TEKNOFEST muhteşem…

A -
A +

Uluslararası arenada meydan okumalara hazır değilseniz işiniz zor! Havacılık ve Uzay Teknolojisi Festivali, hepimizi heyecanlandıran yeni ürünlerle gerçekten göğüs kabartıyor, öz güvenimizi arttırıyor.

Havacılık ve uzay teknolojisi denildiğinde, nedense içimiz ‘cız’ eder!.. Bunun sebebi hem geçmişte yaşanan acı tecrübeler hem de bu sahada geri kalmış daha doğrusu geri bıraktırılmış olmanın hüzünlü hikâyesidir. Havacılık teknolojisinin hızla gelişmeye başladığı 20. Yüzyılın ilk çeyreğinde, Birinci Cihan Harbi'nin bütün tahribatına rağmen, o günün fevkalade zor şartlarında; uçak yapmayı başaran Türkiye’ye, daha sonra bu sahadan el çektirilmesi tek kelimeyle bir faciadır… Milletimiz, Vecihi Hürkuşların, Nuri Demirağların, Nuri Killigil ve diğerlerinin başlarına neler geldiğini hâlâ tam olarak bilmiyor!.. Çünkü yakın zamanlara kadar, zaten bu konuda doğru dürüst bilgi de tedavüle girmiş değildi. Aslına bakarsanız, bu acıklı hikâye, her yönüyle yazılmış ve anlatılmış değil. Sosyal medya mecralarında dolaşan bölük-pörçük bilgi kırıntılarıyla, bu hayati mesele asla tam olarak anlaşılamaz. Öyle ki,  bu konuda “Milli Eğitim” sistemine yeni müfredat programları eklenerek, en az yüz yılı nasıl kaybettiğimizin genç nesillere öğretilmesi gerekir! Bilelim ki, yeni kuşaklara bu konuda yeteri kadar bilgi kazandırma ve onlara ‘şuur’ aşılama, mazideki kayıpları daha çabuk telafi etme imkânı verecektir. Bakınız, bunu gençlerimizin teknolojiye olan merakı ve bu sahadaki kabiliyetlerinden rahatlıkla görebiliyoruz.

Dünya devletleri uluslararası sistemde önce ayakta kalabilmek, daha sonra izafi güç yarışında ileriye geçip ön almak için, stratejik düşünce planında kara, deniz ve hava hâkimiyetiyle ilgili sayısız teoriler geliştirdi ve bunun pratiklerini de hayata geçirdi… Şimdi bunların çok üstünde ve ötesinde, uzay teknolojisine dair sınırları zorlayan şaşırtıcı işler yapıyor. Amiyane tabiriyle ifade edecek olursak, biz gündelik meselelere takılıp kalırken, elin oğlu uzayı şimdiden paylaşmış bile!.. Yarım asır önce Ay'a adam gönderenler, bugün Mars'a insan göndermek için hummalı mesai içinde. Yerküredeki rekabet ne yazık ki barışçı yaklaşım içinde cereyan etmiyor. Ya ne oluyor? Uluslararası ilişkiler sistemini domine eden realist anlayışla, vahşi; acımasız, sömürgeci ve zayıflara hayat hakkı tanımayan bir biçimde, aslan payını kapma kavgası tam gaz devam ediyor. İşte böyle bir arenada, meydan okumalara ve rekabete en çetin şartlarda hazır değilseniz işiniz zor!.. Bilhassa savunma sanayiinde dışa bağımlı iseniz, yerli ve millî üretimle önemli silah sistemlerinizi kendiniz üretemiyorsanız, istikbal ve istiklaliniz büyük tehlike altında demektir. Maalesef daha düne kadar, ülkemizin de bu sahada yüzde 80’ler mertebesinde dışa bağımlı olduğunu unutmayalım… Paramızla istediğimiz silahları alamamak, hatta parasını dahi ödediğimiz silahları alamamak! Acı tecrübeler dediğimiz şey işte bu.

Ama artık başka bir dönemin kapısını araladık çok şükür… Bunun en çarpıcı örneği de TEKNOFEST; tam adıyla Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali. Birkaç günden beri yazılı ve görsel medyada bu fuarın göğüs kabartan haberlerini büyük bir memnuniyetle izliyoruz. İHA'LAR, SİHA'LAR, TİHA'LAR ve şimdi de dikine iniş-kalkış yapan DİHA'LAR… Artık gelenekselleşen bu teknoloji ve havacılık fuarı, T3 Vakfı ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının öncülüğünde, 72 paydaşla birlikte icra ediliyor. TEKNOFEST Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar, Libya ve Karabağ’da çok büyük başarılar kaydeden; Bayraktar TB-2 SİHA'NIN yeni versiyonu olacak olan TB-3’ün 2022’de, insansız savaş uçağının ise 2023’te uçurulacağını müjdeledi... Bunlar hakikaten büyük heyecan veriyor. Geleceğin uçan arabası olarak tasarlanan Cezerî’nin de fuarda sahne alması, bunun yanında Türkiye’nin ilk yerli ve millî otomobili olan TOGG’un boy göstermesi başlı başına önemli gelişmeler. Keza Aselsan, Havelsan ve Roketsan’ın ürettiği; her biri alanında yeni bir denge getiren askerî araç-gereçler ile güdümlü mühimmat, TUSAŞ’ın ürettiği ANKA ve AKSUNGUR… Yeni modeliyle GÖKBEY Helikopteri, halka açık ilk uçuşunu yaptı. “HÜRJET” jet eğitim uçağı pek yakında hizmete girecek… Bu arada TUSAŞ CEO’su Prof. Dr. Temel Kotil, Millî Muharip Uçağımızın (MMU) 18 ay sonra motor çalıştıracağını müjdeledi. Prof. Dr. Mahmut Akşit’in yönetimindeki TEİ’nin üretmekte olduğu yerli ve millî motorlar da, bugüne kadar ambargolar sebebiyle sıkıntısını pek fazla çektiğimiz bir problemi kökünden halledecek…

Daha yazacak çok şey var, ama yerimiz sınırlı. Prof. Dr. İsmail Demir (Savunma Sanayii Başkanı), Prof. Dr. Temel Kotil, Prof. Dr. Mahmut Akşit gibi kıymetli bilim adamlarımıza; kendisi de çok genç olduğu hâlde teknoloji meraklısı gençlere müthiş bir liderlik sergileyen Selçuk Bayraktar gibi parlak beyinlerimize, gerektiği gibi sahip çıkmalıyız ki, geleceğin dünyasında bize yaraşan konumda olabilelim… TEKNOFEST bize bu müjdeyi veriyor.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.