirdiği mücadelede, beklediği neticeleri müşahhas olarak görmeye başladı. 1980’lerden beri Irak’ın kuzey bölgelerine yapılan sınır ötesi takip harekâtlarıyla, o coğrafyada barınmaya çalışan teröristlerin başı her seferinde eziliyordu. Ancak geçici mahiyetteki bu operasyonların nihai sonuç vermesi beklenemezdi. O sebeple, Türkiye önce Irak’ın kuzeyinde gerekli gördüğü bölgelere kendi askerlerini konuşlandırarak, buralarda mücadeleye daimî altyapı kazandırdı. 2013 yılından itibaren, Suriye topraklarında, sınırımızın yakınlarında yığılmaya başlayan ve burada bir koridor oluşturmaya çalışan PKK/PYD terör örgütü unsurlarına karşı, başlangıçta sınırlı harekât icra edilirken, daha sonra burada da mücadelenin biçimi ve boyutları değişti… Türkiye, Zeytin Dalı, Fırat Kalkanı ve Barış Pınarı harekâtlarıyla; küresel güçlerin sinsi desteğiyle kurdurulmak istenen, garnizon terör devletçiğinin önüne güçlü bir set çekti. Elbette oradaki mücadele bitmiş değil. Lakin Türkiye’nin bu konudaki kararlılığı da ortada. Yaklaşık üç hafta önce, 18 Mayıs’ta Cumhurbaşkanı Erdoğan bizzat açıklama yaparak, PKK bölücü örgütünün Suriye kolu olan PYD/YPG’nin başı "Sofi Nurettin" kod adlı elebaşı teröristin öldürüldüğünü duyurdu. Aynı zamanda Gara’da şehit edilen 13 vatandaşımızın öldürülmesinin esas faili olan bu azılı terörist, Irak’ın kuzeyinde imha edildi. Millî Savunma Bakanlığının konu ile ilgili resmî açıklamasında, adı geçen teröristin PKK/KCK/PYD/YPG örgütlenmesinin en tepesinde yer aldığı, bölücü örgütün hem teorisyeni hem de sahadaki yöneticisi olduğu belirtildi. Hiç şüphesiz, bu teröristin ortadan kaldırılmış olması bölücü örgüt için çok büyük kayıptı… Türkiye terörle mücadelenin güvenlik boyutunda son beş yılda büyük mesafe aldı. Bu zaman zarfında kırmızı kategoride aranan teröristlerden yaklaşık elli kişi, etkisiz hâle getirildi. Öyle ki, PKK’nın en tepesindeki yaşlı teröristler; Murat Karayılan, Cemil Bayık, Duran Kalkan, Mustafa Karasu gibi bölücü hainler artık kafalarını sığındıkları inlerden çıkaramıyorlar. Dolayısıyla örgüt unsurlarını idare etme konusunda da büyük zaaf içine düşmüş durumdalar. Bu vaziyet teröristlerin telsiz konuşmalarına çok sık takılıyor. Örgütte çözülme oranı hayli yüksek. Her ne kadar propagandayla bu durum gözlerden kaçırılmaya çalışılsa da her şey ortada. Geçtiğimiz pazar günü, yine örgütün tepesindeki bir isim, Mahmur Kampı sorumlusu, "Doktor Hüseyin" kod adlı Selman Bozkır öldürüldü. Bunun da haberini bizzat Sayın Cumhurbaşkanı verdi. Türkiye’nin savunma sanayiinde katettiği mesafe, terörle mücadelede işini çok kolaylaştırdı. Özellikle, Türkiye’nin her yönüyle kendi geliştirdiği ve dünya ülkeleri tarafından da gün geçtikçe daha çok izlenen ve talep edilen İHA ve SİHA’ların yardımıyla, artık terör unsurları bulunduğu en çetin ve ücra yerlerde tespit edilebiliyor. Millî İstihbarat Teşkilatımız ile Güvenlik Güçlerimizin koordineli çalışmalarıyla, anlık istihbarat derhal sahaya yansıtılarak, çok kesin neticeler alınıyor. Bu yüksek başarının neticesi olarak, sınırlarımız içindeki bölücü terör örgütü artık bitme noktasına gelmiş bulunuyor. Lakin bu kritik safhada, Suriye ve Irak için daha yapılması gereken çok şey var. Gereken mutlaka yapılacaktır...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.