Sayın Vekil, bu cürm-ü meşhuttur!..

A -
A +
“Z kuşağı” için bir açıklama yapalım; cürm-ü meşhut, suçüstü hâli demektir… İP Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan’ın adamları, İHA Muhabirini vahşice dövdüler. Türkkan ise kafasını kuma gömüyor!..     Eskiler boşuna söylememişler; şayet birisi fazla bağırıp çağırıyorsa, ona dikkat edin!.. Muhakkak bir sıkıntısı vardır! İyi Parti Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan da, siyaset arenasında fazlaca bağıran bir isim. Ona kalırsa, kamu menfaati için; daha yaygın ve meşhur ifadesiyle, milletin yararı için paralıyor kendisini… Anlayacağınız, milletin kör kuruşunu boşa vermemek için, tüyü bitmemiş yetimlerin hakkını yedirmemek için bunu yapıyor. Meclis çatısı altında, mikrofonlara esip gürleyen bu sayın vekilin sadece görüntüsüne bakmakla yetinirseniz, fena hâlde yanılmış olursunuz. Atalarımız ne demiş; “Lafla peynir gemisi yürümez...” Nutuk çekmekle peynir gemisi yürüyecek olsaydı, çok farklı bir dünyada yaşıyor olurduk. Adı geçen sözde ‘fazilet savaşçısı’ bu sayın vekilin görüntüsü, maalesef hakikati yansıtmıyor. Tam bu noktada, Hazreti Mevlâna’nın o pek kıymetli ve hikmetli sözünü hatırlayalım; Ya göründüğün gibi ol veya olduğun gibi görün… Lütfü Türkkan, hâli vakti yerinde bir iş adamı aynı zamanda. Dilovası ilçesindeki çiftliğinde inşa ettiği kaçak yapılar, epey zamandır medyanın gündeminde idi. Önceki gün bu yapıların yıkılmasını ve tahliyesini takip eden İhlas Haber Ajansı Muhabiri Mustafa Uslu, Lütfü Türkkan’ın dört tane adamı tarafından vahşice dövüldü. Dünkü gazetemizin manşetinde gördünüz. Muhabir arkadaşımızın yüzü gözü fena hâlde yara bere içindeydi. Sadece vazifesini yapmaya çalışan bir medya çalışanını bu hâle getirmek, nasıl bir canavarlıktır? Bu canavarlığı yapanlar, kimden cüret alıyor dersiniz?!   Velakin Lütfü Türkkan zekâmızla alay edercesine, menfur saldırıdan habersiz görünmeye çalışıyor. Bir de pişkince, bundan sonra olayın takipçisi olacağını söylüyor!.. Bu işler o kadar ucuz mu yani? Uslu’ya saldıran dört kişiden biri Türkkan'ın şoförü. Türkkan ve adamları bu şekilde neyi gözlerden saklamaya çalışıyordu acaba? Gelgelelim sergiledikleri bu zorbalık, gerçeklerin daha çarpıcı şekilde toplumun bilgisine mal olmasını sağladı. Hiç lamı cimi yok. Türkkan ve zorba adamları suçüstü yakalanmıştır. Eskilerin tabiriyle “cürm-ü meşhut” olmuşlardır. Bakalım adli merciler bu saldırının failleri hakkında, gerektiği gibi soruşturma ve kovuşturma yapacak mı? Dikkat edelim, bu saldırı bir milletvekiline ait çiftlikte ve resmî işlemler yapılırken vuku buluyor. Yani herhangi bir eğlence mekânında, magazin dünyasının insanlarını izleme faaliyeti değil. Muhabir Mustafa Uslu, orada kişilerin özel hayatıyla ilgili magazin haberi filan da yapmıyor. Fakat nedense Vekil Türkkan ve avanesi, çok rahatsız ve bundan dolayı fena hâlde saldırganlaşıyor. Elbette toplum bu davranış biçimini değerlendirecek, sözde fazilet tüccarlarına da gerekli notu verecektir. Şunu belirtelim, bu utanç verici saldırı, faillerinin peşini bırakmayacaktır. Bunu Lütfü Türkkan hep hatırında tutsun, zira her adımda karşısına çıkacaktır…   Bu arada, İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, dün çok şaşırtıcı bir tavır sergiledi!.. Partisinin grup toplantısına girerken, bir gazetecinin Lütfü Türkkan’la ilgili soru sormak istemesine bozuldu. Konuşmasında da çok garip bir noktaya gitti. Madem Lütfü Türkkan’ın kaçak inşa ettiği binalar yıkılmış, bundan sonra diğer benzer durumlar için Sayın Akşener çok daha agresif biçimde takipçi olacakmış!.. Siz misiniz benim vekilimin kaçak yapılarına dokunan, bundan sonra görürsünüz gününüzü dedi resmen. Bu mantık dokusu, doğrusu hayret verici. Şayet meşru olmayan işlere prim verilmiyorsa, samimiyetle karşı çıkılıyorsa, usulsüzlük ve kanunsuzluk kimden gelirse gelsin, aynı şekilde muhalefet edilmeli değil mi? Ama öyle değil. Madem benim vekilime dokundunuz, bundan böyle ben de sizi daha fazla sıkıştıracağım diyen bir yaklaşım, ne derece ilkeli siyaset acaba? Sayın Akşener bunun muhasebesini yapar herhâlde!..   Akşener dün muhabir arkadaşımıza yapılan vahşi saldırıyı kınama gereği duymadı. Ama mesleki kuruluşlardan, vatandaşlardan, devlet ve siyaset adamlarından çok geniş bir kitle, menfur saldırıyı şiddetle kınadı. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, hastaneye bizzat giderek arkadaşımızı ziyaret etme nezaketini gösterdi. Gerekli hassasiyet ve nezaketi gösteren herkese bir kere daha teşekkür ederiz. Umarız bu türden saldırılar tekerrür etmez, suçlulara da müsamaha gösterilmez. Ve kanun önünde hak ettikleri muameleyi gecikmeden görürler. Son söz; Lütfü Türkkan ve adamlarını, doğrudan doğruya millete şikâyet ediyoruz. Milletimizin değer yargısına saygımız tamdır.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.