Enerji, enerji, enerji!..

A -
A +
Hep tekrar ediliyor ya, enerji güvenliği ülkelerin millî güvenlik meselesidir… Önümüzde soğuk bir kış var. Kışın soğukluğu bazı ülkelerde (özellikle Çin ve Avrupa’da) fazlasıyla hissedilecek gibi!..     Dünya genelinde bir enerji sıkıntısı yaşanıyor… Bu sıkıntıyı daha doğrusu krizi en şiddetli şekilde hisseden Çin, daha önce kapatmış olduğu kömür ocaklarını tekrar açmak zorunda kalıyor. Zira enerji sıkıntısından dolayı üretimi yavaşlatma veya belli oranlarda durdurmak zorunda kalıyor. Japonya, faaliyetini durdurduğu nükleer santralleri tekrar üretime açma ihtiyacı duyuyor. Pandemi şartlarının da büyük etkisiyle, dünya genelinde fosil yakıt fiyatlarında çok yüksek artışlar söz konusu… Ham petrolün fiyatı iki kat, kömürün beş kat ve doğalgazın dokuz kat artmış. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Antalya’da devam eden 11. Türkiye Enerji Zirvesi'nde telaffuz etti bu rakamları. Bir taraftan iklim değişikliğindeki tehlikeli tırmanışı yavaşlatmak için fosil yakıt kullanımını azaltma yoluna giderken ve ülkeler buna göre belli taahhütlerde bulunurken, diğer yandan acil ihtiyaçlar sebebiyle bu tedbirleri ve taahhütleri ötelemek zorunda kalmak büyük çelişki… Ama mevcut şartlarda yapılabilecek bir şey yok. Bakalım dünya bu enerji darboğazının üstesinden nasıl gelecek! Bütün ülkeler arayış içinde şüphesiz. Sanayi devriminin üzerinden iki buçuk asrı aşkın bir zaman geçti. Bu zaman zarfında teknolojik gelişmelerle, “Endüstri 1, 2, 3, 4” merhaleleri yaşandı. Lakin enerjinin süreçteki konumu hep en önde oldu. (Lokomotif güç olmadan mümkün mü!..) Ve artan ihtiyaca göre bu hâl katlanarak devam edecek. Epey zamandır literatürde olan “temiz enerji” ve “yenilenebilir enerji” tanımlarına ilaveten, enerji piyasasını çok yakından ilgilendiren “net sıfır karbon” ve “karbon fiyatlaması” gibi kavramları da daha sık konuşuyor olacağız… “Net sıfır karbon” kavramı; insan kaynaklı faaliyetlerle atmosfere salınan ve sera etkisi yapan gazların miktarının, yeryüzü tarafından tabii olarak emilen sera gazı miktarıyla eşitlemesi demek oluyor. Bu, Paris İklim Anlaşması'yla dünya geneli için konulan bir hedef aynı zamanda. 2053 yılına kadar alınacak tedbirlerle, küresel ısınmadaki 1,5 derecelik artışın üzerine çıkılmaması hedefleniyor. Karbon fiyatlaması da, kısaca karbon emisyonlarında belli bir üst limite göre, şirketlerin kategorize edilmesi. Bu limitin üstünde veya altında yaptıkları karbon salınımına göre ekonomik maliyetlerle yüzleşecekler… Enerji zirvesi dolayısıyla, bu piyasanın bütün paydaşları Antalya’ya âdeta çıkarma yapmış durumda. Salgın sebebiyle geçen yıl yapılamayan zirveye bu sene büyük ilgi var. Pazar günü yapılan iki sunumda, Türkiye ve dünya enerji piyasasında son gelişmeler ile Türkiye ve dünya ekonomisinde son gelişmeler başlıkları altında, geleceğe dönük önemli projeksiyonlar yapıldı. Her iki sunumda da, dünya genelinde piyasaları zor günlerin beklediğine dikkat çekildi. Ancak değerlendirildiği takdirde, bu dönemin bazı avantajlarının da olduğu ifade edildi… Pozitif ayrışma lafını sıklıkla duyuyoruz. Pandemi şartlarına rağmen, Türkiye’de enerji tüketiminde yüzde 5,4’lük bir artış kaydedilmiş. Enerjide bir yandan bugünün ihtiyaçlarını makul fiyatlarla temin etmeye çalışırken, diğer taraftan da yukarıda sözünü ettiğimiz Paris İklim Anlaması hükümlerine uyum sağlamak için çalışmak gerekiyor. Zira bu yükümlülükler taahhüt edilen zaman içinde yerine getirilemediği vakit, başka sıkıntılar baş gösterecektir! Enerji Bakanı Dönmez, Türkiye’nin; elektrik üretiminde kurulu gücünün yaklaşık yüz bin megavat olduğunu, bunun elli üç bin megavatının yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı olduğunu söyledi. Yenilenebilir enerji kaynaklarının elektrik üretimindeki payı 2019 ve 2020’deki artışlarla yüzde 42’nin üzerine çıkmış. Bu rakamlarla 2023 hedefleri şimdiden yakalanmış bulunuyor... Bakan Dönmez, Karadeniz’deki doğalgaz çıkarma çalışmalarıyla ilgili olarak da bir parantez açtı ve her şeyi 2023’e göre planladıklarını belirtti. Türkali -2 Kuyusunun rezervuar -1 testinde günlük 650 bin metreküp akışına ulaşılmış bulunuyor. Bu haberler elbette sevindirici. Bu arada 4. Sondaj gemimiz de 2022 baharında gelmiş olacak. Dünyada bu gemiden sadece beş tane bulunuyor. Güneş ve rüzgâr enerji santralleri için de yeni projeler söz konusu, Rüzgârda iki bin, güneşte iki bin beş yüz megavatlık yatırım planı var. Bu arada Akkuyu Nükleer Santralinin yapımında da epey mesafe alınmış durumda. İleriye dönük plan ve projeler üzerinde çalışırken, günümüzle ilgili olarak da fiyat meselesi orta yerde duruyor tabii. Fatih Dönmez, konuşmasında şunları da söyledi: Elektrik, doğalgaz ve akaryakıt fiyatlarında yaptığımız sübvansiyonla vatandaşlarımıza 127 milyar liralık destek verildi… TRT payı ve enerji fonunun faturalardan kaldırılmasıyla da yine vatandaşlara verilecek desteğin maddi miktarı 3 milyar lira olacak… Velhasıl ülkemizin enerjisi fena değil!
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.