HDP kapatma davası ve sonrası…

A -
A +
Anayasa Mahkemesi, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının açtığı davayı kabul etti ve süreç işlemeye başladı. Normal şartlarda, ilgili işlemlerin 6-8 gibi bir zaman içinde tamamlanması mümkün. Peki, sonrası?..
 
Haziran 1990 yılında başlayan ve bugünlerde yeniden tartışma konusu olan; aynı adrese dönük sekizinci kapatma davasıyla birlikte, serüvenin taze bölümünü özetlemek için, Frenkçeden kısa bir cümleyi ödünç alabiliriz: Dejavu… Türkçesiyle, “Bunu daha önce de görmüştük.”
Otuz sene önce, Halkın Emek Partisi (HEP) kimliği ile siyasete giriş yapan bu anlayış, meşru zeminde faaliyet göstermek yerine, bölücü terör örgütü ile her safhada iş tutmak ve sırtını ona dayamakla övünmek gibi bir kör yanlışta ısrar edince, her seferinde anayasa ve kanunların hükmünün duvarına toslamaktan kurtulamadı!.. Dolayısıyla kapatma davaları da birbirini kovaladı. Ancak her kapanmanın sonrasında alfabedeki harflerin yerini değiştirerek veya sayısını arttırarak macerayı devam ettirdi.
HEP, DEP, HADEP, DEHAP, DTP, BDP, HDP vb. Hepsinin açılımını buraya alacak olursak köşede yer kalmaz. Lakin şu hususu da belirtmeden geçmeyelim; HEP’le başlayıp bugünkü HDP sonucuna gelinen olaylar silsilesinde, bu çizgiyi sürdüren siyasi akıl, âdeta futboldaki çalışılmış pozisyonlar gibi bir refleks verdi. Her yeni gelişme karşısında, duruma çok çabuk adapte olmak ve oyunu sürdürmek; bunun için de dağdaki örgütün ideolojik dürtüsünü ve organize olabilme kabiliyetini sıkı biçimde benimsemek ve uygulaya sokmak…
Bu konuda hayli becerikli olduklarını kabul etmek gerekir. 1991 seçimlerinde, bugünkü CHP’nin selefi olan Erdal İnönü’nün SHP’si (Sosyal Demokrat Halkçı Parti), seçim ittifakı ile HEP’i (Halkın Emek Partisi) Meclis'e taşıdı… Hakkında kapatma davası açılınca da, SHP kontenjanından seçilen vekiller, kurulan yeni partiye, DEP’e geçtiler…
Bahse konu siyasi hareket, ilk dönemlerde baraj engeline takıldı, ancak pes etmedi. 1995’te baraja takılan HADEP, 1999 mahallî seçimlerinde Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi de dâhil olmak üzere 37 belediye kazandı. Genel seçimlerde baraj problemini bağımsız adaylarla aşma yolunu denemekte ısrar etti ve neticesini de gördü. Mesela 2011 genel seçimlerinde, aldıkları yüzde 6,5’luk oy oranı barajın altında kalmış olsa da, bağımsız adayları seçime sokup 36 tane milletvekili çıkarmayı başardılar…
Yukarıda ifade ettiğimiz “çalışılmış pozisyonlar”, HDP’yi Haziran 2015 seçimlerinde barajın üstünde bir noktaya taşıdı: Yüzde 13,2 oy ve 80 milletvekili… 2018 seçimlerinde ise yüzde 11,6 oy ve 67 vekil… Bugün partinin görevde olan 55 vekilinden 52’si için, siyasi men talebi söz konusu. Şimdi cevabı aranan soru şudur: Parti yöneticisi ve üyelerinden toplam 451 kişi için veya bunların çoğu hakkında siyasi yasaklama talebi mahkemece onaylanırsa, ne gibi siyasi sonuçlar doğar? Zira hayli kabarık sayıda ve tecrübeli partili isim, aktif siyasetin dışında kalmış olacak. Bundan önceki kapatma davasında toplam 221 kişi için siyasetten men talebi söz konusu idi ve yaklaşık dörtte biri için yasak kararı çıkmıştı. Bu defa kaç kişi için karar çıkacağını bekleyip göreceğiz...
Diğer taraftan yaklaşık 850 sayfalık dava dilekçesinde, HDP’yi ülkenin bölünmez bütünlüğüne karşı işlenen suçların odağı hâline getiren eylemler ve bu eylemlerde rol oynayan parti mensupları için suçlamalar haddinden fazla kabarık. Soruşturma ve kovuşturma dosyalarının sayısı binlerle ifade ediliyor. Şüphesiz bu durum, partinin kapatılması ihtimalini güçlendiriyor...
Seçimlerin normal tarihine yaklaşık iki sene var. Şayet yukarıda belirttiğimiz üzere, 6-8 ay gibi bir süre içinde malum dava kapatma ile sonuçlanırsa; HDP tabanının şimdiye dek olduğu gibi yeni isimle bir parti kurması veya yedekte tutulan DBP’de (Demokratik Bölgeler Partisi) devam etmesi, mecburi istikamettir.
Asıl mesele, tabanın ne ölçüde muhafaza edilebileceğidir. Zira yaşanan bunca acı tecrübelere rağmen, hâlâ terör örgütünün gölgesinde ve kontrolünde siyaset yapmaktan vazgeçmemek, tabanda önemli oranda rahatsızlık meydana getiriyor. Bugüne kadar seçim sonuçlarına çok yansımaması, bundan sonra da aynı şeyin olacağını göstermez. Burada taban oylarının bir kısmının başka adreslere yönelmesi için, kapatma davası fırsat da olabilir. Bir taraftan böyle bir oy kaybetme ihtimali, diğer yandan Millet İttifakı ile ilişkilerin giderek sancılı bir hâl alması, kapanma davası karşısındaki HDP’nin ileriye dönük çıkmazlarıdır. Bakalım gelişmeler daha neleri gösterecek?
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.